17. Bölüm: Hayal kırığı

612 22 37
                                    

"Çok yalnızım"

.

Tolga ile ilk önce bir pastaneye girdik. "Merhabalar kolay gelsin 1 kilo çikolatalı ekler alabilir miyim?" Dedim içeriye girip.

Kasadaki adam kutuyu hazırlarken Tolga'nın elini cebine attığını görünce kolunu tuttum "Tolga ben ödeyeceğim" dedim gülümseyerek.

Tolga "Ama-" derken elimi cüzdanıma atarak parayı çıkardım ve kasaya ilerledim. Poşeti alarak parayı verdim ve "Kolay gelsin" diyerek çıktık.

"Kızım ben versem ne olurdu?" Dedi Tolga. Oflayıp "Bende paranın lafı mı olur sence Tolga?" Dedim. O da "İyi peki sen bilirsin" dedi ve beraber Ömer'lere ilerledik.

Kümese vardığımızda tam kapının önüne gittiğimizde kapının birazcık aralık kalmış olduğunu gördük. Tam ilerlediğimizde içeriden benim adımın geçtiğini duydum.

Tolga tam girecektiki "Dur" dedim. Tolga ise "Noldu?" Diye sordu. Bende "Benim adımın geçtiğini duydum sanki" dedim. Tolga fısıldayarak "Kızım ne saçmalıyorsun girelim işte" dedi bense girmemekte kararlıydım.

"Şş" diyerek kulağımı kapıya yaklaştırdım. Benimle beraber Tolga'da yaklaştırdı.

Ömer "Yağmur'un haraketleri saçma bir hale gelmeye başladı" diyordu. Asiye "Yani evet sebebinide söylemedi. Süsen'e olan davranışları bir garip" dedi cevap olarak.

Ömer "Yani sonuçta o benim sevgilim. Tamam çocukken tanışmışız falan ama ben gidipte onun tarafını tutacak değilim. Hem yıllar sonrada çıktı geldi. İyi kız numaralarını oynuyor bize karşı" diyordu.

Bunları dinlerken gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. Tolga bunu farketmiş olmalıydı ki bana doğru baktı. Sonra Asiye "Evet birde acındırmaya çalışıyor kendini sürekli. Bizimde annemiz babamız yok ama sürekli dile getirmiyoruz en azından" dedi.

Doruk ise "Öyle düşünmeyin ya belki içini dökmek falan istemiştir" dedi. Asiye ise "Ay Doruk şimdi oturup onumu savunacaksın cidden" dedi. Doruk "Yani yok canım ama kötü birisi gibi durmuyor" dedi.

Ömer "Bak işte kendi ağzınla diyorsun öyle durmuyor diye. Ama ya öyleyse. Ya hani ne bileyim yıllar sonra çıkıp gelmişsin bide üzerine sevgilime tokat falan atıyorsun benim şimdi kaldı mı ona karşı içimde bir sevgi tanesi" dedi.

Asiye "Aynen biz böyle kendi arkadaş grubumuzla gayet iyiydik" diyince benim dinlerken göz yaşları sel olmuştu.

Tolga doğrulup "Gidelim gel" dedi kolumu tutarak. Titreyen sesimle "Hayır bırak gireceğim" diyerek kapıyı açıp dolu gözlerim ile içeriye geldim.

Ömer beni görünce afalladı. "Ka-kapı aralık mı kalmış?" Dedi. Bende oraya doğru giderek elimdeki poşetleri masaya koydum.

Tolga'da gözleri dolu bir şekilde içeriye girmişti. Bir tık üzülmüş gibiydi.

"Benim hakkımda böyle düşünüyorsanız benim yüzüme söyleseydiniz keşke Ömer" dedim yaşlı gözlerimle ona doğru bakıp. Asiye "Sen yanlış anladın biz aslında-" derken sözünü kestim.

"Bence iyi oldu. Hakkımdaki düşüncelerinizi öğrenmiş oldum" elimin tersiyle gözlerimdeki yaşları temizledim. Ömer ensesini kaşıyarak "Şey aslında ben öyle demek istemedi-" derken yine sözünü kestim.

Doruk üzgün gözlerle bana bakıyordu.

"Benim tek istediğim düzgün bir arkadaşlarımın olmasıydı. Ama olamamış demek ki... Ya ben sadece azıcık sevgi istedim. Çok mu şey istedim? Amacım kimseye kendimi acındırmak falan değildi. Sadece birine içimi dökmek istemiştim. Ben özür dilerim size kendimi acındırdığım için yine özür dilerim size kendimi sevdiremediğim için" dedim ağlayarak.

Yıldızların Altında | Sarp Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin