Gökotta

83 14 9
                                    

"Ee sonra noldu?"

Sabah erkenden kuşların sesini dinlemek için uyanıp dışarı çıkmıştım. Yeonjun'un barının önünden geçerken karşılaşmış şu anda kahvaltı ediyorduk.

"Soyunma odasına girdik işte gerisini anlamışsın."

"Ben detaylı anlat diyorum."

"Ne detayı Yeonjun sapık mısın? Git Soobin'le aynısını yap detaylarını kendin görürsün." Ben Soobin dediğimde yüzü düşen Yeonjun'a gözlerimi kısarak baktım. "Ne oldu?"

"Bizim aramızda hiçbir şey yok." üzgün olduğunu sadece ona bakarak anlıyabiliyordum.

"Ama sana bakarken gözleri parlıyordu."

"Öyle mi?" gözlerinde biraz olsa da umut ışığı parladı.

"Evet fark etmedin mi?" Yeonjun kafasını iki yana salladı.

Önümde ki tabağı bitirdiğim için kalkarken "Artık fark etmiş oldun."

"Gidiyor musun?"

"Taehyun uyuyor diye tek çıktım ama tek çıktığımı anlarsa kızar. O uyanmadan döneyim."

Barın kapısından çıktığımda kulaklıklarımı taktım. Kulaklıklar yüzünden tedirgindim. Arada arkamı dönüp kontrol ediyordum. Aynı zamanda şirkette bulduğum uyuşturucuyu hala polise götürmemiştim. Hâlâ odamda duruyordu.

Anahtarı çantamdan çıkarıp kapıyı açtım. İçerisi sessizdi. Taehyun'un daha uyanmadığını anladığımdan sessiz olmaya çalışarak kapıyı kapattım.

Yolda Taehyun seviyor diye aldığım kruvasanları bir tabağa koydum. Kahve hazırlarken merdivenlerden duyduğum ayak seslerine odaklandım. "Günaydın uykucu." dedim dalga geçercesine.

"Dışarı mı çıktın?" dedi Taehyun uykulu sesiyle.

"Evet ama kızmak yok. Önünde ki kruvasanı ye." dedim önğne kahveyi bırakırken.

"Sen yemeyecek misin?"

"Hayır Yeonjun ile yedik biz." dedim önümde ki kahveden yudum almadan önce.

"En son seks yaptığımızı anlamış gibiydi ne dedi?"

"Sen onu boşver senin saçını mı boyasak." şaşırdığını belli edercesine gözlerini açtı. "Ne alaka şimdi."

"Bilmem maviye mi boyasak? Açık renk ama."

"Bakarız."

"Taehyun lütfen." sondaki n harfini uzatarak Taehyun'a baktın. Biliyordum karşı koyamazdı.

"Tamam." beklediğim gibi.

"Bu akşam boyuyoruz o zaman."

⋅•⋅⊰∙∘☽༓☾∘∙⊱⋅•⋅

"Bunu ailemin şirketinde birinin ofisinde buldum." annemin evde olmasını fırsat bilerek karakola gelmiş uyuşturucuyu nasıl bulduğumu anlatıyordum.

"Ofisin kime ait olduğunu biliyor musunuz?"

"Ofisin kapısında Huh Yunjin yazıyordu. Fakat korkarım kendisini tanımıyorum."

"Pekala. Ailenin şirketinin adını öğrenebilir miyim?" dedi polis.

"Neden? Aileme ne yapacaksınız?"

"Lütfen zorluk çıkarmayın."

"Hayır." önümde ki polis memuru ayağa kalktı.

"Gözaltına alalım kendisini. Şirketide araştırmaya başlayalım." gözaltı kelimedi duyar duymaz korkudan kasılmaya başladım. Herkesin dikkatinin dağınık olduğunu fırsat bilerek koşmaya başladım. Arkamdan gelen polislere yakalanamazdım. Annemin hayatının içine edemezdim.

Kanlı Ay Ve Yeşil Yıldızlar Ütopyası/TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin