Aniden bastıran yağmuru izlediğim pencerenin önünden çekilip bir kenara fırlattığım tişörtümü üzerime geçirdim. Mutfak masasının dağınıklığını umursamadan sandalyelerden birine oturdum. Masanın üzerinde duran kibritlerden birini yakıp sigara paketinden çıkardığım sigaranın ucunu tutuşturdum.
Gözlerim Taehyun'un gözleri ile kesişti. Kalktığı koltuktan yavaşça bana doğru ilerliyordu.
Oturmadı, sadece masaya yaslandı, tek kelime dahi etmedi. Gözlerimi kaçırmadan sigara dumanını içime çektim.
"Ne zaman bırakmayı düşünüyorsun?" sordu kalın sesiyle. Gözlerimi yine ayırmadım gözlerinden. Yüzümde mayhoş bir sırıtış vardı. Dumanı yüzüne üfledim.
Gözlerimizin arasında dönen yoğun bakışma ikimizi de tahrik ediyordu. Buna emindim.
"Bilmem. Belki de en çok içime sinecek şekilde içtiğimde bırakırım.""Öyle mi?"
"Öyle."
İki parmağımın arasına sıkıştırdığım sigarayı alıp ağzına götürdü. Yapacağı hamleyi düz bir ifadeyle izledim.
Dumanı içine çekip sigaranın ucunu bastırarak söndürdü. Artık ne yapacağını sormak için aralanan dudaklarım onun dudaklarını benimkilerim üzerinde hissetmem ile tekrar kapattım. Elleri yanaklarımdan boynuma doğru gidiyordu. Sigara dumanını boğazımdan aşağı kaydığını hissediyordum.
Taehyun geri çekildi fakat yakınımdaydı. Bir süre sadece öylesine bekledi ve sonunda tamamen geri çekilip doğruldu.
"Bir daha içecek misin?"
Kollarımı birbirine kenetledim. "Hayır."
"Güzel."
⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅
Jungwon sen içecekleri şuraya koy, Beomgyu sende içecekleri getir." dedi Kai.
Taehyun oflayarak koltuğa oturdu."Kai emir yağdırmak yerine bir işin ucundan tutup yardım mı etsen pijama partisi fikri senden çıktı sonuçta."
"Sus cevap verme bana. Her şey tamamsa korku filmi buldum onu izliycez oturun hadi." dedi Kai kendini attığı yastıkların arasından.
"Ne korku filmi ya." dedi Soobin "Sonra gece ben korkuyorum deme."
Kai peluşlarını Soobin'in yüzüne atarken Yeonjun içicek koyuyordu.
"Yarın okula geliyo mu herkes." dedi Minho. Kafamı onaylar biçimde salladım.
"Ben Jay hyung gelmiyor diye gelmem sanırım."
"Ne Jay hyungmuş- YEONJUN NAPTIN!" sakin tonda ilerleyen konuşmayı bozan Kai'nin çığlığı oldu. Kafamı kaldırıp Kai'nin oturduğu yere baktım. Yeonjun'un içeceği Kai'nin en sevdiği kuzulu peluşuna dökülmüştü.
Jisung kahkahalarının arasından "Gitti kuzu peluş MEEE." dediğini duydum. Yani anlayabildiklerim bunlardı. O sırada Kai Yeonjun'un saçına yapışmış, Soobin ise ikisini ayırmaya çalışıyordu.
"KAİ BIRAKSANA YEONJUN'U."
"HAYIR BIRAKMIYORUM."
Jay kalkıp peluşu eline aldı. "Vişne suyumu bu?"
Yeonjun başını salladı.
"Bence şarap bu." dedi Jay peluşu koklarken.
"Ne şarabı ya Yeonjun nerden buldun şarabı." dedim olduğum yerden kalkarken. Şişeyi elime alıp tadına baktım. "Yeonjun şarap bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Ay Ve Yeşil Yıldızlar Ütopyası/Taegyu
Художественная проза─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ─── Bana verilen bu lütfu kullanabilir miydim? ─── ・ 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───