11

419 91 112
                                    

aranizda metal dinleyen var mi (saatlerce gevezelik edebileceğim biri lazim help)

⊶ 𓆩♡𓆪 ⊷


Katsuki's POV

Titreyen bacaklarıma rağmen hızla çıktım koridorları. Kirishima'nın da peşimden geldiğini görebiliyordum göz ucuyla.

Tekrar taht odasına geldiğimizde herkesin tedirginlikle bir noktada topladığını görmemle korkuyla tekledi kalbim. Ayaklarım yönlendirmemi dinlemez olmuştu, adımlarımı zorla atıyordum ileriye.

Önümdeki birkaç kişiyi çekeren ortaya geldiğimde gördüğüm görüntüyle şokla açılmıştı gözlerim. Dizlerimin bağı çözülüp bacaklarım yere çarparken ellerimle destek almaya çalıştım zeminden.

Deku kafası annemin kucağında hareketsiz bir şekilde duruyordu. Dudalarının etrafı kana bulanmıştı ve yerde de ufak bir kan gölü vardı. Annemin gözleri şokla açılmıştı, yüzünden akan göz yaşları çenesinden Deku'nin çilli yanaklarına damlıyordu.

"Deku..." fısıldadım güçsüz bir şekilde. Titreyen ellerimle yeşil tellerinden geçirdim parmaklarımı ve kafasını kendi kucağıma çektim. Gözlerim yaşarıyordu, belki de ağlıyordum. Hiçbir şey hissedemiyordum. Göğüs kafesim sanki güçlü bir el beni sıkıyormuşçasına parçalanıyordu.

Titreyen parmaklarımla çilli yanaklarına dokundum. Soğuktu. O kadar ağlamıştı ki hâla nemliydi cildi. Kanlı dudaklarına gitti yavaşça parmaklarım, umutsuzca okşadım kan kalıntısını.

Parmaklarıma çarpan sıcak nefesi beni kendime getirmişti. Kollarımdan birini kafasının altına diğerini dizlerinin arkasına sardım.

"Katsuki..." Deku'yu hızla kaldırıp kapıya doğru ilerlerken annemin çatlak sesi geldi kulağıma. Yaşlı gözleri acıyla bakıyordu bana.

"Odama bir şifacı gönderin." Sesim çok kısık ve güçsüz çıkmıştı ama duymuştu beni. 

Arkama bir daha dönmeyerek çıktım taht odasından. Gözlerimin yaşarmasını engellemeye çalışarak kendi odama yöneldim. Büyük tahta kapıyı omzumla iterek açtım ve kucağımdaki hareketsiz bedenini yatağıma bıraktım canını acıtmamaya çalışarak.

Solgun yüzü sanki hiçbir derdi yokmuş gibi mimikten yoksundu. Kanlı dudaklarına ufak bir buse kondurmaktan alıkoyamadım kendimi. Ardından yatağın hemen yanındaki komodinden bir mendil alarak yanaklarındaki kanı sildim. usulca.

Hemen ardından annem yanında sarayın en iyi hekimlerinden biriyle koşarak dalmıştı odaya. Deku'nun üzerinden doğrulurken anneme baktım, yüzünde sinir yoktu artık. Sadece züntü ve acımayla bakıyordu bana.

Hekimin Deku'ya yaklaşmasına izin vererek çekildim yatağın kenarından. Deku'nun cildine yaptığı her dokunuşu dikkatle izliyordum, iyi veya rahatlatıcı bir yüz ifadesi arıyordum yaşlı suratında ancak umut yoktu.

"Kanında yüksek dozajda zehir var." Annemin nefesini tutma sesi yankılandı sessiz odada. Ben şok olmuş bir şekilde kalmıştım olduğum yerde.

"Ne olacak? Nasıl iyileştireceğiz onu?" dedim güç bela.

Hekim acımayla bana baktı. "Ne yazık ki yapabileceğimiz tek şey ölümünü daha acısız hale getirmek. Biraz uyulturucu yapabi-"

"Lüzumu yok!" Gözlerim dolarken sinirle bağırdım yaşlı adama. "Çıkın." Gözlerim doluyordu tekrar.

Hekim annemin ve benim önümde eğilerek odadan çıktı sessizce. Gözlerimdeki yaşlardan hiçbir şey göremiyordum. Hiçbir şey gerçekçi gelmiyordu bana.

𔓘 . i dream of you everynight,hopefully i won't wake up this time; bkdkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin