6

323 24 2
                                    

Yazarın anlatımıyla:

Sabah olmuştu ve herkes uyanmıştı. Daha doğrusu zorla uyandırılmışlardı.

"Ayağa kalkın! Kadir Ağa gelecek, kimse karşısında dik durmaya çalışmasın. En çokta sen üstüne alın Ayaz!"

Çok geçmeden içeri Kadir Ağa girdi.

"Demek yeni çaylaklar bunlar ha?"

Tek kaşını kaldırıp yeni kaçırılanları süzdü. Dimdik gözlerine nefretle bakan genci hissetti. Deniz mi, gökyüzü mü olduğunu belirleyemediği gözler ona nefretle bakıyordu.

Gözlerini kaçırsa da maviler ondan kaçmadı.

Kadir anladı, masmavi gözler denize benziyordu. Yüzme bilmediğini anlamış, onu içine çekip boğmaya çalışıyordu. Deniz gözlü bundan bir haberdi fakat o gözler çoktan herkesi boğmaya başlamıştı.

İlk defa bu kadar büyük nefret gördü Kadir. Bu nefrete hayranlık duydu. Babası ondan böyle nefret etmemişti.

"Şu mavi gözlü kim?"

Fırat kendine sorulan soru ile Kadir'e nefretle bakan gence baktı.

"Ayaz. Nefreti dikkatini çekti değil mi?"

"Hem nefreti hem de gözleri, çok güzel gözleri var."

Ayaz gözlerini Kadirden çekmişti. Bu Fırat'ı mutlu ediyordu. Lakin bu mutluluk kısa sürmüştü.

"Ayaz benimle geliyorsun."

Emre korkarak Ayaz'a dönmüştü. Öldüreceklerini anlamıştı. Çünkü burada Ayazdan daha uzun süre kalmıştı ve Kadir Ağa onun önünde olan küçücük bir taş olsa bile o taşı yok ederdi.

"Ayaz kaç buradan.."

Emre fısıltıyla konuşmuştu lakin bunu yapmayacağını herkes biliyordu. Kadir belalı ise Ayaz daha belalıydı.

Ayaz hiç düşünmeden ilerlemişti yanına ve beraber yürümeye başlamışlardı.

Ağanın aklında gencin tadına bakmak var iken gencin aklında cebindeki hançer ile Ağanın kafasını kesmek vardı.

"Denizim olur musun?"

Ani gelen soruyla Ayaz hiç düşünmeden cevabını verdi.

"Asla."

"Seni denizim yapacağım."

"Çırpınmaya devam et,boğulacaksın."

Onlar yürürken Fırat Ayazı nasıl kurtaracağını düşünüyordü. Bu zamana kadar Kadir'in yanında götürdüğü herkes ölmüştü,teröristler bile.

"Bekir!"

"Buyur Fırat ağam?"

"Zaman doldu. Kırmızıya haberi ver,ben Ayaz'ı kurtaracağım."

Bekir sırıttı.

"Emredersiniz Komutanım."

Bekir uzaklaşınca hemen telsizi açtı.

"Binbaşı Toprak Ateş konuşuyor. Kırmızı tim kendini belli et."

Toprak silahını eline aldı ve Kadir ile Ayaz'ın olduğu mağaraya ilerledi. O sırada sesler yükseldi.

*Medyayı açın.*

"Korku nedir bilmeyiz!"

"KORKU NEDİR BİLMEYİZ!"

"Biz dağların erleri!"

"BİZ DAĞLARIN ERLERİ!"

"Yuva yaptık göklere!"

"YUVA YAPTIK GÖKLERE!"

"Baş döndüren yerlere!"

"BAŞ DÖNDÜREN YERLERE!"

Kırmızı timin sesi her yerden duyuluyordu. Toprak sırıttı ve daha hızlı yürüdü.

"Türk askeri yakaladı sizi Kadir ağa. Kaçacak delik kalmadı."

Ayaz'ın sert sesi mağarada yankılandı. Kadir endişe ile etrafına bakındı.

"Siz Türkler her deliğin ucunda olmayı çok seviyorsunuz!"

Ayaz cebindeki hançeri çıkardı. Buna karşın Kadir de hemen bıçağını eline aldı.

"Seni öldüreceğim!"

"Asla ama asla denizde yüzerken bu kadar derine gitme Kadir ağa. Boğulursun."

Birbirlerine bıçakları salladılar ve batırmaya çalıştılar. Fakat ikiside henüz batıramamıştı. Ayaz sağ eli ile hançeri savururmuş gibi yaptı ardından sol eli ile yumruk attı.

Kadir ağa yere düştü. Etrafına bakındı ve yerdeki silaha uzandı. Ayaz'ın alnına doğru tuttu.

"Kendi denizinde boğulacaksın!"

Silah sesi mağarada yankılandı.

O ise, geç kalmıştı.






Savaşın Gölgesinde - Gay (Toprak'ın İsmi Değişti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin