4. Bölüm

102 52 46
                                    

Selam yeni bölümden nasılsınız?

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Evet bölüm sizlerle keyifli okumalar dilerim.

Kanala başvuru yaptığım günün üzerinden iki gün geçmişti. Bu süreçte bende Eskişehir’i iyice öğrenmiş neredeyse her bir sokağını ezberlemiş hatta en kısa yollarını bulmuştum. Zeliha başvuru yaptığım gün birkaç güne ararlar demişti. Aradan iki gün geçmişti ama hala bir haber yoktu. Zeliha’ya da sorup onu sıkmak istemiyordum.

Canım kahve istediği için dışarı çıkmıştım. Kahve Aşkının kapısından içeri girdim ilk defa sıra yoktu. Sipariş alanına doğru ilerledim ve istediğim kahveyi söyledim.

”Bir tane espresso... “

Ama bir dakika ya birisi daha benimle aynı kahveyi söyledi. Yanıma hızlıca dönüp şöyle bir baktım. Adam bir doksan boyunda kara kaşlı kara gözlü birisiydi.

Kahvecinin sözüyle ona döndüm.

“ İkiniz de aynı kahveyi istiyorsunuz ama maalesef ki o kahveden tek bir kişilik kaldı. “

hayır ya olamaz. Bu kahve benim hakkım olmalı ilk davranarak.

“ İlk önce ben söyledim kahve benim hakkım.” dedim

. Yanımdaki adam “ Hayır ilk ben söyledim bu benim kahvem .” dedi.

“ Beyefendi başka kahve alın lütfen ben bir tek bu kahveyi içebiliyorum.” dedim.

“Başka kahve alamam hanımefendi bende bir tek bu kahveyi içebiliyorum. “ demesiyle öfkeyle adama baktım.

Hay ben şansımı ya . Tam ağzımı açmış bir şey diyecekken kahveci lafımı ağzıma tıktı.

“ İkinizi de dışarı alabilir miyiz insanlar sıraya girmeye başladı. “ arkama dönüp baktığımda doğru olduğunu gördüm.

“Peki “ dedim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Kahve içemeyecek olmak sinirimi bozmuştu. Tam dükkandan çıkacaktım ki sipariş kısmına dönüp baktığımda o adamın hala orda olduğunu gördüm.
Adımlarımı ona doğru çevirdim ,hızlıca gidip eline alacağı kahveyi ondan önce davranıp aldım ve kahveden bir yudum içtim.

“Ne yaptığını sanıyorsun sen ya” diyen sesine aldırmadan kapıya doğru ilerlemeye başladım. Bana ne canım yani ilk ben söylemiştim. Kapıdan çıkıp eve doğru yol almaya başladım.

Umarım bir daha o adamla karşılaşmazdım. Eğer o adamla karşılaşırsam utançtan yerin dibine girerdim. Bir anda gözüm dönmüştü ve kahveyi almıştım. Galiba kendim de bulduğum en kötü yönüm bir anda gaza gelip hareket etmek ve daha sonra bu yaptığım şeylerden pişmanlık duymak.

Zeliha’nın bana verdiği yedek anahtarla kapıyı açtım ve eve girdim. Zeliha’nın işten dönmesine az bir zaman kalmıştı. Elimde bitmiş kahve bardağı ile mutfağa girdim. O karton bardağı çöpe attım. Buzdolabını açtım ve şöyle bir baktım. Akşama yemek yoktu. Bir şeyler mi yapsam diye düşünürken kulağıma gelen zil sesiyle yerimde sıçradım.

Kalbimi tutarak kapıya doğru gittim. Bu kimdi böyle ya.

”  Kim o ?” dedim kapıyı açmadan.

Zeliha’nın sesini duymamla kapıyı açtım.

” Güneş benim Zeliha .”  ne olmuştu da bu kız kapıyı çalmıştı acaba.

Normalde hep anahtar ile kapıyı açardı. Kapıyı açmamla Zeliha bana sarıldı.

KAHVE AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin