7.BÖLÜM

13 0 0
                                    

   “Lizge, kapı başka bir hikayeye açıldı.”

   “Ne!”

   Koşarak kapının yanına gittim. Gerçekten de burası başka bir hikayeydi. Elinde kahvesi ile L koltukta, veya sandalyede oturan bir Amir görmemiştim ben.

   Ben sadece büyük bir vadi ve tek başına yapayalnız kalmış büyük bir ağaç görmüştüm.

   “A- ama böyle olmamalıydı. Olmamalıydı böyle.” dedim büyük bir korku yaşarken.

   “Lizge bu nasıl olabilir? Böyle deyince böyle olmuyordu.”dedi Nisa benden cevap beklerken.

   “Be- ben bilmiyorum yani neden böyle oldu bilmiyorum.”

   “Durun tamam panik olmayın hemen. Belki bir yanlışlık olmuştur tekrar deneyelim. ” dedi Emir.

    “Oğlum nasıl panik olmayalım. Bunun o eve açılması gerekiyordu.”dedi Caner.

    “Ta- tamam haklısın. Öyle olmalıydı.”

     “Çıkalım burdan. Bir daha deneyelim. Herhalde yanlışlık olmuştur değil mi?  Emir doğru söylüyor.”dedi Ela.

   Bence dediğine kendi bile inanmıyordu.

   “Evet panik yapacak bir şey yok.” dedi Emir.

    Nasıl panik olacak bir şey yoktu. Ben çok gerilmiştim.

   “Hadi çıkalım burdan.”dedi Emir.

   Teker teker kafeden çıktık ve kapıyı kapattık. Geldiğimiz yerin manzarası çok güzeldi. Temiz havayı içime çektim. Derin derin nefesler almıştım. Sakinleşmeliydim. Çünkü fazla gerilirsem ağlayabilirdim ve ben şu an salya sümük ağlamak istemiyordum.

    Ağacın yanındaki kapıya yaklaştık.

    “Hikayeye ara vermek istiyoruz.” diye bağırdı Nisa.

    “Hikayeye ara vermek istiyoruz.” diye bir kere daha bağırdı.

    Nisa tam kapıyı açacakken bir sarsıntı oldu. Üzerinde bulunduğumuz dağ feci sarılmıştı. Sarsıntının etkisiyle yere düştük. Hiçbirimiz ne olduğunu anlamamıştı.

   Sonra bir kere daha sarsıldı. Feci sarsılıyorduk. Ayakta durmak imkansızdı.

    “Caner Ela’yı tut.” diye bağırdı Emir.

   Caner ardından Ela’yı tuttu ve hepimiz ağaca tutunduk. Oturur pozisyonda ağacın kocaman gövdesine ben ve Nisa tutunmaya çalışıyorduk ama bu çok zordu.

   Sarsıntı devam etti sanki deprem oluyordu.

    Ela ben ve Nisa’nın çığlık sesleri yükselirken sarsıntı daha da şiddetlenmişti.

     O sırada kollarımda bir el hissettim. Bu Emir’di.

   “Lizge şimdi kollarını sıkı sıkı Nisa’ya sar. Ben seni tutacağım. Hadi!”

   Hemen kollarımı sıkıca Nisa’ya sardım.

   Emir’de bir kolu ile beni tutuyordu diğer kolu ile savrulmamak için ağaca tutunuyordu.

    “Caner iyi misiniz?”diye bağırdı Emir.

    Ağacın gövdesi büyük olduğu için Caner ve Ela’yı tam göremiyorduk.

    “İyiyiz”diye zorlanarak bağırdı Caner.

    Hala sarsıntı devam ediyordu ve bu çok korkunçtu. Kendimi daha fazla bağırmamak için zor tutuyordum. Gözümü sımsıkı kapatmıştım.

HİKAYELERİN YAŞADIĞI YERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin