Hava o kadar sıcak ki satır yazasım gelmiyor; ne buraya ne de yeni kurguma... Yazar tıkanması falan değil bildiğin cayır cayır sıcaktan. Kurgunun tam yaz tatili bölümündeyim. Yazacağım sahneyi ama hayal edemiyorum ki... Yani derin suların serinliğini, kediler yüzünden saklandığım minnacık mutfağımda, iki vantilatörün yaratmaya çalıştığı serinlikte anlatmak mümkün değil.
Ha diyeceksin ki sen nasıl yazarsın? Kışın oturup yaz kurgusu yazamaz mısın?
Yazarım... Ay çok da güzel yazarım fakat şöyle bir sıkıntı var, kışın yazı hayal etmek kolaydı. Ensenden aşağı inen ter damlaları olmayınca konsantrasyonun bozulmuyordu. Fakat yazın yazı yazmak öyle değil işte.
Ha... Nerde kalmıştım? Evet, derin suların serinliği... Yok arkadaş! Bir paragraf betimleme yazıyorum, hiç biri 'sanki orada olan' birinin görüşü değil de 'orada olmak için hayaller kuran birinin' görüşü gibi...
Vazgeçtim, kurguyu kenara koydum. Başladım okumaya...
Neyi?
Burada incelemesini yapacağım kitapları...
Hı hı... Bir okudum bir okudum deme...
Zaten hali hazırda başladıklarım akademik kitaplar ama durum o kadar kötü ki, okuduğum bir cümleyi altı yedi kere falan okumak zorunda kalıyorum. Kitap değiştireyim, roman okuyayım dedim olmadı... Anlamıyorum ki! Bir yerde kurgudan kopuyorum. Sanki bir diziyi izlerken, çay koymaya gittiğinde tv'yi durdurmaz da geri gelince arada kayıp sahneler yüzünden sıkıntı yaşarsın ya, onun gibi...
En sonunda kendi kitaplarımı açayım dedim. En nihayetinde bilinen bir demans ya da alzaymırım yok. Yani konsantre olamayıp atlayıp zıplasam da biliyorum ya konuyu... Ben yazdım ya hani...
Cıks, o da öyle olmadı... O kadar sıcak ki göz kapaklarım terledi neredeyse.
Sonra oturdum düşünmeye başladım. Bari yazılacak konularımı listeyeyim de dedim, belki sıcağa rağmen bir şeylere konsantre olurum çünkü boş durmayı hiç sevmiyorum.
Fakat dinlemek için açtığım müzikle bambaşka bir konuya daldım.
Sahi? Acaba hangi kitabımda yaşamak isterdim?
Hayır sorunun narsistliğini geçelim bir kenara. Çünkü aksi halde, Yüzüklerin Efendisi dünyasından başka bir şey istemem tabii ki fakat işte kendi kitaplarım içinde hangisi olsaydı yaşardım?
Sır serisinin tamamı büyük curcuna ve yazıldığı zamanda oluru olsa bile sonrasında çok taklit edildiği için artık on dört yaş mafya kurgusu gibi kalıyor. Yine de Serinin ilk kitabı İntikamın Sırrı, her ne kadar içindeki her bir cümleyi değiştirmek istesem de içinde yaşamak isteyebileceğim bir kitap olabilirdi.
Tek sorun, kendimi hikâyeye sokacak bir yer bulamamam... Yani kitaplarımdan birinde yaşayacaksam o kitaba girebilecek bir de olay oluşturmam lazım değil mi? Fakat İntikam, tüm acemi cümlelerine rağmen kurgu olarak öylesine oturdu ki kendimi kurguya dahil edebileceğim hiç bir yer bulamadım.
Sonra başladım diğerlerini düşünmeye. Paluri zaten fırtına gibi başlayıp bitiyor. "Aman Ateş oğlum dur yapma," 'Gökdeniz evladım deli misin ama yaaa!'...
Yok yok... Paluri'de de bir yer bulamadım kendime...
Keltler'in aksiyonuna ben yetişemem; zaten o dönemler için artık yaşlı statüsündeyim iyice...
Umuda Doğru? Maalesef o da yeterince olgun bilgeye sahip... Keşke Nevra ile konuşsaydık baştan onu yazarken; arada kendimizi sokabileceimiz küçük, minnak bi' şeyler sıkıştırsaydık araya.
Peri'nin de durumu ha keza farklı değil...
Gölge, sanırım şu anda elimdeki tek açık çıkarılabilecek kitabım benim için. Tabii kendi kitabıma fan fiction yazmak istemediğim için sadece hayal etmekle yetindim.
Saatlerce oturup boş boş düşündüm. Fantastik bir dünyaya girişim nasıl olabilirdi ki? Aslında söz konusu Gölge olunca ve henüz ilk kitapta olduğu için o kadar açık vardı ki... Sanırım ikinci kitabın sonunda, kurguya yan karakter olarak kendimi ekleyeceğim. Bir karaterin bana aşık olmasına sebep olur muyum olmaz mıyım bilmiyorum ama ikinci kitabın sonunda ortaya çıkacak cadı benim... (Suratımda hain bir gülümseme var burada)...
Vel hasıl....
Hava çok sıcak arkadaşlar... Delirtiyor insanı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Masallar - Blog
Non-FictionBurası iyice sakinleşmiş. Evet tekrar kurgu yayınlamayacağım bir süre Watty'de ama bence hazır ortalık sakinleşmişken başka bir proje yapalım. Burada olmadığım sürece bazı yazılarımı yayınladığım bir blog açmıştım. Günlük olaylar, akademik yazılar...