Bölüm 15

133 14 14
                                    

Ben cevap vermeyip yüzümü yeniden çevirmeye çalıştığım da yeniden beni kendine çevirmiş dudaklarıma sokulmuştu bile. Kendimi geri çekmem artık anlamsızdı.

"Beni öperek kendini affettirmeye mi çalışıyorsun?"

Nefes nefese kalmış sesimle sorduğum soruya gülmüştü. Ne vardı ki gülünecek gayet mantıklı bir şey sormuştum.

"Hayır, beni affedeceğini zaten biliyorum. Dudakların çok güzeldi öpmek istedim."

Söylediklerinden sonra bu dedikleri çok normalmiş gibi bir de omuz silkmişti. Bu davranışı beni utandırırken yüzüme ufak bir tebessüm gelmişti. Bu sefer utandığımdan dolayı kendimi geri çekmeyip bende dudaklarına bir buse bıraktım.

"Bu ne içindi şimdi?"

"Bir şey için değildi, 'Dudakların çok güzeldi öpmek istedim.' "

Sanırım onu utandırmıştım. Hep o beni utandıracak değildi ya. Hem yalan da söylemiyordum ki dudakları gerçekten çok güzel çok öpülesiydi.

"Ee o zaman planımız nedir? Nasıl bir yol izleyeceğiz?"

"Sen neye karar vereceğimizi bana mı soruyorsun şuan?"

"Evet sana soruyorum Riki, malum tek başıma bir şeyler yapmaya çalıştığımda senin tarafından onaylanmadım artı desteklenmedim"

"Öyle de denemez de neyse. Sen beraber karar verelim diyorsun yani şimdi?"

"Evet dedim ya Riki"

"Aslında plan olmadan direkt akışına bırakarak gidelim diye düşünüyorum ben. Nicholas ne derse onu yapalım, ona ayak uyduralım bizden şüphe etmesin. Önemli olan bize güvenmesi."

Doğru söylüyordu güven olmadan hiçbir ilişki sağlam olmazdı. Bu arkadaşlık, iş ya da aşk fark etmezdi. Güven önemli bir etkendi. Bize güvenirse yapacağı her şeyi bize anlatacaktı ve bu da bizim yararımıza olacaktı.

"Tamam öyle yapalım. Dediğin gibi bize güvenirse daha kolay ilerleriz."

"Peki sen? Sen bana güveniyor musun?"

Sorduğu soru afallamama neden oldu. Bu soruyu asla beklemiyordum ki ne cevap vereceğimi de bilmiyordum. Eğer güvenmiyorum dersem benden uzaklaşmasından korkuyorum, güveniyorum dersem de yalan söylemiş oluyorum. Sessizliğim fazla uzun sürmüş olmalı ki Riki yeniden konuştu.

"Hee?"

"Riki ben... benden uzaklaşmandan korkuyorum ama ben sana tam anlamı ile güveniyorum diyemem. Bu durum benim hakkımda ki düşüncelerini değiştirmesin lütfen. Sadece birbirimizi tam anlamı ile tanımıyoruz bile. Birden oldu her şey, o gün senin üzerine bayılmasaydım ve sen beni evine kadar götürmeseydin biz bu kadar yakınlaşamazdık bile. O yüzden anla lütfen beni."

Ona yalan söylemek istemediğim için içimden ne geçiyorsa olduğu gibi söylemiştim. Bu 'değişik, adlandıramadığımız' ilişkimiz için iyi miydi kötü müydü bilemiyorum. Ondan uzak kalmak istemiyorum. Verdiği cevap beni rahatlatmıştı.

"Güven kavramı değişken bir kavram. Bugün birine çok güveniyorken yarın ona hiç güven duymayabiliyoruz. O yüzden merak etme bana olmayan güvenin senin hakkında ki düşüncemi değiştirmez. Bana da alışacaksın çünkü. Aksine bana güvenmiyorken güvendiğini söyleseydin sorun olurdu. Söylediklerinde haklısın tam anlamı ile birbirimizi tanımıyoruz. İyi ki bana kendi içinden geçenleri, hissettiklerini söyledin."

Her ne kadar ona doğruları söylemiş olsam da içimde bir burukluk oluşmuştu. Doğruları söylemek ile hata mı etmiştim?

"Sen iyisin değil mi alınmadın söylediklerime? Alınma lütfen ben de senin gibi doğrular yerine yalan söyleseydim kötü olur diye düşünerek söyledim ama aramız açılsın da istemiyorum."

"Sorun yok Heeseung."

Neden sorun var gibi hissediyorum? Neden uzak gibi hissetmiştim. Kırılmış mıydım?

"Emin misin Riki?"

"Evet Hee, sorun yok."

"Peki öyle olsun madem."



Sanrı | HeekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin