Kaulitz İkizleri Ve Anna

Başlık Bulamadım Ayoll

Uyandığımda başımda kimse yoktu. (Tom adresini veriyim mi!) Sadece yatağımda uzanıyordum. Kalkıp aynaya baktım. Boğazımda morluklar vardı. "Seni artist" diye mırıldandım. Ondan hoşlanıyor muydum? Evet. Maalesef. Hiç istemesem de evet. Giyinip odadan dışarı çıktım. (Klübe yazmaya üşeniyorum bundan sonra oda) Çıktığımda asla görmek istemediğim bir şey gördüm. Tom ve okulun popüler kızı Amy sevişiyordu. Önüme bakıp devam ettim. Hoca bizi kamp ateşinin orada bekliyordu. Bill Tom ve Amy'yi çağırmaya gitti. (Amy nasıl okunuyo bilmiyorum o yüzden ben Emi diye okuyorum ona göre "ye" koydum) Onlar da geldiğinde hoca bir oyun oynayacağımızı söyledi. Oda arkadaşlarımızla takım olacaktık. Hocaya,
Anna- Hocam lütfen tek olabilir miyim?
Hoca- Akşam ormana gireceksiniz. Tek olamazsınız.
Tom- Hocam peki eş değiştirebilir miyiz?
Hoca- Hepinizin özelliklerinizi biliyoruz. Ona göre eş seçtik.
Tom'un güçlü olduğunu biliyordum ama iyi kalpli olduğunu asla düşünmüyorum. Hoca anlatmaya devam etti. Ormanın içine bir bayrak yerleştirdik. Onu ilk bulan oyunu kazanırmış. Göz devirdim. Birbirimizden bu kadar nefret ediyoruz. Nasıl kazanacaktık oyunu. En azından biraz şansımız olduğunu düşündüm. İkimiz de dayanıklı ve güçlüydük. Her eş ormanın farklı yerlerinden girecekti. Saçımı tekrar sıkıca at kuyruğu yaptım ve Hocadan sweatshirt'ümü odaya koymak için izin aldım. Üzerimde spor sütyeni ve şortla çok rahat koşabilirdim. Kollarımı ve bacaklarımı esnettim. Tom'un ilk defa şort ve bol olmayan bir tişörtle gördüğüme emindim. Hoca düdüğü çaldığında koşmaya başladık. Tom'dan daha hızlıydım. Bu kesindi. Onunla aynı tarafa koşturuyorduk. Ormanda koştuk koştuk. Herkesten daha önde olduğumuza emindik. Erkek kız gruplarında hepsinin seviştiğine yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım. Erkek erkeğe grup yoktu. Kız kıza olan gruplarda hepsi mini elbise giymişti. Yani yüksek kütükten atlamaları imkansızdı. Yani kısaca sevişmeler bitince önümüze rakip olabilecek biri anca çıkardı. Yerde oturmaya hiç niyetim yoktu. Ağaca tırmandım. Orda kalın bir dala oturdum.
Tom- Lütfen ordan düşüp başıma iş açma. Uğraşamam senle.
Anna- Benimle uğraşmanı istemiyorum zaten. İsteyen mi oldu? (OLDU OLDUUU)
Tom gözlerini devirdi.
Anna- Gözlerini devirme bana.
Tom- Devirirsem ne olur? Döver misin beni?
Anna- Kırk beş kilo kaldırabiliyorum ve tek başıma on iki adam indirdim.
İkimiz de bir süre konuşmadık. Sonra çalılıklardan birden ses geldi. Bu bir orman domuzuydu. Doğruca Tom'a koşuyordu. Gülmeye başladım. Ta ki Tom geri geri yürürken taşa takılıp kafasını kayaya çarpana kadar. Hemen ağaçtan atladım. Hiç canım acımamıştı. Neler olduğunu görebiliyordu ama hareket edemiyordu. Canı acıyordu. Eminim. Orman domuzu karnıma geçirdi. Ama onu öldürmeliydim. Acıyla kıvranırken onun bir kafasını bir de vücudunu tutup ayırdım. (OHA) Üstüm kan içindeydi. Ellerimi yakındaki gölde yıkadım ve Tom'un yanına gidip ona baktım.
Tom- Bana ellerini sürme
Anna- İyi ki kurtarmışım se-
Birden ağzımdan kan geldi. Kan kusmaya başlamıştım. Tom arkama baktığında bir orman domuzunun arkadan dişlediğini gördü. Eline aldığı taşla var gücüyle vurdu. Sonunda o domuz da ölmüştü. Hoca hepimize bir şey olur diye işaret ışığı vermişti. Hemen alıp patlattı. Hocalar yarım saate gelmişlerdi. Tom bana bağırıyordu,
Tom- ANNA! ANNA LÜTFEN BENİ DUYDUĞUNU SÖYLE!
Bu sefer öldüğüme emindim. (AMA NE OLDU ACABAAA ÇOK GARİP YİNE BAYILDI AYYYY)