8

2.1K 138 18
                                    

Taehyung'dan

Otoparka inerken Jungkook bu sürede hiç elimi bırakmamıştı. Karşı da çıkmamıştım çünkü...

Benim de hoşuma gidiyordu...

Elinin elime fazlaca temas etmesi içimi garip ama güzel hissettiriyordu

Özellikle de kalbimi...

Arabamıza geldiğimizde Jungkook'un kapısını açmıştım binmesi için.

Jungkook, binmemiş, aksine etrafına bakındıktan hemen sonra yakalarımdan tutarak beni kendisine çekmiş ve başını yana eğerek ve sertçe öpmüştü beni.

Ne olduğumu şaşırırken Jungkook benden ayrılmıştı ve yakamı bırakmasını umarken beni tekrar kendisine çekerek bu sefer dudaklarımı minik minik öpmeye başlamıştı.

Saniyelik öpüp ayrılıyor, sonra terkar dudaklarını dudaklarımda hissediyordum..

Beni, her zerreme kadar deli ediyordu.

Otoparkın en alt katındaydık ve 2 3 araba var ile yoktu.

Elimdeki poşetleri yere bırakarak Jungkook'u ensesinden ve belinden kendime çekerek dudaklarını dilim ile aralamıştım.

Dilini dilim ile buluşturduğumda, Jungkook'un elleri yakalarımdan göğüslerime düşmüştü. Ve bir süre göğüslerimde dinlenmişti.

Ben Jungkook'un alt dudağını resmen sömürürken o ise acemice üst dudağım ile ilgileniyordu.

Ve kahretsin ki bu basit hareketi bile beni bitirmekte 1 numaraydı...

Islak bir sesle dudaklarından ayrıldığımda alt bedenlerimiz hâlâ birbirine temas halindeydi. Ve ellerim, tıpkı onun ellerinin göğsümde kalması gibi belinde kalmıştı.

Gözüme çarpan beyaz boynu ile dudaklarımı düz alana bir kaç saniye bastırıp geri geçildiğimde Jungkook kollarını boynuma sarıp beni kendisine daha da bastırdı.

"Jungkook... kokun..."

"Hm...T-teyung.."

Boynuna sürtünen burnum, yavaşça yukarıya çıkıyordu. Ve her yukarıya, kulağına doğru ilerlememde alt dudağım, boynu tarafından aşağıya çekiliyor ve değdiği yerleri ardından ıslaklık bırakarak geçiyordu...

Dudaklarımı bu sefer de kulağının altındaki minik boşluğa bastırıp kokladıktan sonra geri çekilmiştim.

Son kez daha dudaklarını dudaklarımda hissedince belini bırakmıştım. Ama Jungkook, uykusu gelmiş gibiydi..

Belki de benden etkilenmişti...

"T-Teyung... e-eve gidelim."

Kısa süre sonra eve geldiğimizde bagajdaki poşetler bile umrumda değildi.

Arabadan indiğim gibi Jungkook'u kalçalarından tutarak hoplatmış ve kucağıma almıştım.

Anında kolları boynuma sarılırken kıkır kıkır gülüyordu.

"Teyung ya~! Bıraksana düşeceğiz~! Hem ben yürüyebilirim! Indirir misin beni lütfen~?"

Yüzümü beyaz boynuna gömüp öptüğümde Jungkook sessizleşmiş ve sadece boynuma sarılmıştı.

Hızla eve girdiğimde ayakkabılarımı çıkartmıştım. Kucağımdaki bebeğin de ayakkabılarını çıkartıp attığımda direkt yatak odasına ilerledim.

"Seni benim giydirmemi ister misin güzelim?"

"Hm hm. Lütfen..."

Uykusu gelmiş gibiydi. Kelimeleri ağzında kayıyordu sanki.

"Bebeğim uykun mu geldi?"

"Şey. Hayır Teyung. Sadece biraz yorulmuş olabilirim."

