Nicholas ile yanyana kafeye girdiğimizde boş bir masaya oturarak içecek bir şeyler sipariş ettik. Siparişimiz geldiğinde Nicholas söze başladı.
"Ee nedir benim ile konuşmak istediğin konu?"
"Nicholas bak çok saçma olabilir ama ben biri tarafından takip edilip izlendiğimi düşünüyorum. Bu yaklaşık bir haftadır böyle sürüyor. Hatta bana ulaşamadığınız akşamüstü yine aynı his ile korkudan bayılmışım. Dershaneden bir arkadaşım da oradan geçerken beni görüp evine götürmüş o yüzden de siz bana ulaşamadınız. Aslında ulaştınız ama yanıt alamadınız.
"Heeseung anlattıklarından annen ve babanın haberi var mı?"
"Sadece Jungwon'un var"
"Bak olayı buraya çektiğim için kızıp kıskançlık yaptığımı düşünme sakın o kişiye güveniyor musun?
"Beni evine götüren kişiye mi?"
"Evet güveniyor musun?"
"Yani hayır bilmiyorum, dersliğimize yeni geldi. Tanımıyorum fazla."
"Heeseung, aramalarımı o silmiş olabilir."
"Nicholas, ne alaka. Tamam güvenmiyorum tamam dersliğe yeni geldi de o kadarını da yapamaz. Hem zaten ekran kilidi var onu nasıl açacak?"
"Hee bilmiyorum. Kendin söylüyorsun güvenmediğini yani böyle bir şey yapmak istedikten sonra ekran kilidini de kırar ki"
"Haklısın ben yine de dikkat edeyim. Zaten ilk geldiğinden beri fazla ısınamamıştım ona."
"Tamam, teşekkürler"
Kafeden kalktıktan sonra boş boş dolaşarak vakit geçirmiştik. En son benim ile eve kadar gelmişti.
"Sende gelsene biraz oturursun bir şeyler ikram ederim sana."
"Tamam Hee, geleyim"
Eve girdiğimde anneme seslendim ama ses gelmedi. Annem işi dolayısıyla çoğunlukla eve erken gelirdi ama bugün işi var herhalde. Eve geldiğimi duyan Jungwon odasından çıkarak yanımıza geldi.
"Nicholas hyung ile gelmişsiniz barıştınız mı?"
"Hayır Wonie barışmadık"
"Ya"
Jungwon mutfağa geçti bizde Nicholas ile salona koltuklara geçtik. Birkaç dakika sonra mutfaktan kırılma sesi geldi.
Koşarak yerimden kalktım ve Jungwon'un yanına koştum. Jungwon bir tane bardak kırmıştı. Rahatlayarak Nicholas'ın yanına dönecekken mutfakta ki koku ile geri döndüm. Değişik bir kokuydu. Ama çok fazla merak etmiştim bu kokunun nereden geldiğini.
Hipnoz olmuşcasına adımlarım tekrar mutfağı bulurken bir yandan da kokuyu anlamaya çalışıyordum. En sonunda Jungwon'un yanına geldiğimde elini kestiğini fark ettim. Kesikten yere kan damlıyordu. Adımlarımı durdurmak yerine Jungwon'un yanına çöktüm. Bileğini tuttum-
Ev zilinin çalması ile dikkatim dağıldı. Jungwon'un yanından kalkarak kapıyı açmaya gittim.
Annem ile babam gelmişti. Ne olmuştu az önce ben kan mı içmek istemiştim? O kanı içecek miydim? Gerçekten istemiş miydim bunu? "Heeseung iyi misin oğlum?" Annemin sorusu ile ona döndüm.
"Evet iyiyim anne dalmışım kusura bakma."
"Önemli değil bebeğim. Oo Nicholas da burada. Barıştınız mı?"
"Hayır sadece beni eve kadar bıraktı bende yemeğe kalmasını söyledim."
"İyi yapmışsın."
.....
Nicholas gidince hâli ile Jungwon da odasına geçmişti. Saati fark ettiğimde epey geç olduğunu anladım. Telefonumu şarja takıp komodine bırakarak yatağıma geçtim günlüğümü doldurarak başımı yastığa koydum. Bugünkü garip olayları düşünerek uykuya daldım.
