26

958 66 14
                                    

Yazım hataları varsa kusura bakmayın hızla yayinlayıp giytmem gerekti de.

Taehyung'dan

Jungkook'tan ayrıldığımda ikimiz de nefes nefesydik.

Kucağımda oturuyor ve elleri karnımda dinlenirken gözlerini asla aralık dudaklarımdan çekmiyordu.

Gerçi benim de ondan bir farkım yoktu...

Ellerim belinde, kalçasına yakın bir yerde yer edinmişken sadece öpüşmekten şişen ve kızaran dudaklarına bakıyordum.

Bazense titrek gözlerine...

Çok güzeldi...

Kim Jungkook, çok güzeldi.

Kucağımda iyice yerleşmiş ve ellerini gövdeme sararak bana yaslanmıştı.

Düzensiz nefesleri sürerken, derin derin nefes alıyordu.

Onu birazcık nefessiz bırakmıştım...

Dağılan saçlarını, yanağını göğsüme yaslamasını umursamadan okşarcasına düzeltiyordum.

Ben de kendimden geçmiştim, o da..

"T-teyung."

"Söyle güzelim benim"

Saçlarını koklayıp öptüğümde nedensizce burnuma süt kokusu dolmuştu.

Muzlu süt...

"H-huzur buldum.."

Söylediği şeyi biraz da olsa garipsemiştim.

Huzur mu bulmuştu-

"Sende.."

Söylediği tek kelime ile kulağının yaslı olduğu kalbime yüzlerce ok saplanmıştı.

Kalpten gitme buydu galiba...

"Teyung.. göğsün galiba ömrüm boyunca sığınacağım tek yer olabilir..."

Ellerim, belinde kaskatı kesilmişken bedenimin de ellerimden farksız olduğunu fark ettim.

Özellikle gözlerim, televizyona bakmaktan vazgeçemiyorlardı.

Televizyondaki yansızmamıza...

"Güvende hissediyorum Teyung."

Cümlesini tamamladığında devam edeceğini anlamıştım.

Kalbim, çok hızlı atıyordu.

"Çünkü sen beni kolların arasına alıp belimi sarmaladığında ben çok güvende hissediyorum. Sanki  ihtiyacım olan şey belimin sarmalanması gibi..."

Belinde kalan ellerim uyuşup yandığında Jungkook devam etmişti.

"Seviliyor gibi hissediyorum... gözlerin bana aşkla baktığında cidden de sevildiğimi hissediyorum Teyung..."

Yüzünü kaldırıp bana aşağıdan baktığında sonunda gözlerimi televizyondaki yansımamızdan çekebilmiş ve bana kararlılıkla bakan gözlerine odaklanmıştım.

Gözlerim bile titriyordu...

Eli dudaklarıma çıktığında ilk baş elini yanagıma koymuş, daha sonra ise baş parmağı ile alt dudağımı aşağıya çekmiş, kendince oynamıştı.

Odağı yalnızca dudağımdaydı...

"Ölüyor gibi hissediyorum Teyung.. sen beni her öptüğünde, dudakların her dudağıma değdiğinde sanki cehennemde yanıyor gibi hissediyorum Teyung... ama sanki o cehennem bile öyle güzel bir cennet ki bana, sonsuza kadar yanabilirim gibi geliyor. Dudakların Teyung... tek günahım olabilir mi?"

Tek kelime dahi edemezken, dudağımla oynayan parmağı durmuş ve yanağım ile eli arasına hava girmişti.

Ellerini ensemde birleştirdiğinde son kez gözlerime bakıp, ensemdeki elleri ile beni kendisine çekerek hızla dudaklarıma yapışmıştı.

Yavaşça geri çekildiğinde direkt boynuma gömmüştü yüzünü.

Elleri hâlâ ensemde oyalanırken dudaklarını bir kez daha boynuma bastırmıştı.

Ve ben, beline daha sıkı sarılmış, başımı boynumdaki başına yaslamıştım.

"Benim de tek günahım sensin Jungkook... boş ver, gel yanmaktan hiç sönmeyelim.."

MY BABY |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin