"Belkide benim hikayemin
sonuna gelmişizdir..."Dün eve geldiğimizde öykü korkup saklanmıştı. Onu sakinleştirip yatırmıştım. Sonrada Bekir ve Kuzey'lere haber vermiştim. Ne kadar iştahsız olsamda biraz yemek yemiştim. Elim ise hala sarılıydı. Kıremi sürmediğim için elim iyileşmiyordu.
Öykü odasında uyurken bende misafir odasında oturuyordum.
Salon hala aynıydı. Saat sabah dokuzdu.Annemler sabaha kadar karakolda durmuşlar. Halada karakoldalar.Ben sabaha kadar oturup düşündüm.Her şeyi düşündüm. Ama bir çözüm bulamadım. İstemiyordum Sinan'la evlenmek. Ama babam evlenmemi istiyordu.Ben babamı üzmek istemiyordum. Ben babamı kırmak istemiyordum. Can'a nasıl anlatacsğımı bile bilmiyorum. Sinan'ın ablası Gizem benim telefonumdan bütün sosyal medya hesaplarımdan bizim fotoğraflarımızı paylaşmış. Bizim guruba saçma sapan mesaj atmış. Her yerde benim nişan haberlerim vardı.
Telefona gelen mesaja baktım. Mesaj kayıtlı olamayan bir numaradandı.
Mesaj sayfasına girdim. Mesajı okudum.Günaydın. Sinan'ı kurtarmak istiyorsan sana atacağım konum gel.
Altında birde konum vardı.
Numaraya mesajda atılmıyordu aranmıyorduda. Sinan'ı kurtarmadan direkt gitsem vicdanım rahat etmeyecek. Gidecektim attığı konuma.
Ama önce üzerimi değiştirmem lazım. Dün o kadar yorgundum ki üzerimi bile değiştiremedim.Valizim Öykü'nün odadaydı oradan valizimi aldım ve valizi karıştırmaya başladım. Üzerime beyaz, bol ve sade bir tişört geçirdim. Altımada siyah dar ve sade bir tayt giydim. Öykü'yü yanımda götüremezdim.Bu yüzden tek başına bırakacaktım. Eğer götürürsem başına bir şey gelebilirdi.
Nereye gittiğimle ilgili bir not yazıp masasının üzerine bıraktım.Evden çıktım. Taksiye binip attığı konuma geldim. Attığı konumdaki sokakta değilde bir arka sokakta indim. Evin bahçesinin duvarları çok yüksekti içeri gözükmüyordu.
Evin ön kapısına geldim. Kapıda iki koruma vardı. Korumara baktım. Onlarda bana baktı. Benden oldukça iriydi ikisi."Ömür Hanımsınız demi?" dedi bir koruma.
"Evet"bir adım attı bana doğru.
"Üzerinizde silah falan varmı?"Var tabiki.
"Yok" var desem alırlardı. Yok demek zorunda kaldım. Güney ve Kuzey polis oldukları için silah kullanmayı biliyorlardı. Banada onlar öğretmişti. Başıma bir şey gelirse kendimi koruya bileyim diye.
"Peki geçebilirsiniz" dedi ve içeriyi gösterdi. İçeri baktım derin nefes aldım ve bir adım attım. Tam karşımda yüzü maskeli biri duruyordu.
"Hoşgeldin Ömür" dedi karşımda ki adam.
"Hiç hoş gelmedim. Sinan nerede?"
"Senin için çok mu önemli bu Sinan?
Dur bir düşüneyim yok senin için önemli değil. Vijdanını rahatlatmak için geldin buraya demi?" Haklıydı."Seni ilgilendirmez Sinan nerede?" dedim.
"Burada" dedi eliyle arkasındaki üç katlı evi gösterirken. Elini uzattı yürü der gibi.
"Önden yürü. Senin yanında silah varken sana sırtımı dönmek gibi bir hata yapmam" Beni tanımadığı buradan anlaşılıyordu. Ben zorda kalmadıkça silah kullanan biri değildim hiç bir zaman.
"Bana güvenmeyerek en iyisini yapıyorsun ben güvenilecek biri değilim" dedim ve eve doğru yürümeye başladım. O da arkamdan geliyordu.
İçeri giridik. Büyük bir salon ve mutfak vardı. Bir koruma asansörün kapısını açtı. Ben biraz gerildim.
![](https://img.wattpad.com/cover/335723684-288-k868666.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Hayaller
AventuraBir kız düşünün. Öz olmadığı halde öz abisi gibi olan 2 polis adam. Hem oyuncu hemde doktor olan bir kız. Her doktor gibi hep hayat kurtaran o doktor bir gün birini hayattan aldı. Hemde isteyerek. Sizce herkesin hayatını kurtaran o doktor neden o a...