BİR KATIL VE İKİ HUKUK ÖGRENCİSİ

~1.BÖLÜM~

     Çalan alarmın sesiyle uyanmıştım. Elimi çalan telefona doğru uzatıp telefonu almaya çalışırken telefonun yere düşme sesiyle irkilmiştim. Yataktan aşağıya dogru sarkarak telefonumu alıp alarmı kapattım. Bugün staj günüm olduğu için sabahın altısında kalkmak zorunda kalmıştım. Staja gitmek için hazırlanmalıydım. Ama biraz daha vaktim olduğu için gelen bildirimlere bakmaya başladım.

     Bildirimlerin arasında ilgimi çeken bir takip isteği gördüm ve profiline girdim. Ama profil fotoğrafı ve ortak arkadaş olmaması nedeniyle hiç düşünmeden sildim. Yatakta doğrulup ayaklarımı aşağıya doğru sarkıttım. Ayağa kalktığında ilk olarak kendime çeki düzen vermek istemiştim. Halen daha uykunun etkisindeydim.

     Banyoya girdiğimde ilk olarak elimi ve yüzümü yıkayarak ayıldım. Sarı saçlarım bir cadı gibi dağılmış yeşil gözlerim ile oldukça bitkin görünüyordum. Saçlarımı önlerini önce elimle düzelterek tarağı elime aldım ve saçımı taramaya başladım.

     Ohh be sonunda saçlarımın eskisine göre daha iyi görünmesini sağlayabilmiştim. Tarağı da yerine koyarak dış fırçası alarak dişlerimi de güzelce fırçalamıştım. Banyoda ki işimi hızlıca bitirip odama geri gitmiştim.

     Elbise dolabımı açtım ve kıyafetler arasında göz gezdirmeye başlamıştım. Kıyafetlerin arasında bebek pembesi rengine sahip bir elbise bulmuştum. Elbiseyi üzerime doğru tutup aynanın karşısına geçip elbisenin bana yakışıp yakışmayacağına karar vermek için aynaya odaklanmıştım.

     Sonunda ise yakışacağına karar verip hızlıca üzerime giymiştim. Elbisenin boyu dizimin üstüne kadar geldiği için elbisenin altına diz izama gelen anca uzanan beyaz çoraplar giymiştim.

     Makyaj masama oturup yüzüme çok sade ve az bir makyaj yaptıktan sonra çantamı da aldım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Saat çoktan yedi olmuştu bile. Zaman neden bu kadar hızlı geçmek zorundaydı anlamıyordum.
    

     Minibüs durağına hızlı adımlarla yürümeye başlamıştım bile. Nerdeyse  10 dakikadır bekliyordum ve sonunda ilerden gelen minibüsü görmemle içimden şükretmiştim. Minibüsün çok fazla dolu olması canımı sıkmaya yetmişti ama staja geç kalmamak için binmek zorunda kalmıştım.

     Aslında staj yeri o kadar da uzak değildi ama o kalabalık içinde sanki yıllardır bir zindanın içindeymişim gibi hissetmiştim. Ve şükürler olsun sonumda minibüsten inebilmiştim. Hızlıca stajımın olduğu ofise girdim.

Staj bittikten sonra (saat 18.00)

     Her zamanki gibi bugün ki stajda da canım çıkmış halde eve giderken aniden çalan telefon sesimim boş sokakta yankılanmasıyla irkilmiştim. Telefonu hızlıca cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım.

     Arayan kişi Merve'den başkası değildi bu yüzden hemen telefonu açmıştım.

     -Sevdeee neler nelerr oldu biliyor musunn?
    
     -Sana da merhaba Merve sorduğun için teşekkürler bende çok iyiyim.

     dememle Merve ile aynı anda kahkaha patlatmıştık.

     -Neyse asıl konuya giriyorum.

     -Gir.

     -Ya da girmiyorum.

     -Merve ne yapmaya çalışıyorsun?

     Sanki dediğimi duymamış gibi:

     -Yarın stajın yok okula geliyorsun değil mi?

     -Evet yarın bir uçurumun kenarında cansız bedenim yatıyor olacak ölüm nedenim ise merak olacak hiç merak etme sen.