Duyduğum son sesler kulağımı tırmalarken omzumdan birinin beni dürtmesiyle yavaşça kafamı kaldırdığım sıradan etrafa baktım. Gözlerimi açacak gücü kendimde bulamıyordum. Nihayet kendimi toparladığımda etrafa bakındım. Gördüğüm şeyle gözlerim daha çok açıldı. Ben... Ben sınıftaydım. Liseye giderken oturup ders dinlediğim sınıfta. Birden zihnime üşüşen bölük pörçük anılar, yaşadığım şeyleri bir bütün hale getirdiğimde irkildim ve beni dürten kişiye döndüm.
Sanki gözlerim daha fazla açılabilecekmiş gibi daha fazla açtım. Karşımda yıllar boyu kendimi suçladığım, benim yüzümden ölen Taehyun vardı. Zeytin siyahı gözleri ile endişelenmiş bir şekilde bana bakıyordu.
"Beom, iyi misin?"
Bu gerçek olamazdı. Rüya gördüğüme adım gibi emindim. İmkansızdı. Taehyun 5 yıl önce ölmüştü. Şuanda benim karşımda olamazdı. Kafamı bu olanların gerçek olmadığını inkar edercesine salladım ve karşımda duran akıllı tahtanın tarihine baktım.
5 ekim 2018 cuma. Olanlara inanamadım. Tam tamına 5 yıl gerideydim. Ve benim için lanetli olan güne 7 ay vardı. Taehyun'un ölümüne 7 ay vardı. Aklım durmuşçasına Taehyun'a baktım.
"Hey beom. Kalk hadi açım diyip duruyorsun 2 tenefüstür öğle yemeğine inelim"
Taehyun benim cevabımı beklemeden elimi tutmuş beni yemekhaneye indiriyordu.
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Kulaklıklarımı takmış düşünceli halimle okulun karşısında ki parkta salıncakta sallanıyordum. Gün boyu ölü gibi dolaşmış ne olduğunu anlamaya çalışmış, fikirler yürütmüştüm.Belki de bu şansımı kullanmalıydım. Gülümseyerek annemin yüzüme kınayla yaptığı çillere dokundum. Annem öldükten sonra da devamlı kendime çiller yapardım. Annem bunun bama şans getireceğine inanırdı. Küçükkende benim çok hoşuma giderdi. Çiller ile alakalı birçok hikaye uydurur bana anlatırdı. Tenimde bembeyaz olduğu için bana bir çingene hikayesi anlatırdı.
Bir efsaneye göre: Çingene Kadın bir gece Ay'a, sevdiği adamın kendisinin olması için yakarır. Ay bunu kabul eder ancak bir şartı vardır. Doğacak olan ilk çocuğu Ay'ın olacaktır. Çingene Kadın, yalnızlık korkusuyla bu şartı kabul eder ve Çingene Adamla evlenir. Bir süre sonrada ilk çocukları Dünya'ya gelir. Ancak çocuk tarçın renginde bir tene ve koyu gözlere sahip olacağı yerde, aydınlık bir tene sahip olur, Albinodur. Tam anlamıyla Ay'ın suretidir. Ancak Çingene Adam şüpheye düşer ve Çingene Kadın'ın kendisini aldatmakla suçlayarak bıçaklar ve öldürür. Çocuğuda bir dağın tepesine bırakır
Derler ki; çocuk ne zaman mutlu olursa Ay; Dolunay çeklini alır, çocuk ne zaman ağlasa Ay; Yarım ay veya hilal şekline geçip onu sakinleştirmek için bir beşiğe dönüşürmüş
Annem beni hep ayın çocuğuna benzetirdi. Bembeyaz bir ten ve bir sürü çil. Çillere yıldız derdi. Yıldız kayınca dilek tuttuğumuz gibiydi işte.
Kararlılıkla salıncaktan kalkıp parktan çıktım. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. Bu sadece bir şans değildi. Yukarıdan gelen bir lütuftu. Belki annemi ve babamı yaşatabilir. Taehyu'u kurtarabilirdim.
Hayatımın en güzel zamanlarını tekrar yaşamaktan hiç bir zarar gelmezdi.
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Müziği son ses vererek evimize doğru ilerliyordum. Sanırım uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım. Kendimi canlı hissediyordum. 18 yaşındaymış gibi hissediyordum. Kapımızın önüne geldiğimde durup derin bir nefes aldım. Sakin olamıyordum. Kalbim deli gibi atıyor, durmuyordu. Kendimi hazır hissettiğimde kapıyı tıklattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Ay Ve Yeşil Yıldızlar Ütopyası/Taegyu
General Fiction─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ─── Bana verilen bu lütfu kullanabilir miydim? ─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───