Arabaya bindiğimizde kıpkırmızı bir suratla iki büklüm oturuyordum koltukta. Ateş göz ucuyla bana bakıp
''Yine tuzlu haline denk geldim, ağlamanı yasaklasam mı acaba '' alayla sorduğu soruya karşı iyice kızarmıştım ilk defa olan bir şey değildi ama bu defa onu öpen bendim. Aklıma gelen şeyle yüzümü asıp bakışlarımı ondan çektim. Onun bu kadar keyifli olmasının nedenin o şey olduğunu düşünmek bile yerin dibine sokuyordu beni
Eve ulaştığımızda hızlıca arabadan inip kendi evime yürürken
''Nereye ''
''Evime ''
''Çay içseydik '' olduğum yerde durup hayretle ona döndüm. Arabaya yaslanmış serseri bir tavırla bana bakıyordu. Şuan o kadar iyi gözüküyordu ki derin bir nefes almak zorunda kaldım.
''Kafayı mı yedin sen?'' şaşkın halime bakarken keyifle sırıtıp
''Yan etki yaptı '' deyip dudaklarıma baktığında utançla başka yere bakıp
''Abartıyorsun ''
''Neyi? '' yanaklarımı şişirip
''Of Ateş of '' deyip koşar adım evime geçtim. Bahçeden girerken kapıdaki adam çantamı ve anahtarımı uzatınca
''Teşekkür ederim '' deyip içeri girdim. Hızlıca üzerimi değiştirip salona indim. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Garip hissetmiştim. Kalabalığa alışmıştım bu kadar kısa sürede hemde. Telefonumla ilgilenmeye başladığımda en son ne zaman girdiğimi hatırlamadığım sosyal medya hesaplarıma girdim. Biriken onca isteğin arasından bizimkilerin Ateş hariç tabi istek attığını görünce sırasıyla profillerinde gezinmeye başladım.
Ege ve Barışın bir sürü paylaşımı varken Aytaç ve Canın onlara göre daha azdı. Fotoğrafların hiçbirinde Ateş yoktu. Kendine ait hesabı var mıydı onu bile bilmiyordum.
Oflayarak yerimden kalktım. Saçlarımı toplarken mutfağa girmiştim. Dolapta yapacağım tatlının malzemelerini görünce gülümseyip hepsini tezgaha çıkardım. Telefonumdan açtığım şarkıya eşlik ederken bir yandan da tatlının hamurunu yapıyordum.
Dolaptan bir şey alacağım sıra gözlerim çikolatalara takıldı.. uzun uzun baktığım çikolataların birkaçını alıp erittim.
Sonunda iç dolgusunu da sıktığım profiterolleri erittiğim çikolata sosuyla birleştirdim. Elime aldığım bir tanesinden derin bir nefes alarak küçük bir ısırık aldım. Ağzıma yayılan enfes tatla gözlerim irileşirken bir ısırık daha aldım hiç bu kadar güzel olduğunu düşünmemiştim. Bugün ağlamaya doymamış gibi dolan gözlerimi silip yemeye devam ettim.
Eritilmemiş olanların da tadına bakarken ne hissedeceğimi bilmiyordum, bu kadar sıradan bir şey bile benim için o kadar büyük ve önemli bir şey haline gelmişti ki sinirden ağlıyordum. Niye sorusuna cevap bulamayacağım aşikardı. Ânı yaşamaya bakmalıydım.
Saat on ikiye gelirken kapı çaldı. Gelen Ateşti. Yüzüne baktığımda bir kolunu kapıya yaslamış nefesleniyordu.
''Bir şey mi oldu? '' dedim kenara çekilirken içeri girip
''Hayır '' deyip direkt mutfağa girdi. Tezgahın üzerindeki tabağa bakıp
''Sen mi yaptın? ''
''Evet '' dediğimde eline aldığı bir tanesini tek lokmada yiyince gözlerimi devirip kalçamı tezgaha yaslayıp onu izlemeye devam ettim.
''Niye bu saatte geldin ''
''Uyuyamadığını biliyorum çünkü ''
''O nerden çıktı belki işlerim var hı?'' Kaşlarımı imayla kaldırırken gözlerini kısıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ TOPRAK
Roman pour AdolescentsKusursuz bir şekilde yakacağım alevi söndürmeye benim dahi gücüm yetmeyecekken 'niye bunu yapacaktım? bedenimdeki şeytanın benden korkmaması için hiçbir sebep yoktu öyle değilmi ;) *** ''Ben fare değilim '' elime ne geçiyorsa duvara fırlatıyordum '...