Bölüm 9

149 16 15
                                    

İki gün evde istirahat etmiştim. Dershane saatlerinde Nicholas da kalıyordum. Daha sonrasında da eve geçip yine yatağa yatıyorum. Artık üçüncü gün de dinlenmek istemeyip mızmızlanınca kabul ettiler devam etmeyi.

Biz buraya geleli iki saat oluyordu bize göre saçma Nicholas'a göre hepsinin gerekli olduğu bir sürü teste tutulmuştuk kendisi tarafından. Nicholas notlarını alırken biz de dinleniyorduk. Yanımıza geldiğinde konuşmaya başladı.

"Evet testinizin deneme süreciniz bitti, sizinde tahmin ettiğiniz gibi davranışlarınız bir insan da olması gerektiğinden fazlasına işaret ediyor yani evet doğa üstü özellik gösteriyorsunuz. Kitaba göre sizler birer vampir olmalısınız ama bunu birebir insan kanı içmeden anlayamayız yani demek istediğim sizler vampir değil sadece diğer insanlara göre daha farklı davranış sergileyen toplumumuzda 'Anormal' olarak adlandırılan kişilerden de olabilirsiniz.."

...

Nicholas'ın söyledikleri iyice sinirimi bozmuştu. Hem kendisine güvenmemizi söylüyor hemde bize tuhaf davranıp gerçekleri saklıyor gibi. Gerçekten ne yaptığı belli değil. Sanki bütün tüm gerçekleri biliyor ama gizliyor gibi de. Önümde öylece telefona bakan Nicholas'a seslendim

"Sen bu kadar bilgiyi nerden biliyorsun ki Nicholas? Bizi neye göre yönlendiriyorsun?"

"Benden şüphe mi ediyorsun yapma lütfen?"

"Hayır senden tabii ki de şüphe etmiyorum sadece merak ediyorum, korkuyorum."

'Hayır senden tabii ki de şüphe ediyorum. Sadece merak ediyorum sonumuzu neye çıkaracağını, korkuyorum Nicholas. Bize bana ve Riki'ye kötü şeyler yapacak olmandan korkuyorum.' Asıl söylemek istediklerim bunlardı ama asla sesli dile getirmezdim ona koşulsuz güveniyormuş gibi olmalıyım.

"Heeseung korkacak bir şey yok sadece vücudunuzu öğreniyoruz şuan için ki sizin için en iyi yolu seçebilelim. Aldığımız her yanlış karar sizlere zarar verir. Şuan için böyle gitmemiz en iyisi."

"Peki."

Dedikleri hem doğru hemde bir o kadar yapmacık geliyordu. Neye göre karar veriyor bunlara hala bir cevap vermedi çünkü verecek bir cevabı yok. Benim iyice dalgın ve düşünceli ruh halimi görüp yanıma geldi. Elleri yüzümü buldu geri nasıl bir hızla çekildim bilmiyorum. Eğer ben kendimi geri çekmeseydim o pislik beni mi öpecekti? Evden acele ile çıktım daha fazla burada durmak istemiyordum. Gözlerim çoktan dolmuştu.

Telefonum çalıyordu,  açacak durumda değildim. Üst üste çok fazla arama olunca cebimden çıkarıp arayana baktım,  Riki arıyordu. Kendimi toplamaya çalışıp aramayı yanıtladım.

"Efendim Riki"

Lanet olsun yine batırdım. Ağladığımı kesinlikle anlamıştı. Kendimi asla tutamazdım ağlarken.

"Hee iyi misin neden ağlıyorsun sen?"

Ben Riki'nin yanına gitmeli miydim? Eğer şuan Riki'nin yanına gidersem bütün her şeyi ya batıracağım ya da her şey oluruna gidecek.

"Riki evde misin?"

"Ben evdeyim güzelim, ben yani iste-"

"Tamam, ben sana geliyorum Riki, benim sana çok ihtiyacım var."

"Heeseung neler oluyor benim seni almamı ister misin güzelim?"

Neden böyle yaparak ona iyice bağlanmama neden oluyordu ki?

"İyiyim seni görsem daha iyi olurum. Yani konuşmaya ihtiyacım var .... anlatmaya. Ben kendim gelebilirim sanırım. Gelmene gerek yok Riki."

"Tamam aklım sende dikkat et dikkatli gel bekliyorum."

"Tamam."

Telefonu kapattıktan sonra gözyaşlarımı toparlayıp sildim. Ama eminim ki göz altlarım  şişti ve yüzüm kızarıktı. Daha fazla oyalanmadan Riki'nin evine gitmeye başladım maalesef ki kötü bir şekilde hayatıma giren bu çocuk çoktan kalbimde kendine güzel bir taht kurmuştu.






Sanrı | HeekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin