Win: Bu ne demek şimdi?
Bright: Demek istiyorum ki, bu geceyi seninle geçirmeyi Tu'nun ailesiyle yemek yemeye tercih ederim.
Win: Olmaz. Nasıl olsa ben bir yere kaçmıyorum ama o kızla gitmelisin. Sonuçta seneye onunla evleniyorsun.
Bright: Böyle deme lütfen. Sana daha çok değer verdiğimi biliyorsun.
Win: Evleninceye kadar önümüzde daha çok zaman var. Bu gece onunla yemeğe gitmeni istiyorum. Benimle yarın gece yine birlikte olabilirsin.
Israrlara dayanamayan Bright, en sonunda kabul etmişti. Bu akşam Tu'nun ailesiyle yemek yiyecekti ama bunun acısını yarın gece Win'den çıkaracaktı. Akşam olduğunda Win onlardan önce eve gitmişti çünkü Bright'ı beklerse her an kararından vazgeçebileceğini düşünüyordu.
-Yemek sırasında-
Tu'nun Babası: Ee Bright, anlat bakalım işler nasıl gidiyor?
Bright: Hiç endişelenmeyin efendim, gün geçtikçe satışlarımız daha da artıyor.
Tu'nun Babası: Neden bana hala baba demiyorsun?
Bright: Kusura bakmayın ama henüz kendimi hazır hissetmiyorum.
Tu'nun Babası: Olmaz öyle şey! Yakında evleneceksiniz, ben damadımın bana hala "Efendim" diye seslenmesini istemiyorum.
Bright: Ama-
Tu'nun Babası: Ama falan yok! Kendini buna hazırlasan iyi olur.
Tu: Baba zorlama lütfen. Bu şekilde asla sana baba demeyecek.
Tu'nun Babası: Ama kızım sende bu adamı çok boş bırakmışsın. Dikkat et de seni aldatmasın.
Bu lafları duyunca Bright dayanamaz ve masadan kalkıp evden dışarı çıkar.
Tu: Bright! Nereye gidiyorsun?
Tun'nun Babası: Boşver kızım. Kendine saygısı olmayanın ailesine de saygısı olmaz.
Bright o ruh haliyle evden çıktığı gibi arabasına biner ve yola koyulur. Aklına gelen ilk şey Win'i aramaktır.
Win: Alo, Bu saatte neden beni arıyorsun?
Bright: Konum at, seni almaya geleceğim.
Win: Tamam ama neden?
Bright: Sadece dediğimi yap!
Win: Tamam sakin ol atacağım.
Bright atılan konuma gittiğinde her şeyden habersiz Win'in arabaya binmesini bekliyordu. O sırada yolun karşısında Bright'ın fanı olan bir kız onu bu saatte gördüğüne sevinirken, arabasına tanımadığı bir erkeğin bindiğini görünce videolarını çekmek için telefonunu çıkarmıştı. Arabanın içinde dikiz aynasının olduğu yerdeki ışık açık olduğundan içeride ne olduğu dışarıdan çok rahat bir şekilde görünüyordu. Win arabaya bindiği gibi onu öpen Bright, Win'i çok şaşırtmıştı.
Win: Ne yapıyorsun? Sakin ol.
Bright: Seni dinlememeliydim. Hiç kimse umurumda değil Win, ben sadece seninle olmak istiyorum. O yemek baştan sona bir hataydı.
Win: Olanları bana da anlatacak mısın?
Bright: Hayır, bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. Sen sadece kendini bana bırakır mısın?
Win kafasıyla onaylayınca Bright onu öpmeye devam etmişti. Tabii o sırada ikisi öpüşürken yoldaki kızın telefonu hala kayıttaydı. Bright, Win'i öpmeye devam ederken kolunu kaldırıp ışığı kapatmıştı ama artık her şey için çok geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Secretary | BrightWin
FanfictionWin: Bright, bir hafta sonra evleneceksin farkındaysan. Aylardır yaptığın gibi ikimizi birlikte yürütmeye devam etmeyi mi düşünüyorsun? Bright: Win sen hiç merak etme. Benim tek sevdiğim sensin. Zamanı geldiğinde ondan ayrılacağım. Win: Umarım dediğ...