ağzıma attığım pasta boğazımda kalmıştı ve deli gibi öksürüyordum,heyecandan telefonum bile elimden kayıp düşmüştü. kendime geldiğimde ışık hızıyla yerdeki telefonuma sarıldım,hâlâ çalıyordu."alo?" dedim karşı tarafa.
"selam melsa,arda ben. müsait misin?"
"selam. evet,tabi ki."
"nasılsın?"
"iyiyim,teşekkür ederim. sen nasılsın?"
"bende iyiyim."
kısa bir sessizlik oldu,ne diyeceğimi bilememiştim.
"doğum günün kutlu olsun,iyi ki doğdun."
"şey,teşekkür ederim. nerden biliyorsun?"
"sosyal medyadan gördüm,bende kutlamak istedim. seninle konuşmayı,aramayı istiyordum aslında ama fırsat bulamadım."
"önemli değil,bende aynı şekilde. seni aramak istedim ama rahatsız etmekten korktum. neden erken döndün?"
"öyle gerekti,önemli bir işim çıktı burda. hak verirsin ki sana haber vermeye de fırsatım olmadı."
"evet,biliyorum. seni merak ettim." dedim dürüstçe,ve ekledim.
"ve özledim.."
"bekle.." dedi ve telefonu kapattı. ben ne olduğunu anlamaya çalışırken,görüntülü arama isteği önüme düşmüştü.
şimdi bayılacaktım işte! telefonu bardağın arkasına koydum ve ekranda saçımı başımı düzeltip aramayı açtım.
"böyle daha iyi." dedi arda.
"yani,şey.. evet,böyle daha iyi."
muhtemelen kendi evinde ve kendi odasındaydı,arka planda pek bir şey göremiyordum. üzerinde ise beyaz bir tshirt vardı ve yine her zamanki gibi müthiş görünüyordu.
"anlat biraz,nasıl gidiyor?" diye sordu.
"pek bir şey yok,çalışmaya devam ediyorum. seninki nasıl gidiyor diye soracağım ama,yakından takip ediyorum."
arda kıkırdadı.
"yakında sezon başlayacak,sıkı antremanlara devam ediyorum."
biraz sustu ve sonra devam etti.
"eee doğum günü kızı,doğum günün nasıl geçti peki?"
"çok güzeldi,arkadaşlarımla beraber kutladık. çok yetenekli bir arkadaşım var,aşcı. o yapmış bana pastayı,ne kadar güzel olmuş anlatamam sana. keşke burda olup tadına bakabilseydin,biraz kaldı. oturdum bende onu yiyordum."
çenem açılmıştı iyice.
"afiyet olsun,orda olsam muhtemelen sana fırsat vermezdim."
"yani beş top dondurma yiyen biri için normal tabi."
"bir kere sen ağzının tadını bilmiyorsun."
"tabi tabi.."
yine bir sessizlik olmuştu,gözleri ekranın arkasından bile o kadar büyüleyici görünüyordu ki.
"gözlerin çok güzel." dedim gülümseyerek.
"öyle mi? teşekkür ederim."
o sırada birkaç ayak sesi duydum,muhtemelen yurt görevlisi geliyordu.
"şey,benim şimdi kapatmam gerekiyor."
"neden?"
"biliyorsun yurttayım,pek rahat konuşamıyorum."
"anladım,anladım."
birbirimize iyi geceler diledik ve telefonu kapattık.
bende koşar adım odama çıkmaya başladım,yine yastığıma arda diye sımsıkı sarılmak istiyordum.
-
günaydınn