Pratik odam nerede? Ayağım nereye temas ederse etsin! [İkinci Bölüm]
Gazetede Ji-Sung Park'ın (ünlü bir Koreli futbolcu) bacaklarını gördüm ve bacaklarında çok fazla morluk ve yara izi olduğunu hemen fark ettim. Yaralar ve sprinkles izleri de her yerdeydi. O zaman, bunu okuduğuma gerçekten üzüldüm. Ancak onun durumu benimkine benziyordu. Bigbang üye seçim sürecinin 2. turuna meydan okumaya hazırlanırken, bu bacaklar hep aklımda belirdi. O zaman "şu anda çektiğim eziyetler bacaklarımın yeni kanı olacak" diye cesaretlendirirdim kendimi. Ben her zaman böyle bir sözle güçlenirim ve bacaklarım iyi durumda olduğu için kıdemli Ji-Sung Park'tan daha şanslıyım.
Kaderimi yeniden yazıp yazamayacağımı görmek için gerçekten bir kez daha çok çalışmak istememe rağmen, o zamanlar birçok zorlukla karşılaştım. Bir zamanlar hyunglarla paylaştığım yurtta daha fazla yaşayamazdım ve yakınlardaki pansiyonlara kayıt yaptıracak yaşta değildim, ücretlerin de pahalı olduğundan bahsetmiyorum bile. Ben de ailemden para istemek istemedim. Sonunda, sadece 1 çarem kaldı - müdür hyung'dan dairesinde uyumama izin vermesini istedim.
"Seni rahatsız etmeyeceğim, söz veriyorum. İhtiyacım olan sadece geceleri uyuyabileceğim bir yer, o yüzden lütfen orada uyumama uzun ver..."
Menajer hyung hiç tereddüt etmeden bana evet dediği için şanslıydım ama sonra önüme başka bir zorluk çıktı - eskiden aldığım eğitimleri artık alamıyordum.
O zaman sadece kendime güvenebilirdim. Aslında çok fazla zamanım kalmadığı için endişelenmeye zaman ayırmamaya karar verdim ve yapacak çok işim vardı, bu süre içinde kendimi büyük bir hızla geliştirmek de buna dâhildi. Kıymetli vaktimi endişelenerek harcarsam, bunun zamanı boşa harcamaktan farkı kalmayacaktı. Yapmam gerekeni yapmak için her saniyeyi değerlendirmem gerekiyordu.
Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmeden pratiğime başladım, Taxiana'nın 'Haru Haru' çalışmasını seçmiştim.
Sonra şarkıyı değiştirmek istedim. O kadar meşguldüm ki olumsuz şeyleri düşünecek zamanım bile olmadı. Elimde kalan bir zamanım olsaydı, şarkıyı iletmenin yeni yollarını denemek için harcamayı seçerdim.
Aslında şarkıyı yüzlerce kez dinlemiştim. Nerede olursam olayım, ne olursa olsun şarkı söyledim. İster uygulama odası (hyunglar çalışmalarını bitirdikten sonra gece yarısı oraya giderdim), ister birçok insanın geçtiği sokaklar, ister menajer hyung'un evi... Şarkı söyledim, söyledim ve söyledim. Topluluk içinde şarkı söylememe "sessiz ol" diyerek engell olmaya çalışanlar oldu. Hatta bazı insanlar parmaklarıyla beni işaret edip o anda yaptığım şeyi eleştirdiler. Böyle bir şey yaşamama rağmen cesaretimi kaybetmedim. Aksine, ısrar ettiğim şeylerin doğru olduğunu onlara kanıtlamak için başarılı olmayı çok istedim.
"Şu anda deli gibiyim ama bir gün övgüler, doğru bildiğini yapmakta ısrar eden bu deliye gidecek." Bu cümleyle kendimi hep neşelendirmişimdir.
Aklım şarkı söylememi nasıl geliştirebileceğim konusunda oyalanıyordu, bu yüzden ne zaman yeni bir şey bulsam nota hakkındaki düşüncelerimi not ettim. Sonunda notlarımın neredeyse tamamı notalarla dolmuştu ve artık üzerine bir şeyler karalayacak boş yer bulamıyordum.
Ben bütün bunları yaparken başkanın verdiği 1 haftalık süre çok çabuk geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bigbang - Dünyaya Haykırın!
Conto2006 da kurulmuş olan Bigbang grubunun 2009 yılında yayınladığı kişisel gelişim kitabı Shout Out To The World kitabının Türkçe çevirisidir.