Bebeğimi yatağa oturtmuş ve altındaki pantolonu çekip çıkartmıştım.

Haklıydım, her şeyi değişmişti...

Daha sonra üzerindeki gömleği ve tişörtü de çıkartıp attığımda Jungkook'un üzerinde yalnızca baksırı vardı.

Ah bir de çorapları.

Onları da çıkartmıştım.

Ayakları hâlâ güzeldi... tıpkı kendisi gibi...

"Bebeğim kalçanı kaldırır mısın?"

Şortunu giydirmem bittiğinde sırada tişörtü vardı.

"Bebeğim kollarını-"

"Tişört istemiyorum Teyung."

"Ne istiyorsun güzelim?"

"Bir şey istemiyorum Teyung. Biraz rahatlamak istiyorum..."

Seslice yutkunmuştum.

"Peki bebeğim. Gel bakalım."

Yorganı açtığımda içine girmemiş ve bana bakmıştı.

"Teyung. Söz verdin. Anlatacaktın."

"Bebeğim yatarken-"

"Ama Teyung, kucağında oturmak istiyorum."

Ben de kucağımda oturmanı istiyorum Jungkook.

"Peki bebeğim."

Tekrar kalçalarından tutarak Jungkook'u kucağıma aldığımda yatağın içine girmiş ve sırtımı başlığa dayamıştım. Ellerim benden istemsizce kalçasının iki yanına yerleştiğinde yarısı çıplak olan koca bir bebek kucağımda oturuyor ve ellerini karnıma koyuyordu...

"Evet Teyung. Seni dinliyorum."

Artık bir yerden başlamam gerekti.

"Bebeğim sen sorsan?"

"Peki... o hamburgerciye ve o avmye kiminle gidiyordunuz?"

Bir süre düşünmüştüm...

"Jungkook... benim.. bebeğim sen hayatıma girmeden önce görüştüğüm bir kadın vardı."

Tişörtüm üzerindeki elleri, yavaşça kasılmış ve parmaklarını tenime bastırmaya başlamıştı.

"Ama... kadına gay olduğumu ve kadınların ilgimi çekmediğini söylediğimde... bana tokat atıp terk etti..."

Pekala, şimdi ise tırnaklarını geçiriyordu.

"Bebeğim acıtıyorsun."

"Oh. Özür dilerim. Ya sonra?"

"Sonrası sensin. O hamburgerciye de, avmye de hep onunla giderdik. Ama.. unutabildim mi? Evet, çünkü artık sen varsın ve ben onu sevmiyordum zaten."

"Peki Teyung. Sana bir şey daha sorabilir miyim?"

"İstediğini sorabilirsin güzel bebeğim benim."

Alnından öptüğümde o soruyu sormuştu.

"Peki Teyung.. beni neden evlat edindin?"

Aklıma Jungkook'u gördüğüm ilk an geldi...

Bebekti... beşiğin yanına yaklaştığımda kendi isteği ile parmağımı tutmuş ve sıkıca tutunmuştu bana...

Ağlaması, elinin parmağıma değmesi ile anında kesilmişti...

Ve kahretsin ki Jungkook bebekken de çok güzel bir bebekti...

Sonra isminin Jungkook olduğunu öğrenmiştim ve bana şaşkın gözlerle baktığında, onu orada bırakıp başka bir çocuğa bakamamıştım..

Sanki Jungkook gitmemem için bana bakmış gibiydi...

Sanki Jungkook, cidden benim bir parçamdı.

Sanki Jungkook, benden bir parça değil gibiydi..

Sanki Jungkook, benimdi... yalnızca benim..

"Jungkook... güzelim... sen çok güzeldin... siktir... şu anda da çok güzelsin.."

Kucağımda otursa da bana yine o zamanki gibi gözlerle, şapşalca bakmıştı.

"Jungkook... Güzelim, seni öpebilir miyim? Şu an çok tatlısın ve siktir... ben dayanamıyorum!"

MY BABY |+18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin