Akşama doğru kendi evime geçebilmiştim.. sonunda. Arkamda dikilen beşliyi yok saymaya çalışarak evi gezerken birileri sürekli
''Bak orayı ben boyadım, orayı ben yaptım '' diye atlıyordu. Banyolara kadar her detayını anlatan Ege ve Barışı susturan şey yatak odama geçmiş olmaktı.
''Iıı biz gidelim siz devam edin hem sana süprizimiz var '' deyip aşağı indiklerinde Ateşle baş başa kalmıştık. Kapının yanındaki duvara yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi. Odam o kadar güzel olmuştu ki.. eski odamın aksine daha canlı bir o kadar da şıktı. Mavinin en güzel tonlarıyla boyanmış duvarlar, geniş bir yatak, Ateşin evine bakan bir balkon ama öyle güzel dekore edilmişti ki oradan çıkmayacağıma adım kadar emindim. Odada bulunan dolaba ek Ateşin evinde olduğu gibi iki kapıdan biri giyinme odası diğeri banyoydu. Giyinme odasına girdiğimde herşey yerleştirilmişti.
Bir süre daha odayı gezip beni gözünü dahi kırpmadan izleyen Ateşe yaklaşıp
''Teşekkür ederim.. her şey için.'' Bakışları yoğunlaşırken bir elini yüzüme uzattığında ilk defa irkilip geri çekilmedim, ne yapacağını biliyordum çünkü. Gülümseyip yanağımdaki avucuna baskımı arttırdığımda dudakları kıvrıldı. Gözlerim uzun süre yüzünde takılı kaldığında baş parmağını hareket ettirip dikkatimi gözlerine çekti.
''Beğenmediğin bir yer var mı? ''
''Aslında var '' kaşları çatılırken
''Neymiş o '' dediğinde
''Aşağıdaki iki odayı bizimkiler kendilerine göre dizayn etmiş, hemde bembeyaz hastane gibi. Onlar görmeden en azından yatak örtülerini mi değiştirsek'' deyip genişçe sırıttığımda
''Aklından ne geçiyor ''
''Yok canım bir şey geçmiyor, prenses ay pardon prens odası yapacağım onlara '' Başını geriye atıp kahkaha attığında bende dişlerimi göstererek güldüm.
Evde dört oda vardı ikisi alt katta ikisi yukarıda, iki de banyo vardı. Bu kattaki tek banyo benim odamdaydı, diğer ikisi aşağıda. Ali ve diğerlerinin benim evimde odalarının olmasını sorgulamamıştım.
''Sana da yatak almamız lazım yan odaya baktım da o koltukta rahat edemezsin '' dediğimde iki elini belime sarıp kendine çekerken
''Gerek yok ''
''Nasıl yani '' kaşlarım çatılırken
''Yanlış anlama kendi evin var tabikide diğerleri şaapınca ben şey sandım '' işaret parmağını dudağımın üstüne koyup yüzüme eğildi. Gözlerime baka baka
''Burası ikimize de yeter '' deyip nefesini yüzüme üflediğinde gözlerimi kırpıştırıp
''Tamam '' dedim alt dudağımı ıslatırken. Ateş yüzüme iyice yaklaşırken
''Gel aşağı gidelim '' deyip kolunun altından kaçmaya çalışırken belimden tutup sırtımı göğsüne yasladığında
''Kaçan kovalanır ha '' dediğinde bir anda öne atılıp kollarından kurtulup inanmıyor gibi yüzüne baktım
''Sen ve öyle bir cümle kurmak '' omuz silkip
''Şu sıralar Barış ve Egeye fazla maruz kalıyorum '' deyip ensesini kaşıdı. Allahımmm.. çok tatlı olmuştu. Hayran hayran ona bakarken boğazını temizleyip
''Test sonucun çıkmış '' dediğinde
''Ne testi ''
''Alerji ''
''Varmış değil mi? '' ellerim titremeye başlamıştı.
''Yok '' dediğinde
''Kandırma beni '' dedim başımı iki yana sallarken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ TOPRAK
Roman pour AdolescentsKusursuz bir şekilde yakacağım alevi söndürmeye benim dahi gücüm yetmeyecekken 'niye bunu yapacaktım? bedenimdeki şeytanın benden korkmaması için hiçbir sebep yoktu öyle değilmi ;) *** ''Ben fare değilim '' elime ne geçiyorsa duvara fırlatıyordum '...