Yanımda ki Emreyi dürttüm.
Ona planı anlatmıştım ve bana sorgusuz sualsiz güvenmişti,inanmıştı kaçacağıma.
"En yakın zamanda görüşeceğiz."
"Sana inanıyorum Ayaz."
Alnımı alnına dayadım.
Daha sonra gülümseyip uzaklaştım.
Ellerim bağlıyken arka taraflara doğru ilerledim.
Önümden geçen teröristlere fark edilmeden arkaya geldim.
Kar yağdığı için ayak izim belli olacaktı ama ne kadar uzaklaşırsam o kadar iyi olurdu.
Etrafıma baktım ve son hızla koşmaya başladım.
Kimse beni fark etmeden kaçmam gerekiyordu.Bayağı bir uzaklaşmıştım ama benim kaçtığımı fark etmişlerdi çünkü dağı gürletiyorlardı!
Daha hızlı koşmaya başladım.
Soğuk rüzgarın yüzüme doğru esmesi de bir dezavandajımdı.
Siktir..
Karşımda bir uçurum vardı.
Arkamdaydılar.
"Orada! Yakalayın!"
Yetişmişler anasını satayım!
Kendimi aşağı atsam net ölürdüm ama sözüm vardı Emre'ye kaçmam gerekiyordu.
"Ayaz sakın!"
Fırat adımı bağırdığında onlara döndüm.
Hemen arkamda uçurum vardı amına koyim!
Bana yaklaşıyorlardı.
Ayağımı hareket ettirmemle her şey bitti.
Uçurumdan düşüyordum.
Sevgilimin yanına gidiyordum.
Bana bakıyordu gökyüzünden.O bana doğru süzülürken ben aşağı düşüyordum.
"Ayaz'ım, gelme! Elimi tutma Ayaz'ım. Ben geldim sen gelme..."
Endişeyle bağırdım.
"Elimi tut Sevda'm,tut ki yanına geleyim. Bir kez daha sarılayım Sevda'm,lütfen!"
"Ayaz!"
Bu Sevdanın sesi değildi.
"Ayaz uyan lan!"
Siktir Emreydi bu.
Şokla gözlerimi açtım.
"Gerizekalı, iki saattir bağırıyorum! Kalk artık sayım yapacaklar."
"Ulan ne diye uyandırıyorsun! Kavuşuyordum lan sonunda! "
Bana anlamaz bakışlar attı.
Tam ağzını açacakken içeri Fırat girdi.
"Sessiz olun! Eymen, kontrol et."
Eymen dediği terörist hepimizi kontrol etti.
"Efe yok ağa-"
"Burada bay kaçak."
İçeri başka bir terörist girdi.
Elinde bir ip ipin ucunda ise dövülmekten bayılmış Efe.
Benim vatanımdan olan her çocuk kardeşim sayılırdı.
Efe benim kardeşimdi ve onlar kardeşime zarar vermişti.
"Ulan orospu çocuğu! Seni gebertirim lan!"
Üstüne gittiğim gibi kafa attım.
Üstüne oturdum ve bağlı ellerimle vurmaya başladım.
Cebinden düşmüş olan çakı benzeri keskin aleti aldım.
Elimin içinde sakladım.
Etrafımdakiler beni kaldırmaya çalışırken sinirden gözüm dönmüştü.
"Kimse benim kardeşimi dövemez!"
Acımadan elimdeki çakıyı kalbine sapladım.
Etraf sessizleşti.
Resmen herkes nefes almayı bırakmış gibi sadece benim soluklarım duyuluyordu.
Hızla kendime gelerek çakıyı alıp iplerimi kestim ve son hızla koşmaya başladım.
Kar yağmıştı.
Daha hızlı koşarken fark ettiğim şeyle durdum.
Önümde uçurum vardı.
Arkamda teröristler.
"Orada! Yakalayın!"
Aynı kişi.. aynı kelimeler..aynı sayıda adam...
Uçurum ölümüm olacaktı.
Yaklaştılar.
Bir adım gerilersem düşerdim.
Hayır,ayağımı hareket ettirirsem düşerdim.
"Ayaz sakın!"
Siktir... Her şey aynı..
"Kendini bırak Ayaz'ım. Ben seni tutarım."
Sevda'nın sesiydi.
Ölü birine güvenemezdim o kişi her ne kadar kendimden çok güvendiğim biri olsa da.
Yavaş yavaş yanıma yaklaştılar.
Beni yakalamalarına izin verdim.
Sevda'nın sesi beni mayıştırmıştı.
Bu karlı,buz gibi havada uykum gelmişti.
Soğuktu hatta donuyordum ama gözlerimin üstündeki yük ağır bastı.
Ayağım kaydı.
Sevda yoktu, beni tutmadı.
Gözlerim kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın Gölgesinde - Gay (Toprak'ın İsmi Değişti)
AcciónTerorist olması için dağa kaçırmıştılar Ayazı. Fakat teroristler nereden bilebilirdi bu genç adamın başlarına en büyük bela olacağını? Eşcinsellik ve +18 içeriyor. Rahatsız olanlar okumasın. Kurgu asla terörü desteklemiyor bir göz atsanız bile nefre...