𝐌𝐚𝐫𝐯𝐞𝐥 𝐇𝐢𝐠𝐡 𝐬𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥

Chapter seven: Müze

       

Arkadaşlar uzun zamandır yeni bölüm atamıyordum. Umarım beğenirsiniz. Hesabı zaten yeni açmıştım destek olursanız sevinirim. Hepinize iyi tatiller. 💗💗

       Steve ve Elena müzeye gitme kararı almışlardı. Star'ı ne kadar çağırsa da gelmemişti. Farklı planları vardı. Star Tony'i aradı.

"Birazdan yola çıkacaklar. Hazır mısın?" dedi fısıldıyarak Star.

"Evet,hazırım."

"Şuan pencereden izliyorum. Lale pastanesine doğru ilerliyorlar. Aşağı in yetişmeliyiz." dedi Star.

"Hemen geliyorum. Bugün çok eğleneceğiz."dedi kıkırdayarak Tony.

    Aşağı indiler. Star siyah eşofman üstüne de düz siyah bir thsirt aldı. Siyah bir şapka takıyordu. Aşağıda onun gibi siyah giyinen Tony'i gördü ve gülerek onları takip etmeye başladılar. Dikkatli bir şekilde ilerliyorlardı. Steve Elena'nın elini tutuyordu sanki hiç bırakmayacak gibi güvenle ve sıkıca. Elena ona bir şeyler dedi ve Steve onun yanağına öpücük kondurdu. Star durur mu? Hemen fotoğraflarını çekti. Elena gariplik seziyordu ama ne olduğu hakkında fikri yoktu. Bir süre sonra otobüse bindiler. Tony telefonunu çıkardı ve birkaç tuşa basarak telefonlarını dinlemeyi başardı. Star ona hem şaşkın, hem hayran, hem de onaylamaz şekilde baktı ama amaçlarına ulaşmışlardı. Müzeye gidiyorlardı. Stark hemen bir taksi çevirdi ve onları o müzeye götürmesini istedi. Yol boyunca Elena ve Steve konuşuyorlardı, Tony ve Star dinliyordu. Artık gelmişlerdi. Steve ve Elena indi. Tony ile Star bir süre bekledikten sonra peşlerinden gitti. Aralarında fazla bir mesafe yoktu. Star onları izliyordu. Tony onlara doğru bakacaklarını fark ettiğinde Star'ı kendine doğru çevirdi ve yüzlerinin görünmemesi için yüzünü kendine yaklaştırdı. Öpüşüyor gibi görünüyorlardı. Onları gören Steve ve Elena kafasını çevirmek zorunda kaldı ve ilerlemeye devam ettiler. Tony ve Star bir santim daha yaklaşsalar yüzleri birbirine değecekti. Nefesleri birbirinin yüzüne çarpıyordu. Star yüzlerinin bu kadar yakın olmasından pek memnun olmadığı için hızlıca geri çekildi.

"Umarım çok rahatsız olmamışsındır Star." dedi Tony gıcık gıcık bakarak.

"Yok ya senden mi rahatsız olacağım? Komik olma Tony." dedi ve güldü.
"Hadi takip etmeye devam. Daha dikkatli olmalıyız." diyerek devam etti Star duygusuz ve umursamaz şekilde. Tony beklemediği bir cevap almıştı. Takip etmeye devam ettiler. Steve ve Elena durarak sohbet etmeye başladı. Steve bir şey dedi ve yüzleri birbirine yaklaşmaya başladı. Star kendini tutamayıp gülmeye başladı. Tony onu durdurmaya çalışsa da o kendini durduramıyordu. Tony eliyle ağzını kapattı. Tam yüzleri birleşecekken Steve ve Elena gülme sesine baktı. Elindeki telefonla onları çekip gülen bir adet Star ve onu susturmaya çalışıp kendi de gülen bir adet şapşal Tony'i fark ettiler. Elena elini alnına koydu ve yanlarına gitti. Bir sürü azar ve hakaret işiten Tony ve Star sıkılmıştı. Müzeyi inceleyen Elena'nın peşinden gitmek zorundalardı. Star yerdeki su birikintisine basıp kaydı. Bir heykele çarptı ve sendeleyerek zor durdu. Steve sarsılan heykeli tuttu ve sabitledi.

"İyi misin Star?" diye sordu anlayışla Tony.

"İyiyim sağ ol." dedi gülümseyerek Star.

   Elena ise zaten onlara sinirliyken daha da sinirlenmiş ve azarlamaya başlamıştı.

"Star dikkat etsene. Ya kırıl-" dedi ama lafını tamamlayamayan çalışan geldi.

" Siz ne yapıyorsunuz? Dikkatli olsanıza! O ne kadar pahalı haberiniz var mı? Ömrünüz boyunca çalışsanız onu ödeyemezsiniz. Çocukları içeri almamaları gerek. Dışarı! Hepiniz. Bir daha gelmeyin." dedi sessiz kalacaklarını sanarak. Tony kimsenin konuşmasına fırsat vermeden cevabını verdi.