6

536 35 20
                                    


ertesi gün,mesaimin bitmesine az kalmıştı ve mola verdiğimiz küçük balkonda oturmuş,telefonumu da önüme koymuştum. çok kararsızdım.

arda'yla bu gün hiç karşılaşmamıştık,onu aramak istiyordum ama belki rahatsız olur diye düşünmeden de edemiyordum.

'tamam,olur' demişti bana,ama hiç ses seda çıkarmıyordu. tamam,beni arayıp sormasını falan beklemiyordum ama yine de kararsız kalmıştım.

derin bir nefes alıp telefonumu elime aldım,arayacaktım. sırf utanıyorum diye bu fırsatı elimden kaçırmak istemedim.

yine telefon çok beklemeden açıldı.

"alo?"

"şey,selam arda. umarım rahatsız etmiyorumdur,nasılsın?"

"iyiyim,yeni otele geldim. uzanıyordum biraz. sen nasılsın?"

"bende iyiyim,aslında şeyi soracaktım.."

"neyi?"

"şey istersen.. bu gün gidebiliriz. tabi müsaitsen. benim mesaim birazdan bitiyor."

"on dakikaya kapıda olurum,bekliyorum seni."

anında o aptal sırıtış yüzüme yayıldı,rahatlamıştım.

"tamamdır,hoşcakal." dedim ve telefonu kapattım.

tam balkondan uçarak aşağıya,soyunma odasına inecektim ki ufuk geldi.

"nereye?"

"bitti mesaim,gidiyorum."

"tamam,hadi görüşürüz."

ona olanlardan bahsetmeye hiç fırsatım olmamıştı,ve bana inanmayacağını düşünüyordum. ama en kısa zamanda ona anlatacaktım.

üstümü değiştirdikten sonra yine personel çıkışına doğru ilerledim,arda orda beni bekliyordu.

"selam!" dedim gülümseyerek.

"naber?" dedi o da göz kırpıp.

beraber yürümeye başladık,bir yandan sohbet ediyorduk. lunapark otele ne yakındı,ne uzaktı. biraz yürümüştük.

"işte,geldik."

çok büyük ve güzel bir yerdi burası.

"çok güzel görünüyor,heyecanlandım şimdi." dedi arda etrafa bakarak.

"evet! sen bir de bana sor,ne zamandır gelmek istiyorum."

içeri geçtik ve arda birkaç bilet aldı.

"evet,neyle başlıyoruz?" diye sordu.

"bence basit bir başlangıç yapalım,çarpışan araba?" dedim ona bakarak,gülümsedi.

"gel bakalım."

biletleri verdik ve arabalara yerleştik,abartılı bir şekilde gözlerimi kısıp arda'ya şakasına göz dağı verdim. o ise sadece gülümsedi.

başladığımızda diğer insanları es geçip arda ve ben sadece birbirimizle uğraşıyorduk,gerçekten çok komikti. ben kaçıyordum,o kovalayıp arabamın arkasına vuruyordu. çok eğlenmiştim.

beş dakika sonra oyun bitmişti,biraz soluklandım. arda'yla aynı anda arabalardan çıktık.

"pislik!" dedim onun koluna vurup. (ela'nın hareketi ahahahdf)

"zayıf halkasın!" dedi arda benden kaçarken.

"neyse bunu oynadığımız iyi oldu,senin kullandığın bir arabaya asla binmemem gerektiğini anlamış oldum." dedi dalga geçerek.

bir çocukluk yapıp ona dilimi çıkardım. lünaparkın içinde yürüyüp etrafa bakınıyorduk.

"hız trenine ne dersin?" diye sordu.

"asla derim,bayılırım ben orda."

"hiçbir şey olmaz,gel!" dedi ve kolumdan tutup beni o tarafa doğru sürükledi.

gerçekten çok korkardım hız trenlerinden.

"arda!"

"bana güven.."

yine biletleri verdik ve arda beni en öne yerleştirdi,kendisi de yanıma oturdu. kemerlerimiz bağlanmıştı.

"arda,bak çok korkuyorum ben. yapmasak mı?"

"korkma,çok eğlenceli olacak."

"hiç binmedim ben ama."

"daha iyi işte." dedi göz kırpıp.

ve başlamıştık,yavaş yavaş ilerliyorduk. korku da benim içime tırmanıyordu.

en yüksek kısma geldiğimizde,nefesimi tutumuş bekliyordum. o heyecanla birden arda'nın elini tuttum,şaşırmış olacaktı ki bana döndü. ama elini çekmedi,birbirimize bakıyorduk.

ben bu anın büyüsüne kapılmışken,tren bir anda aşağıya düştü ve ben çığlık çığlığa bağırmaya başladım.

"arda!"

gözlerimi sımsıkı kapatmıştım,arda'nın kahkahalarını duyabiliyordum.

"öleceğiz!"

"ölmeyeceğiz,aç gözlerini."

söylediğini yapıp gözlerimi açtım. o korkunç başlangıçtan sonra alışmıştım ve gerçekten onun söylediği gibi çok eğlenceliydi.

sonunda bitmişti ama bende bitmiştim. arda gülerek bana bakıyordu.

"iyi misin?"

"harikayım!" dedim dalga geçerek.

kemerlerimizi açtık ve dışarı çıktık.

geçirdiğim en güzel akşamlardan biriydi şüphesiz,birçok alete binmiş ve saatlerce eğlenmiştik. mutluluktan içim içime sığmıyordu.

daha sonra ordan çıktık ve kapıda vedalaşmamız gerekiyordu. gideceğimiz taraflar ayrıydı çünkü. ama ondan ayrılmayı hiç istemiyordum.

"güzel akşamdı." dedi bana.

"çok güzeldi! çok teşekkür ederim benimle geldiğin için."

"asıl ben teşekkür ederim,çok eğlenceliydi."

gülümsedim,çok utanmıştım.

"o zaman iyi geceler,hoşcakal." dedim.

"sana da iyi geceler,görüşmek üzere."

ona el salladım ve gideceğim tarafa doğru yürümeye koyuldum.


*

ertesi sabah,yemekhanede oturmuş kahvaltımı yapıyordum. dün gece mutluluktan uyuyamamıştım resmen,karnımda kelebekler uçuşuyordu.

aslında sabah ona günaydın mesajı atmak istemiştim ama o kadar da değil diye düşündüm.

bu sırada,yanıma ufuk geldi. kahvaltısını alıp karşıma oturdu.

"günaydın,naber?" dedim.

"günaydın. iyiyim,senden naber."

"bende iyiyim,sağol."

çayından bir yudum alıp konuşmaya devam etti.

"sen şeyi duydun mu?"

"neyi?"

"arda güler'i."

"ne olmuş arda güler'e?"

"aslında bir hafta daha burda kalacaktı ama bu gün sabaha karşı ispanya'ya geri dönmüş."





..




yine arda ve kaşarlıkları ahahahbrd
yorumlarınızı bekliyorumm♡

las vegas. | arda gülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin