9.Bölüm - Bir Rüya

15.7K 590 36
                                    

Keyifli okumalar...






O soru bize bir şeyler yapmıştı. Saatlerdir sevişiyorduk. Muhteşem bir andı. Onu hiç bu kadar yakın görmedim kendime desem yalan olmaz. Sırtını dönmedi hiç, ellerini çekmedi.

Cevap vermedi ama beni üzmedi de. Öpmeleri kokumu içine çekerekti, sıkı ve uzun. Canımı yakmıyordu, aksine okşamaları hayat veriyordu.

Ondan bitmek tükenmek bilmeyen bir istek vardı, bu bana yansıyordu. Arada uykuya dalıyordum. Biraz uyuyor, uykundan öpüşleriyle uyanıyordum.

Sabah ezanı okunduğunda o uzun gece bitti. Banyoya birlikte girdik yine. Beni kucağında yıkadı, bende onu sonra. Zor ayrıldık birbirimizden. Her şey banyodan çıkana kadardı.

Üstlerimizi giymiştik. Kahvaltı için odadan çıktık. Kaynanam da kalkmıştı. Sofra hazırlanırken oturmuş bekliyorduk. Kapı çaldı, gelen o kadındı!

Davet edildiği halde eve girmedi. Mahir kahvaltı edemeden çıkmak zorunda kalmıştı. Onu yolcu ederken yakın bir tavır bekledim ama olmadı.

Gece başka, gündüz başkaydı ve bu beni yoruyordu...

O gün yağmur yoktu ama hava yağacak gibiydi. Kaynanam beni uzakta oturan, yalnız yaşayan bir kadının yanına gönderdi. Ona yiyecek, yakacak götürüyordum. Arabada giderken yanımda kahya vardı yine. Zaten kocayı yalnızca geceleri görüyordum, o da sevişirken. O anın içinde bir rüyayı yaşıyor, an bitince rüyadan uyanıyor gerçeğe dönüyorduk.

Beni hiç sevmiyordu. Sadece yatağında gönlünü eyleyen bir bedenden farkım yoktu. O yokken duygularım düşüncelerim birbirine giriyordu. Düşüncelerim cehennemdi sanki, yanıyordum. O ateşi ben yaktım tabi, biliyordum.

Hiç konuşmayan, asla cevap vermeyen ama hesap soracak bir şey bulunca sözlerini sakınmayan bir adama aşıktım ben. Küçücük yüreğimle, boyunda büyük bir sevdaydı bu.

Yaşım küçük, bedenim küçük, düşüncelerim bile küçüktü. Ben küçüktüm. Onun ise benden ve saçma sapan düşüncelerinden çok daha önemli işleri vardı. Köyün muhtarlığını yapıyordu, aynı zamanda taş ocağını idare ediyordu. Zaten canı çıkıyordu bende özel ilgi bekliyordum neyime güveniyorsam.

Benim dünyam buydu işte. Onun gibi düşünecek şeylerim yoktu. Benim varsa yoksa nenemdi, şimdi varsa yoksa kocam.

Kadına gelmiştik. Tepe köylerden birinde oturuyordu. Yollar yağan yağmur nedeniyle kaymıştı, bir hayli zor çıkmıştık. Gök gürültüsü tuttu gökyüzünü. Bir an önce getirdiklerimizi bırakıp dönelim derken bir daha kapıdayken bastırdı yağmur.

Apar topar eve girdik.

"Otur gelin hanım, yemek koyayım sana."

"Zahmet etme teyze, aç değilim."

"Hiç olur mu canım, iki canlısın sen" dedi.

"Neyim?"

"Ben mi yanlış anladım. Gebe gibi göründün gözüme" dedi.

Karnımda hafif bir sertlik vardı evet. Hatta kilo almaya devam ediyordum da ama hiç bunu düşünmedim. Aklım o kadar çok Mahir'le doluydu ki gebe kalacağımı düşünemedim.

"Nasıl anladın bunu?"

"Yüzünden, gözünden. Ben senin yeni gelin aldığımız halini de gördüm. Yüzünü bebek güzelliği almış senin."

Ellerimi karnımın üstüne koydum. Bu mümkün müydü? Gece olabilir miydim? Ondan mıydı bu yorgunluk yoksa?

Aklımda tek bir soru vardı o an. Mahir bunu duyunca ne diyecekti acaba?




*

Bölüm sonu....

Yorum yaparsanız çok sevinirim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim...



KüçücüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin