Win: Bana ne yapmak istiyorsunuz?
Bright: Sadece geceleri, lütfen.
Win akşam olmasını hiç istemiyordu. Sonuçta bu ilişkinin içinde bir ihanet vardı. Göz göre göre Bright'ın metresi oluyordu.
Win: Tamam ama fazla ileri giderseniz sessizliğimi bozmak zorunda kalacağım.
Bright: Merak etme, dur dediğin anda durabilirim.
Win: Peki.
Zaman su gibi akıp gidiyordu. Tu dahil tüm çalışanlar ofisten tek tek çıkmıştı.
Bright: Win hazırlan, biz de çıkıyoruz.
Win: Nereye gideceğiz?
Bright: Ben daireme gideriz diye düşünmüştüm ama aklında bir yer varsa söyleyebilirsin.
Win: Bana farketmez.
Bright arabayı dairesine doğru sürüyordu. Win'in aklındaki tek şey eve gittiklerinde başına neler gelebileceğiydi.
Uzun yolun sonunda eve gelebilmişlerdi. Bright kapıyı açtı ve istediği şeyi Win'e söyledi.
Bright: Koltuğa otur ve beni bekle.
Win: Tamam.
Win gittikçe bunaldığını hissediyordu. Böyle bir durumda Bright ona herhangi bir şey yapabilirdi. Yaklaşık 5 dakika sonra Bright yatak odasından çıktı ve Win'in yanına koltuğa oturdu. Bright'ın kolları yavaş yavaş Win'in beline dolanıyordu.
Win: Ne yapıyorsunuz?
Bright: Şştt! Sessiz ol.
Bright kollarını Win'e sardığında başını da Win'in göğsüne yaslamıştı.
Win: Şey-
Bright: Lütfen rahat durur musun? Sadece sarılmak istiyorum.
Bright gözlerini kapatmış ve hiçbir şey düşünmeden Win'e sarılıyordu. Uzaktan koalayı andıran bu görüntü Win'in hiç beklemediği bir şeydi.
Win: Ama şey ben-
Bright: Neden bu kadar heyecanlısın? Sana ne yapacağımı düşünüyordun ki?
Win: Şey, ben sandım ki-
Bright: Boşversene, ne düşündüğün umurumda bile değil. Benim yaptığım gibi senin de bana sarılmanı istiyorum.
Bright ne derse Win kabul ediyordu. Sonuçta bunun karşılığında alacağı yüksek miktarda bir para vardı. O para için yapması gereken tek şey sarılmaksa bunu yapabilirdi.
Win: Tamam sarılayım.
Bright: Ne kadar huzurlu hissettiğimi biliyor musun?
Bu huzurun ortasında Bright aniden ayağa kalktı ve Win'in elinden tutarak çekiştirmeye başladı.
Win: Nereye gidiyoruz?
Bright: Odama.
Bright Win'in elinden tutup çekiştirdiğinde en sonunda onu yerinden kaldırmayı başarabilmişti.
Win: Neden beni odanıza getirdiniz?
Bright: İş dışında benimle bu kadar resmi konuşmasan olur mu? Çok sinir bozucu.
Win: Peki, denerim.
Bright: Al şunları.
Bright Win'in eline bir kaç parça kıyafet vermişti.
Win: Bunlar ne?
Bright: Giymen için pijamalarım. Kıymetini bil çünkü senden başka kimseye kıyafetlerimi vermedim.
Win'in yüzünde boş bir tebessüm vardı. Altı üstü kıyafet olsa da, koskoca Bright Vachirawit'in ilki olmak onu özel hissettirmişti.
Bright: Neden öyle gülüyorsun? Giymeyeceksen geri ver.
Win: Tamam tamam, giyeceğim.
Bright: Salonda seni bekliyorum, giyince gelirsin. Sakın yine geçen sefer olduğu gibi kaçmayı düşünme.
Win: Merak etme, düşünmem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Secretary | BrightWin
FanfictionWin: Bright, bir hafta sonra evleneceksin farkındaysan. Aylardır yaptığın gibi ikimizi birlikte yürütmeye devam etmeyi mi düşünüyorsun? Bright: Win sen hiç merak etme. Benim tek sevdiğim sensin. Zamanı geldiğinde ondan ayrılacağım. Win: Umarım dediğ...