Geçmişe doğru iniyordum. Evde tek olunca sıkılmış, evin çatı katında eski eşyaları karıştırıyordum.
İçinde annem,babam,ben ve Taehyun'un olduğu birçok eski fotoğrafı odama indirmek için bir köşeye ayırmıştım.
Küçüklük eşyalarımın olduğu kutuyu açtım. İlk gözüme çarpanlar rüya kapanları oldu. Yeşil olanı elime alıp incelemeye başladım. Aklıma gelen anılarımla yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.
𝑭𝒍𝒂𝒔𝒉𝒃𝒂𝒄𝒌
"Al bakalım."
Ortaokula geçişimizi kutlamak için Taehyun ile evin arkasında ki ormanda oturmuş abur cubur yiyorduk. Bana doğru uzattığı şeyi aldım. "Bu ne?"
"Rüya kapanı." Elimde ki yeşil rüya kapanını incelemeye başladım. "Ne işe yarıyor ki bu?"
"Bana geceleri Ay'a baksan bile uyuyamadığını söylemiştin ya bende rüya kapanı yaptım sana. Ortasına da çam ağacı ördüm. Çam ağaçları huzuru temsil ettiğini duymuştum. Bende huzura ermen için çam ağacını seçtim. Yatağının üstüne tavana as bunu."
(Günümüz)
Bunu yatağımın üstündeki yerinden niye çıkardım hatırlamıyorum ama tekrar asmak için fotoğraflar ile odama indim.
Fotoğrafları masama bırakırken rüya kapanını asmak için yatağıma çıktığımda kapının çalmasıyla oflayarak yatağımdan zıplayarak indim.
"Yeonjun? Taehyun?" kapının önünde ki Yeonjun, Taehyun, Soobin ve Kai'ye baktım.
"Hadi hazırlan konsere gidiyoruz."
"Ne konseri ya. Bu havada mı?"
"Ortam insanı Yeonjun arkadaşı sağolsun konserde yer ayırtmış. Her yerden arkadaşı çıkıyor zaten." dedi Taehyun.
Yeonjun beni odama doğru yollarken. "Boş konuşmayında giyin Beom." dedi.
Dolabımda bulduğum ilk şeyleri üzerime geçirip aşağı indim.
Herkes teker teker Yeonjun'un arabasına geçip oturduktan sonra Yeonjun'dan bir ses yükseldi. "Hazır mıyız millet?"
Ve tek ses veren Kai oldu. "EVETTT."
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
"Burası gerçekten güzelmiş." ağzım açık bir şekilde etrafa bakınıyordum."Tabi ne sandın." altan altan sırıtan Yeonjun'un kolluna vurdum. "Acıdı!" dedi kolunu okşarken.
"İçecek bir şeyler mi alsak?" dedi Soobin.
"Olur sen ve Yeonjun gidin alın." dedim Yeonjun'u işaret ederek. Büyük bir sevinçle içecek almaya giden Yeonjun'u izlerken kulağıma fısıldayan sesi hemen tanıdım.
"Beni takip et." sorgulamadan Taehyun'un peşinden gittim. İkimizde giyinme odasına benzer bir yere girdik. Taehyun'un az çok ne yapacağını anladığım için kapıyı arkamdan kilitledim.
Taehyun arkamda durup ellerini belime koydu.
"Dokunuşlarımı hisset ve arkanı dönme." dediğini yaptım ve heyecanlı bir bekleyiş başladı. Ellerini tişörtümden içeri sokup avuç içleri göğsümün etrafında kaymaya başladı. Ellerini sertleşen meme uçlarıma götürmesini istedim.
Taehyun beni yavaşça tek kelime dahi etmeden soydu. Taehyun'a yaslanarak sırtımı gerdim. Vücudum alevle yanıyordu. Dudaklarını boynumda hissettim. Islak öpücükler bırakıyor ardından ısırıyordu. Kesinlikle iz bırakacak türdendi. Eli aşağı indi ve uyluğuma dayandı. Ellerini bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Parmaklarını içimde hissetmek istiyordum, penisim arzuyla yanmaya başladı.
Taehyun'un kıyafetlerini çıkardığını duydum. Yumuşak ve sıcak tenini sırtımda hissetim.
Parmakları içime girdiğinde hissetiğim zevk dalgası ile yüksek sesle inledim. Kalçamda hissettiğim sert penisi ile dayanamayacağımı anladım.
"Taehyun, lütfen." dedim yalvaran sesimle.
Taehyun bacaklarımı ayırmak için dizini araya soktu. Birden içime girdiğinde çığlık attım. Keskin ve derin her darbesinde inliyordum. Parmaklarımı saçlarına geçirdim. Gözlerim karardı yaşlar akıyordu, vücudum deli gibi gerildi. İkimizde doruk noktasındaydık. Beraber aynı anda boşalırken birkaç saniye için donup kaldık.
Soluklandıktan sonra ikimizde kendimize çeki düzen verip odadan dışarı çıktık. Hiçbir şey söylemiyorduk çünkü ihtiyacımız yoktu. Bakışlarından anlayabiliyordum.
Yeonjunların yanına gittik. Boş sandalyelere oturduğumuzda üçüde bize hayalet görnüş gibi bakıyordu. Kısa sürede sohbet başlayınca sessizce oturuyordum. Sadece soyunma odasında yaptıklarımızı düşünüyordum.
"Az önce her ne yaptıysanız bana müsait anlatmak ister misin?" dibime yanaşıp kısık gözlerle soran Yeonjun'a döndüm. "Ne?"
"Yaptığınız şey çok belli bu arada haberin olsun." dedi kıkırdayarak. Yeonjun'un söyledikleriyle Taehyun'a kaçamak bir bakış attım. O da anlamış olacak ki bana bakıyordu.
Gece su gibi aktı. Sarhoş olan Kai'yi çıkarmaya çalışan Soobin ve Yeonjun'a arabaya kadar gitmelerine yardımcı olup başka yere gideceğimizi söyleyerek onlardan ayrıldık. Doğruca ailemin çokta kullanmadığı eve yürüdük. Eve yorgunluktan zar zor girmiştim.
"Yoruldun mu?" dedi Taehyun ben giyinirken. Birkaç gün önce buraya daha sık geleceğimizi düşündüğümüzden rahat kıyafetler bırakmıştım. "Evet." dedim gülerek. "Özellikle birileri beni çok yordu."
"Öyleyse bu ayın çocuğu hemen uyumalı."
"Bencede." bedenimi daha fazla ayakta durmak istemediğimden kendimi yatağa attım. Taehyun'da ışığı kapatarak yanıma kıvrıldı. Üzerimizi örtüp yanağıma bir öpücük bıraktı.
∘₊✧──────✧₊∘
633 kelime... Çok kısa oldu ama kısa olunca daha çok bölüm atasım geliyorYorum yaparsanız sevinirim...
Görüşürüz🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Ay Ve Yeşil Yıldızlar Ütopyası/Taegyu
General Fiction─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ─── Bana verilen bu lütfu kullanabilir miydim? ─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───