1

539 113 116
                                    



"Evlenmek istemiyorum."

Yüzüne inen sert tokatla kafası yana yattı İzuku'nun. Dişleri sinirle birbirine bastırdı. Gözlerindeki yaşları geri göndermek için kendiyle savaşıyordu.

"Kiminle konuştuğunun farkında değilsin galiba?" Hisashi duygusuz gözlerle baktı oğluna.

İzuku'nun söyleyecek çok şeyi vardı ama hiçbirinin binlerce yıldır değişmeyen zihniyete bir etkisi olacağını düşünmüyordu.

Karşısındaki adam sırf omega olduğu için ordusunun en yetenekli askerinden ve zekasından vazgeçmişti ne de olsa.

"O prensle evleneceksin. İşe yaramaz bir omega olarak krallığına bir faydan dokunsun."

"Faydam mı dokunsun? Şimdiye kadar hiçbir şey yapmadım mı? Kütüphanedeki bütün o strateji, kimya ve kalkınma planlarını ben hazırladım! Bunun ne kadar-"

"Yeter!" Hisashi bağırarak konuştu. Izuku bunun bir fayda etmediğini anlayabiliyordu. Çenesi sinirle kasılırken Hisashi'nin yanında biraz geride duran annesine baktı.

"Anne."

Inko hiçbir şey söylemedi. Ancak İzuku kadının yeşil gözlerinin altındaki kızarıklıklardan onun da ne kadar çaresiz olduğunu anlayabiliyordu. Kadın gözleri dolarken kafasını çevirip başka tarafa baktı.

İzuku kafasını salladı çaresizce. "Pekala." Arkasını dönüp büyük taht odasından çıktı. Adımları hızla alışık olduğu sarayın bahçesine yöneldi. Kimsenin olmadığı büyük ve özenli çicek bahçelerinden geçip eskiden alıştırma yaptığı büyük alana geldi. Rahatlayarak gözyaşlarını serbest bıraktı.

"Izuku..." Arkasından gelen sesle hızla gözyaşlarını sildi. Shoto endişeli gözlerle ona baktı. Ardından iki uzun adımla ona yetişip kardeşine sarıldı.

"Özür dilerim." Shoto fısıldadı. İzuku kafasını iki yana salladı. "Senin suçun değil."

"Yine de bir şeyleri değiştiremediğim için üzgünüm."

İzuku buları dinlemek istemiyordu. Yeterince bunalmıştı zaten.

"Akşam Gōkō kırallığından misafirleri ağırlayacakmışız. Prens ve birkaç yandaşı. Kral orada olmanı istiyor." Shoto tedirgince söyledi.

Alanın köşedinde büyük ağaca bakarak kafasını salladı Izuku.

Izuku's POV

Aynadaki soluk görüntüme bakarken yüzüm ekşidi. Güzel ve zarif yeşil kimono bana yakışmıyordu. Boynum savunmasızdı, köpürcük kemiklerime kadar açıktı ve kendimi sunuyormuş gibi hissetmekten alıkoyamadım. Birkaç hizmetli saçlarımı düzeltirken ister istemez sinirlenmiştim.

Kapının tıklatılmasıyla kalbim küt küt atmaya başlamıştı.

"Gel."

Shoto kapıyı yavaşça iterek içeri girdi. O girerken hizmetçiler aceleyle odayı terk ettiler. Shoto bana uzun uzun baktı.

𔓘 . i dream of you everynight,hopefully i won't wake up this time; bkdkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin