XV.Bölüm - HASTANE

2.5K 147 12
                                    

İyi Okumlarrrr.😚💗

Yıldıza ⭐️ basmayı unutayın lütfen...😚

Yorum yapan ve beğenen herkese çooookkk teşekkür ederimmm.

Hepinizi çook öpüyorum.💋

Medya:Deniz/Yeşil gözlü 🤭

Bu adam çok yakışıklı ve tatlı değil mi? Koca asam ama bazen bir çocuk gibi sevilesi duruyor...

...

"Acil sedye getirin!"

Helikopterin,hastaneye varması ile sesler ve sağlıkçılar birbirine karışmıştı.Tüm personellerin eli ve ayağı birbirine karışmış,hastaneye gelen yaralılar için yer arıyor ve tedavi için ellerini çabuk tutmaya çalışıyorlardı.

"Hocam 12 yaralı var.3'ü ağır,7'si hafif yaralı.Kalan ikisi ise çok ağır hocam."

"Tamam.İlk önce kendinizi sakin tutun ve panik yapmayın.Çevre hastaneden destek istedik.Ekstra profesör gelecek."

Ali ve tüm TİM kan ter içinde kalmış bir biçimde gelen sedyelere yerleştiriyorlardı arkadaşlarını.Hastaneye gelirken ise 3 arkadaşlarını şehit vermişlerdi.

Sedyeye alınma sırası Bartu'ya geldiğinde Ali'nin gözleri dolu doluydu.Zaten 3 silah arkadaşını kaybetmişlerdi ve Ali kendinden geçmişti.Bunun yanı sıra 12 yaralı arkadaşı...Dayanılacak ya da sakin kalınacak bir durum asla değildi.Bartu'nun temiz ay yüzüne baktığında daha da beter olmuştu.Zaten kan çanağı olmuş gözleri yanıyordu.Ellerinde derman kalmamıştı...

Ali,arkadaşını zorla sedyeye yatırmıştı ama gözünden sicim gibi akan yaştan bir haberdi.Hızla yürütlen sedyenin bir ucundan da Ali tutmuş,hızla sedyeyi sürüyor ve aynı zamanda da Bartu'yla konuşuyordu;

"Bartu kurbanın olayım dayan...Bak geldik n'olursun Bartu,bizi bırakma..."

"Beyefendi siz buradan sonra bizimle gelemezsiniz."

Ali yaşlı gözleri ile doktora baktı ve ellerine sarıldı;

"N'olur arkadaşımı,arkadaşlarımı kurtarın.Lütfen..."

Doktor buruk ve üzgün bir tebessüm ile ellerinin üzerindeki ele baktı ve birini o ellerin üzerine koydu.Güven verircesine Ali'nin elini patpatladı;

"Size söz veriyorum,bütün arkadaşlarınız için elimizden geleni yapacağız.Sizde burada moralinizi yüksek tutun lütfen.Onlar hissedecektir."

Yavaşça elleri ayırdılar ve doktor kapıdan içeriye girdi.Ali ve diğer tüm TİM yaşlı gözler ile kapıların önlerinde arkadaşlarını bekliyorlardı.

      3 saat sonra...

Ameliyathaneden birkaç doktorun hızla çıkması ile Ali çöktüğü zeminden bir anda kalkmış ve doktorun önüne koşmuştu;

"Ne oldu? Bir şey mi oldu?"

Doktor ne diyeceğini bilemez bir şekilde Ali'nin yüzüne bakıyordu.

"Bacım konuşsana!"

"Beyefendi lütfen oyalamayın..."

"Sa-sadece durumunu söyleyin.Neden bir anda hızlıca çıktınız?Paniğiniz  neden bir şey mi oldu?"

"Bakın beyefendi.Arkadaşınız çok riskli bir yerden yaralanmış ve operasyon zor geçiyor.Direnmeye çalışıyor fakat bedeni zorlanıyor.Lütfen bırakın işimizi yapalım.."

Ali yavaşça ellerimi çekti ve tekrar yavaş adımlarla duvarım dibine çöktü.

      2 saat sonra...

Ali sıkıntılı bir nefes vererek oturduğu yerden kalktı ve hava almak için bahçeye çıktı.Yavaş ve boş adımlarla ilerliyordu.

Biraz sonra yanına vardığı bankta oturan çocuğun ona bakması ile çocuğa döndü.
Operasyonda kurtardıkları yeşil gözler...Unutmuştu bile onu..

İlk defa maskesiz görüyordu.Yüzünü öylece turladı.Güzel çocuktu...

Çocuk yavaşça ayağa kalktı ve ürkek bir şekilde Ali'nin önüne geldi.

Ne gözlerine bakabiliyordu ne de konuşabiliyordu...

"Şey...İyiler mi?"

Yeşil gözlerin sorusuna cevap vermeden yeniden dolan gözleri  ile çocuğa bakmaya devam etti.

"Ali..."

Ali çocuğun adını bilmesine şaşırmıştı.

"Adımı nereden biliyorsun?"

"Be-beni hatırlamıyor mu-sun?"

Ali bir müddet düşündü.Onu hatırlaması mı gerekiyordu? Peki nereden hatırlaması gerekiyordu?

"Hatırlamıyorum..."

Yeşil gözlü çocuk sadece burukça gülümsedi.

"Sorun değil...Arkadaşların onlar iyi mi?"

"Bilmiyorum....Bir şey demiyorlar...Hafif yaralılar kurtuldular çok şükür ama diğerleri...Hala içerideler.."

Deniz sıkıntılı bir  nefes aldı ve başını öne eğdi.Ali ise yüzü ve kolları yaralı olan çocuğu süzüyordu.
Her yerinde yaralar,morluklar ve izler vardı.

"Gel seni de muayene etsinler."

"Yo-ok bana gerek yok."

Ali çocuğun stresli halini inceledi bir süre.

"Gel işte etsinler.Niye panik yapıyorsun?"

"Panik yapmıyorum..Sadece zaten içerisi kalabalık ve askerlere zor yetiyorlar.Ben önemli değilim şu an.Sadece ilk önce onlar iyi olsun..."

Ali bir süre süzdü çocuğu.Bu çocuk masumdu ama sonuç olarak dağda onların yanındaydı.Belki bir operasyona karışmış ve asker vurmuştu...

Bu düşünce ile yüzünü buruşturmuş ve çocuğa kin duymuştu.

Yeşil gözler ise Ali'de hasar var mı diye hızlıca Ali'yi turlamıştı.Görünürde bir şeyinin olmamasıyla derin bir nefes almıştı.

"Allahım şükürler olsun..." sessizce konuşmuştu ama Ali duymuştu.

"Hadi yürü."

"Ama-"

"Aması falan yok yürü hadi."

Ali'nin sert çıkan sesi ile yeşil gözlü çocuk ürkmüş ve küçük bir çocuk misali başını eğerek dediklerine ayak uydurmuştu.

Ali ondan nefret ediyordu ve edecekti de.Nede olsa bir terörist olarak anılıyordu.Dağda o pisliklerin içindeydi...

Yeşil gözlü çocuk sadece dua ediyordu.Asker vurduğunu ve askerlere karşı savaşmış olduğunu düşünmesin istiyordu...

Çocuk önde Ali arkasında hastanenin içerisine girmişlerdi...

...

Bölüm Sonu...🪷

SENİ GÖNLÜME ALAMAM BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin