Hedefim için güçlü bir şekilde ilerliyorum [On Beşinci Bölüm]
"Seungri, bir dans rutininin koreografisini yap. BIGBANG'in Ocak ayındaki aktivitelerine başlamasından sonra Seungri'nin solosu olacak."
Başkan Yang'ın sözlerini duyduğumda, ağzımı nasıl kapatacağımı bilemediğim bir noktaya kadar şok oldum. Bu akşam yemeği partisinde solo aktivite planım açıklandı. Yemeğin burnuma mı yoksa ağzıma mı girdiğini bilmediğim için çok heyecanlandım. Bu haberi açıkça kendi kulaklarımla duydum ama yine de inanamadım. Şansımın geleceğini biliyordum ama bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum.
"Tebrikler" "Üzerinde çok çalış" "Mücadeleye devam"
"Gerçekten solo aktivitelerimi yapacağım" gerçeği, aslında hyung üyelerimden onay aldığım anda gerçekleşti.
Şimdiye kadar sahnede performans sergilediğimde hala "BIGBANG" olarak anılıyordum ama solo aktivitelerimde farklı olacaktı. Kendi sahnemi kontrol eden tek ana karakter olacağım için yük çok büyüktü. Çok mutlu olmanın yanı sıra başka bir duygum yoktu.
Herkesin dikkati üzerime çevrildiğinde ne kadar gergin olduğumu anlatamam ama bu şansı yakalamıştım. Beynime çivi çakılmış gibi hissettim ve Başkan Yang'ın sözlerini dinleyen bir oyuncak bebek gibi oturdum:
"Tek bir şansın olduğunu biliyorsun. Bunu iyi yapmazsan, başka şansın olmayacak. Young-bae ile yaptığımız gibi solonun önünü açacağız. Onu boşa harcama."
Birden enerjim doldu. "Sadece en iyisini yapmak" gibi büyük bir sorumluluk taşıdığımı fark ettim. Başarısız olursam, BIGBANG'in imajını da etkileme ihtimalim yüksekti. Korkutucuydu çünkü sırtımda çok büyük bir sorumluluk vardı ve bu duygu birden bana hücum etti. O günden sonra ne zaman yatağa yatsam, Başkan Yang'ın bana "tek şansın var, tek şansın var" diyen sesini duymaya başlamıştım.
Günler yaklaştıkça ruh halim defalarca değişti. Bunun başkalarına değiştiğimi gösterme şansım olduğunu hissettim, ama aynı zamanda başarısız olursam veya yenilirsem her şey sona erecekti. Savaşma isteğim düştü ve depresyona girdim. İçinde bulunduğum duygu cennetle cehennem arasındaydı.
Zorba sorumluluğuna rağmen hala bunu bekliyordum. Gerçek şu ki, o zamanlar hala övgüden yoksundum. Hyunglarımla karşılaştırıldığında hala birçok şeyde gerideydim. Övgü ve tezahüratların bana göre olmadığını biliyordum. Başkan Yang'ın bana olan övgülerini 5 parmakla sayabilirdim. Hayranlardan çok fazla sevgi görmeme rağmen bir şarkıcı olarak yeteneğimin onayını henüz almamıştım. İstikrarlı bir gelir, popülerlik... Yaşım ve yeteneğimle karşılaştırıldığında, önemi çok büyüktü ama bu tür bir sebep dahi hala onaylamamıştı. Onay almayan BIGBANG değil, Seungri idi.
Müzikallerde, filmlerde, MV'lerde ve benzerlerinde roller, aynı nedenden dolayı benim için sürekli bir meydan okumaydı. Kendi potansiyelimi ve niteliklerimi analiz etmek istedim. Hangi alanda en iyi olduğumu ve hangi alanlarda en iyi olabileceğimi öğrenmek istedim. Daha önce ne yapacağımı bilmeseydim, bunu bir meydan okuma olarak kabul ederdim.
Özel müzikaller, kendimi zorlamaya devam etmek istediğim şeyler. Şarkı söylemeyi, dans etmeyi ve sahnede oyunculuğu aynı anda yapabiliyorum. Büyüleyici ve şaşırtıcı olan, her yaştan ve cinsiyetten insana dokunabiliyor olmam. Her yaştan insan BIGBANG'i sevse de, "Sonagi"nin izleyicileri arasında buzlu saçlı büyükbabalar ve büyükanneler de vardı. Alkışlamak için ayağa kalktıklarını gördüğümde, ruh halim tarif edilemezdi.
Bana defalarca, "Aynı anda bu kadar çok şeyi yapmaktan yorulmuyor musun?" diye soruyorlar. Tabii ki yoruluyorum. Çoğu zaman 1 saat düzgün uyuyamadığım günler oluyor ve tüm programlarımı bitirdikten sonra sabah 3'te ilk yemeğimi yediğim zamanlar oluyor. Ama garip bir şekilde, herhangi bir şikâyetim yok. Ben bile şaşkın hissediyorum. Belki ben anormalim? Ne kadar yorgunsam, o kadar neşeliyim.
Acının sıkı çalışmanın kanıtı olduğuna inanıyorum. Yorgun hissettiğinizde ve sıkı çalışmanızdan dolayı acı çektiğinizde bile tatmin olacaksınız... Acının sonsuza kadar sürmeyeceğinden bahsetmiyorum bile. İlk kez spor salonuna gitmeye başladığınız zamanki gibi. Kaslarınız çok fazla kullanmadığınız için serttir, ancak çalışmaya devam ettiğinizde vücudunuz artık o acı hissini taşımaz. Bazen acı gerçekten yok olmaz ama acı içinde olsanız bile gülümsemeniz ve buna katlanmanız gerekir. Kendinize ancak bu şekilde meydan okumaya devam edebilirsiniz.
Zorluklar korkutucu değil, yenilgiler de korkutucu değil. Artık ısrarla üzerinde durduğum ve ısrarla üzerinde duracağım bir ilke, çok çalışarak ve pes etmeyerek hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz anlayışıdır.
Seçtiğim yol ne kadar zor, tehlikeli ve engebeli olursa olsun ilerlemeye devam edeceğim. Düşlediğim dünya o yolun sonunda beni bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bigbang - Dünyaya Haykırın!
Short Story2006 da kurulmuş olan Bigbang grubunun 2009 yılında yayınladığı kişisel gelişim kitabı Shout Out To The World kitabının Türkçe çevirisidir.