XXV.Bölüm - BÜYÜK SORGU

1.6K 144 45
                                    

Helloooo! Gecin geci gelen bölümle geldim yine.Valla bu sınav stresi benim ecelim olacak🥲 (tövbe tövbe Allahım sen beni affet)

Neyseee

İyi Okumalarrrrrr😚💖

Ayyyy bu arada kitap çok okunmaya başladı.listede 2'leri ve 10'lu sayıları görmüştükkkk!
Okuyan ve okuyup oy atan yorum atan herkese çoookkk teşekkürlerrr.😍
Beğeni ve yorum bildirimlerini gördükçe çokk mutlu oluyorummmm🤗 TEŞEKKÜRLERRRR💋💖

💖İYİ GECELERRRR💖

...

Deniz, kelepçeli bir şekilde oturduğu camsız ve karanlık zırhlı araçta epeyce bunalmış ve daralmıştı.

-Oysaki küçükken hep can atar, babasına yalvarırdı bindirsin diye..Ama Deniz bu şekilde binmek istemiyordu ki...-

Dar alan fobisi yoktu fakat burası onun üzerine üzerine geliyordu sanki.Ama bunun nedenini az çok biliyordu.Gideceği yerin psikolojik şiddetiydi bu.Birazdan olacakları düşünmekten kendini alamıyordu.Daha büyük ve detaylı bir sorgu...Daha çok baskı,daha çok bakış,daha çok soru,daha çok inanmamazlık,daha çok ikna etme çabası daha çok sorgular bakış  ve belkide daha çok acıyarak bakacak gözler...Ve daha çok utanç ile daha çok gözyaşı...Bunlar olacak olan şeylerdi ve Deniz bunları önleyemezdi, yaşanacaktı, yaşayacaktı... Acaba dedi.'Acaba bu sefer bana inanacaklar mı?'

Deniz'in daldığı derin düşünceleri,aracın durması ve kapının açılarak içeriye ışığın girmesi ile biraz durulmuştu. Deniz, askerlerin demirlere bağlı olan kelepcelerini söküşünü izledi öylece.Demirlerden kurtulan kollarını biraz gevşetmek adına sallamıştı.Hemen iki askerin koluna girmesi ile araçtan indirilmişti.

Işığa alışan gözleri ile karşısında duran kocaman siyah camlardan oluşan binaya baktı.Küçükken hep merak etmiştir bu binaları...Ama asla böyle bir giriş istememişti...
Deniz derin bir nefes alarak askerlerin yönlendirmesi ile binaya giriş yaptı.Girişteki kaba aramadan geçip asansöre bindiklerinde Deniz'in artık nefesi daralmaya başlamıştı.Asansör sonunda durduğunda hemen inmişler ve uzun koridordan geçerek bir odaya girmişlerdi.

Deniz odaya bakarken askerler ellerinde kelepçeleri çıkarmış ve Deniz'e dönmüşlerdi;

"Biz çıkacağız odadan ve aramak için görevliler girecek.Arama detaylı olacak o yüzden sen hazırlan."

Asker çıkmaya yönelmişti ki Deniz hemen atıldı;

"Şey onlar gelene kadar kalsanız?.." Asker Deniz'in söylediğine afallamış bir şekilde baktı,diğer asker ise hiç yadırgamamıştı. Çünkü korktuğunu biliyordu ve Deniz'in masumluğuna da inaniyordu.

"Neden?"

"Imm,şey...Tek kalmak istemiyorum da..."

"Bekle iki dakika koca adamsın.Dağın başına çıkıp kafa tutarken korkmadın da şimdi mi korkuyorsun?"

"Bülent..."diye uyardı diğer asker arkadaşı.

"Ne Bülent oğlum! Bu kendini siktiriyormuş o dağ itlerine! Oğlancıymış la bu! İbne oğlum bu ibne! O dağ sıçanlarına orospu olurken yoktu bir şey! Or-"

Bülent'in sözlerini yarıda kesen şey Deniz ve diğer askerin -Cenk- aynı anda çıkışması olmuştu.

"Bülent yeter!"

"Yeter!" Deniz anında o sözler ile dolan gözlerini ne sakladı ne de durdurdu,öylece akmasına izin verdi.Artık onları durduracak gücü yoktu.

"Ben yapmadım!Ben onlara kendimi meze yapmadım!Ben istemdim!Beni zorla kaçırdılar! Babamı zorla tuttukları gibi beni de zorla aldılar!Ben isteyerek vermedim kendimi,ben tecavüz edildim.Yıllarca ben o pisliğe maruz kaldım.Bilmeden konuşması kolay tabi değil mi?!" Deniz yine o sorgu odasındaki haline dönmüştü.
Yine bir krizin eşiğindeydi ve dayanamıyordu artık bu sözlere.

SENİ GÖNLÜME ALAMAM BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin