4.BÖLÜM

104 8 1
                                    

Evden çıkarken gece kimin getirdiğini bilmediğim yemekleri çöp poşetine koyup çöpe attığım sıra

"Allahım sen affet, tövbe tövbe " yaptığım yanlıştı ama eğer babam görseydi nasıl geldiğini açıklayamazdım. Gülün arabasını görünce duyduğum korna sesiyle olduğum yerde kalmıştım. Arabanın kapısı açılıp elime bir poşet verip hızlıca elime bir paket tutuşturup uzaklaştılar. Gül koşarak yanıma ulaştığında eve bakıp

"Arabaya binelim babam hala evde görebilir " dediğimde çabucak arabaya bindik. Derin bir nefes alıp kutuyu açmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü ellerim titriyordu. Kutuyu bile kavrayamıyordum. Gül paketi açıp bana bakmaya başladı.

"Bu ne böyle sandiviç ve içecek var burada" başımı iki yana sallayıp

"Bu kimse niye senin yemek yemenle ilgileniyor ki?"

"Ne bileyim ben "

"Annen falan olmasın " bir an düşünüp

"Bilmiyorum Gül, yeterince boktan bir hayatım var şimdi de bunlar ekleniyor ne düşüneceğimi nasıl tepki vereceğimi bilmiyorum artık "

"Anlıyorum seni ama bana mantıklı geliyor annen veya anne tarafından bir akraban fikri" cevap vermek yerine arkama yaslanıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Gül konuşmak istemediğimi anlayınca arabayı çalıştırmıştı.

Her gün gelip beni almasına bazen kızsam da evim onun okul yolunun üstündeydi. Babam karışmıyor olsa da bazen imalarda bulunup mesafe koymam gerektiğini belirtiyordu. Tabikide öyle bir şey yapacak değildim. Tek ailemdi benim Gül.

Okula ulaştığımız da daha binaya adım atar atmaz müdür yardımcısı gülümseyerek

"Günaydın kızlar " dediğinde

"Günaydın " Diye cevapladığımızda

"Aslında sizden küçük bir ricam olacaktı hemcinsleriniz gibi etek giyip okula uyum sağlarsanız çok sevinirim "

"Bizlere bırakılmıştı bu, şimdi niye böyle bir şey çıktı ortaya " sakince sorduğumda elini omzuma atınca boşluğuma gelip hızlıca gerilediğimde Gül hemen önüme geçtiğinde müdür yardımcısı anlayışla gülümseyip

"Sanırım temas sevmiyorsun, benim eşim de öyle " deyip güldüğünde hafifçe tebessüm ettiğimde

"Ben ailelerinizle irtibata geçerim bugün, rahat olabilirsiniz. İyi dersler " deyip yanımızdan uzaklaştığında Gül

"Dert etme baban tek kelime edemez "

"Yok ya ne dert edeceğim benlik bişi yok sonuçta "

Sınıfa geçtiğimizde anında Barış ve Mert yanımıza gelmişlerdi. Barış sıranın üstüne otururken Mert ayakta dikiliyordu. Göz ucuyla ona bakıp Barışla konuşmaya başladık.

Dördüncü dersin sonunda beden dersi için üniversiteliler ile ortak kullanacağımız binaya girerken Gülü dürtüp ağzını kapattırdım.

"Sen kendine bak be " dediğinde gülümseyip binanın içini incelemeye devam ettim. İki katlı bina da her türlü spor için alan vardı. Ortadaki boş alanda durduğumuzda oluşturduğumuz dairenin tam ortasında duran beden hocası çok genç görünüyordu taş çatlasın 26 yaşındaydı. Herkesi teker teker incelerken bana gelince durup kaşlarını çattı. İfadesizce ona bakmayı sürdürdüğümde boğazını temizleyip

"Selam gençler ben Burak bu yıl beraberiz. Geçen yıl kendi üniversitemizden mezun oldum. İlk öğrencilerim sizlersiniz" deyip göz ucuyla bana baktığında diğer taraftaki kızlardan biri

BEYAZ TOPRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin