yarım saat sonra,soyunma odasında kısa bir duş almış ve hazırlanmıştım, personel çıkışına doğru yürüyordum. heyecandan karnım ağrıyordu,stres yapmamaya çalışıyordum ama içim içime sığmıyordu.telefonumu çıkarıp arda'yı aradım. çok beklemeden telefon açıldı.
"alo?"
"selam,melsa ben."
"selam,çıktın mı bakalım?"
"evet,çıkıştayım şu an."
"tamamdır,geliyorum."
ve telefon kapandı. az önce arda güler'le telefonda konuşmuştum ben.. hâlâ inanılmaz geliyordu bana.
beş dakika sonra,uzaktan arda göründü. dudağımı ısırdım,yine çok yakışıklı görünüyordu. beni görünce gülümsedi.
"selam!" dedim heyecanla.
"selam,naber?"
"iyiyim,sen nasılsın?"
"bende iyiyim,sağ ol."
"gidelim mi?" diye sordum.
"hadi," dedi ve beraber yürümeye başladık.
sahil otele çok çok yakındı,bu yüzden yürüyecektik. bir süre sessizlik oldu ama bu sessizliği o bozmuştu.
"bu arada,kaç yaşındasın?" diye sordu.
"on dokuz yaşındayım."
"öyle mi?"
"evet."
"ne zamandır burda yaşıyorsun?"
"geçen sene geldim buraya,üniversite okumak için. birkaç sene burdayım ama okul bitince geri dönmeyi düşünüyorum,burda yaşamak zor geliyor."
"üniversite.." dedi gülümseyerek.
"evet."
"hangi bölüm peki?"
konuşurken bana dönüp gözlerimin içine bakıyordu,beni dinlerken de aynı şekilde. gözleri gerçekten çok güzeldi.
"psikoloji."
"süpermiş,ailen nerde?"
"türkiye'deler. annem,babam ve erkek kardeşim orda yaşıyorlar."
biz bunları konuşurken bir baktım ki sahile gelmiştik,zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.
direkt kumların üstüne oturdu,bende aynı şekilde onun yanına oturdum. akşam karanlığında gerçekten çok daha güzel görünüyordu manzara.
"aslında hâlâ inanamıyorum." dedim dürüst bir şekilde.
"neden?" diye sordu.
"bilmiyorum,yani sen.. şey,siz.."
"sen diyebilirsin,ve bende senin gibi bir insanım. beni gözünde bu kadar büyütme."
mütevazi biriydi. ben bir şey söylemeden ayağa kalktı.
"dondurma sever misin?" diye sordu.
"dondurma sevmeyen olur mu?" dedim bende gülümseyerek.
"hadi gel o zaman."
bende ayağa kalktım ve kenardaki dondurmacıya doğru yürümeye başladık,çok ama çok tatlı görünüyordu.
tam 5 top dondurma almıştı kendine.
"o biraz fazla değil mi?" dedim gülerek.
"dondurmanın tadı böyle çıkar."
ben ise çok daha az almıştım ve tekrar sahile dönmüştük.
uzun uzun sohbet ediyorduk,genelde kendimiz hakkında bir şeyler anlatıyorduk birbirimize.
"otelde çalışmaya nasıl başladın?"
"arkadaşım var,ufuk. aynı üniversitede okuyoruz,o orda çalışıyordu,bana da o ayarladı işi."
"evin buraya yakın mı?"
"yurtta kalıyorum,on beş dakika uzaklıkta."
"seninle yürüyebilirim istersen."
"yol biraz karışık,kaybolabilirsin. hiç zahmet etme,yine de teşekkür ederim."
"sevindim tanıştığımıza." dedi bir anda,gülümsedim.
"evet,bende.."
beraber ayağa kalktık,saat epey geç olmuştu.
"o zaman,görüşürüz. hoşcakal." dedim.
"hoşcakal,yarın görüşürüz." dedi fakat daha hareket etmeden onu durdurdum,aklıma çok güzel bir şey gelmişti.
"şey,arda!"
"efendim?"
"buralarda.. şey,çok güzel bir lünapark var.. mutlaka görmelisin,büyüleyici bir yer. istersen seni götürebilirim. aslında bende çok gitmek istiyorum ama kimse benimle gelmiyor." dedim gülerek.
direkt başını aşağı yukarı salladı.
"olur tabi ki,gidelim."
"peki o zaman,yarın konuşuruz.."
el salladı ve bana arkasını dönüp yürümeye başladı,bende aynı şekilde.
bir an önce yatağıma uzanıp yastığıma arda diye sarılmak istiyordum..
-
♡