1.Bölüm - Küçücük

37.2K 662 105
                                    




***

90'lı yılların Aralık ayı.

Rüzgar duygularımı kıra kıra, hayallerimin çatılarını sallaya sallaya üzerime gelirken kucağımda birbirine kenetlediğim ellerimi sıkıyor, içimde ki asıl fırtınayla yanmaya devam ediyordum. Gözlerimin içinde yangın varmış gibi yanarken kırpsam sel olacaktı oda. Divanın kenarında otururken birazdan gerçekleşecek felakete hazırlıklı olmaya çalışıyordum. Naçiz bedenim tir tir titriyordu. Dışarıdan gelen davul sesleri sanırsınız göğsüme göğsüme vuruyor, her darbe benden bir ben eziyordu.

Korkuyordum...

Öyle çok korkuyordum ki o korku bir beden olsaydı odaya sığmazdı. Göğsüm sıkışıyordu, içinde ince ince sancılar. Kulağıma gelen her ses tenimden bir lime koparıyor, beni diri diri toprağa gömüyordu.

Adım Yazgı... Henüz on yedi yaşımdayım. Neredeyim diye sorarsanız eğer size bir oda dolusu toprağın altındayım derim. Neden mi? Biraz evvel beni benden yaşta büyük bir adamla nikahladılar da ondan.

Dağların ardında bir köyde, insanların gelmeye erindiği, kışının çetin geçtiği bir yerde yaşıyoruz. Toplasan iki yüz etmezdi köyün nüfusu. İnsanlar hem iç içe, hem de sırt sırta yaşar burada. En yakın sağlık ocağı yirmi kilometre uzaklıkta, düşünün ne kadar uzaktayız dünyadan.

Köyün en garibanı bendim. Yaşlı bir nenem var...o kadar. O da gelin etti beni sensiz halım nice olur derken üstelik. Üstüme para mı verdiler? Olabilir. Biraz evvel kocam olan adam ağadır. Dededen varlıklıdır. Bir anası var, birkaç kahyası, bir de arkadaşları. Şimdi bir de ben.

Nenem biri görüp beğenir de kaçırır diye sır gibi sakladığı beni, şimdi gelin etti. Üzerimde ağa parasıyla alınmış bir gelinlikle. Başımda duvağım, onun üstünde kırmızı gelin örtümle bekliyordum. Karnım ağrıyordu. İçimde adını bilmediğim bir his bütün zerremi gezerek hiç ediyordu beni. Sanki düşüp bayılacak gibiydim.

Titriyordum...

Öyle çok titriyordum ki o titreme bir artçı olsaydı bütün köy yerle yeksan olurdu. Midem yanıyordu, hemde her saniye. Ağlamak istiyordum ama nenem tembihledi. Sakın ha ağlamasın Yazgı, ağadır hoş görmez ilk geceden. Bir de çekinmeyesin kuzum, kocandır hoş göresin.

Hiç bir şey bilmiyordum ama bildiğim bir şey varsa o da on yedi yaşımda kadın olacağımdı. Kapı gıcırdayarak açıldığında nefesim göğsümü acıttı. Çekinerek ayağa kalktım. Başımı kaldıramadım, zaten bundan sonra ne yapacağımı da bilmiyordum. Tek bildiğim artık çamurla oynamayacaktım. Tek bildiğim hayali kuşlarla konuşmayacaktım. Tek bildiğim, artık hiç bir şey bilmediğimdi.

Bir yüz görümlüğü aldı boynumda yerini. Hayatımda hiç altın görmedim desem yalan olmazdı. Şimdi vardı. Bileklerimde, kulaklarımda, boynumda. Duvağımı tuttu büyük elleriyle. Ben ona göre değildim, küçüktür benim her şeyim.

Duvak açıldığında ışık vurdu yüzüme. Halbuki köyde sıklıkla kesilirdi elektrikler. Hele de kar yağmaya görsün. Neden tamda şu anda kesilmiyordu? Yüzüne bakmak için küçüğüm Allah'ım. Ben gelin olmak için de küçük değil miyim?

"Yüzüme bak" dedi kalın sesiyle. Ellerim önümde birbirinden güç almaya çalışıyordu. Ben kafamı kaldırmayınca çenemi tutarak kaldırdı. Korktuğum belli oluyor muydu bilmiyordum ama yüzüme bakınca daha arttı.

Kirli sakallı yüzü, ürpertici bakışları, bir de koca adam heybetiyle duruyordu karşımda. Çok korkuyordum ama biliyordum. O asla dile getiremeyecek olsam da kocamdı.

Boğazım kurudu, yutkunamadım. Gözlerim doldu, kırparak yaşlar geri yollayamadım. Ağzımı açamadım ve o beni soymaya başladı.

Biraz sonra çırılçıplak kalmıştım karşısında. İki yanımda kendini sıkıyordu ellerim. Elini uzatıp düğmeye bastı ve ışık söndü. Artık bedenime dokunmalarını duyuyordum.

Dedim ya küçüktür benim her şeyim. Öyle ki büyük ellerinin arasında küçücüktü memelerim. Öyle ki geniş belinin altında küçücüktü mabedim.

Ben ilk defa hissettiğim öpülmeyi. İlk defa birinin nefesini duydum bu kadar yakında. Ben ilk defa dudaklarımda duyumsadım başka dudakları.

Islaktı dudakları. Dudaklarımı ıslattı, yüzümü sonra. Boynumu ıslattı daha sonra ve en son memelerimi. İçimde ki karmaşayla uyuştum kaldım. Tepki veremiyordum, tek olan şey titrememdi.

Biraz sonra bacaklarımın arasında ki kadınlığıma kalın bir şey dayandı. Sonra içime doğdu itildi. Acıyla çığlık atıp omuzlarını tuttu küçücük ellerim. Güldü... Acıma güldü. İçime doğru kendini geri çekip çekip iterken ağlamaya başladım. Öpüyordu dudaklarımı. Hemde öyle alacaklı gibiydi ki almadığı bir canım kaldı deseydim doğru olurdu.

Sizi bilmem ama benim en sakin gecelerim o geceye kadardı...

***

Bölüm sonu....

Yorum yaparsanız çok sevinirim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim...

KüçücüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin