3.BÖLÜM

142 11 1
                                    

Sırtımdaki izlere ulaşabildiğim kadar kremi sürüp oflayarak banyodan çıktım. Odamdaki boy aynasının karşısına geçip tahta parçasının bıraktığı izlere bakarken ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Titreyen dudağımı ısırıp aynaya bakmayı kestim. Koluma da bolca krem sürdükten sonra okul kıyafetlerini üzerime geçirdim. Bordo gömlekle siyah pantolon gayet uygundu. Etek veya pantolon giymek bizim tercihimize bırakılmıştı ve babam net bir tavırla pantolon giyeceğimi söylemişti.

Karşı çıkmak gibi bir şansım yoktu ki sırf etek giymek için de dayak yemek istemiyordum. Saçımı ensemde dağınıkça topladıktan sonra çantamı alıp evden ayrıldım.

Kapıda beni bekleyen Gülü görünce gülümsedim. Sarılmak için hamle yapınca

"Geç kalmayalım " dediğimde yüzüme bakıp

"Yine mi?" Dediğinde cevap vermek yerine arabaya bindim. Sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdığında onun da benim gibi pantolon giydiğini görünce gülümseyip

"Eteği tercih edersin sanıyordum"

"Senin pantolon giyeceğini bildiğimden böyle giyindim ama eminim bak okulda bizden başka pantolon giyen kız olmayacak demedi deme "

"Yok ya o kadar da değil "

...

"Haklıymışsın " dediğimde Gül sırıtıp

"Ben her zaman haklıyım, hem daha iyi oldu bi farkımız var şunlardan " deyip dikkatlice koluma girdiğinde okulun geniş bahçesinde dikilmek yerine yepyeni binaya doğru adımladık. Bizim diğer okulun neredeyse iki katıydı ve hemen sol tarafta bloklardan oluşan üniversitelilerin bulunduğu yerler vardı. Aradaki fark gözle görülür şekildeydi ama bazıları o tarafa yanaşmaya çalışıyor gibiydi. Gözlerimi devirip

"Umarım sakin günler geçiririz " diyen Güle bakıp

"Şu ortamda mı hiç sanmıyorum " deyip devam ettim

"Baksana şunlara hergün bir olay olacağa benziyor " 

"Ucu bize dokunmadığı sürece sıkıntı yok takılmamıza bakalım " deyip binadan içeri girdik. Gül her ne kadar eğlenceye düşkün görünse de derslerine en az benim kadar önem veriyordu. Ailesi her ne kafar baskı uygulamasa da o ne istediğinin bilincinde olduğundan hayali için şimdiden başlamıştı çalışmaya.

Sınıfımız ikinci kattaydı ve şansa Mertle ayrı sınıflara düşmüştük. Hemen yanımızdaki sınıftaydı bu bile iyi bir şeydi. Sadece teneffüslerde görebilirdik onu. Sınıfa girdiğimizde herkes gelmişti sadece cam kenarındaki üçüncü sıra boştu. Dört kişi dışında hiç birini tanımıyorum.

Boş sıraya oturduğumuzda Gül kulağıma eğilip

"Bunların çoğu yabancı, tanıdık yok hiç "

"Sanki çok seviyordun ya " dediğimde gülüp

"Senin kadar olmasa da bende insan sevmiyorum pek " Gül neredeyse her gün biriyle tartışırdı nedensiz yere. Bazen bende dahil olsam da Gülü hiçbir koşulda yalnız bırakamazdım tıpkı onun beni bırakmadığı gibi.

Çok geçmeden gelen öğretmen kırklı yaşlarda ve yaşına göre gayet dinç görünüyordu.

"Merhaba gençler ben matematik öğretmeniniz Harun Tunç ,bu yıl beraberiz. Şimdi kısaca sizleri tanıyalım " deyip en önden başladı. Sıra bize geldiğinde Gülden sonra konuşmaya başladığımda gözlüklerini çıkarıp kaşlarını çattı. Bu tavrını umursamayıp sustuğumda ilk gıcık öğretmenle tanıştığımı farketmiştim. Derste seviyelerimizi öğrenmek için sorular sormaya başlamıştı. Sandığımdan daha iyiydi bizim sınıftakiler.

BEYAZ TOPRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin