Bu iki gün içinde her şey normal geçmişti. Daha iyi anlaşıyorlardı artık ve azda olsa birbirlerine alışmışlardı.
İkiside odalarında üniformalarını giyiyorlardı. 2 günlük dinlenmenin sonuna gelmişlerdi. İkiside hazırlanmışlardı. Kapıda buluştular.
"Hadi Albay bekliyormuş."
Ayaz tamam anlamında kafasını salladı. Botlarını giyip askeriyeye gitmek üzere arabaya bindiler.
*
"Gel!"İkiside selam verdikten sonra Toprak konuştu.
"Albayım Ayaz'ı-"
"Tamamdır Toprak,sen çık."
Toprak,Albaya sinir olsada bir şey demeden çıktı odadan.
"Otur şuraya Ayaz."
Masanın önündeki siyah koltuğa oturdu ve albaya baktı.
"Ben ne yapacağım?"
"Öncelikle eğitim alacaksın daha sonra eğer güzel bir ilerleme katetmişsen görevlere çıkacaksın."
"Tamamdır Albayım."
Albayın yüzündeki sırıtış değişikti. Ayaz bu sırıtmanın ne anlama geldiğini çözemedi.
"Çık bakalım asker."
"Emredersiniz komutanım."
Odadan çıktı. Etrafa baktığında Toprak'ı göremeyince derin bir iç çekti.
"Burada dursan ölürsün sanki!" Diyerek fısıldadı.
"Kimi arıyorsun? Kimsin?"
Ayaz baktığında 1.70li boylarda zayıf bir konuşmuştu. Önce kendi tanıyıp kim olduğunundan emin olmak istediği için cevap vermeden soruyu sordu.
"Sen kimsin?"sesi sert çıkmıştı karşısındaki çocuk gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Sakin ol kaptan. Ben Erenay Berk. Er'im."
"Bende Ayaz, şimdi bana Toprak komutanın nerede olduğunu söyle."
"Toprak komutan mı? Haa, o odasında gel götüreyim seni." Diyerek Ayaz'ın kolunu tuttu. Ayaz tek kaşını kaldırarak ona baksada Erenay sadece omuz silkti.İkisi de ilerlerken bir tane odanın önünde durdular. Kapının üstünde büyük harflerle "TOPRAK BOZGUN" yazıyordu.Çocuk Ayaz'a döndü ve:
"Benim eğitime dönmem gerek, komutanın odası burası.Kapıyı çal öyle gir ağzına sıçmasın,hadi Allah'a emanet." dedi ve koşarak gözden kayboldu.Ayaz suratına sert bir ifade takınıp içeri girdi.İçeride sert bir nefes çeken komutana baktı.
"Ben size bu kapıyı çalmadan girmeyeceksiniz demedim mi lan!" Toprak komutan kafasını kaldırıp baktığında girenin Ayaz olduğunu gördü."Pardon komutan,birdaha olmaz."Ayaz dalga geçer gibi konuşuyordu ve bu komutanın sinirine gitmişti.
"Sende bir askersin artık Ayaz. Öncelikle," deyip beklediğinde Ayaz tek kaşını kaldırmıştı. Komutan ayağa kalktı ve yanına yürüdü."Öncelikle,benimle arkadaşmışsın gibi konuşamazsın. Ve,"işaret parmağı ile kapıyı gösterdi."bu kapıyı çalmadan girmeyeceksin. Anladın mı beni Ayaz Ateş Keskin?" Dedi kızgın bir şekilde bakarak.
"Tabiki komutan,çok iyi anladım."sesi komutanı sinir etmekten zevk almış gibi çıkıyordu.Bakışlarını tekrardan ifadesizleştirdi.Komutanın gözlerine derin bir bakış attı.Bu derin ve boş bakışın komutanın aklını karıştıracağını bilerek odadan çıktı.Komutan ise çoktan bakışı sorgulamaya başlamıştı bile.
Koridordan geçen birini durdurmayı düşündü fakat kendi başına halledecekti Ayaz.
Merhaba öncelikle şunu söylemek isterim ki ben bu kurguya bölüm atamıyorum.Aklıma gündelik olaylar gelmiyor sadece savaş ve çatışma anları için fikir geliyor. Bir sonraki bölüm büyük ihtimal 2-3 yıl sonrasını anlatacak.Bu 2-3 yılda olan olayları da daha ilerki bölümlerde aktarmayı planlıyorum.
Ve, kısa olduğu için üzgünüm..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın Gölgesinde - Gay (Toprak'ın İsmi Değişti)
AksiyonTerorist olması için dağa kaçırmıştılar Ayazı. Fakat teroristler nereden bilebilirdi bu genç adamın başlarına en büyük bela olacağını? Eşcinsellik ve +18 içeriyor. Rahatsız olanlar okumasın. Kurgu asla terörü desteklemiyor bir göz atsanız bile nefre...