O gece yayılanlardan habersiz bir şekilde yine kendi dairesine götürecekti Bright Win'i. Gidecekleri yer Tu için tahmin etmesi zor bir yer değildi. Daha önce orada bastıysa, yine basabilirdi. Tu arabasıyla binaya ulaştığında Bright'ın arabası henüz otoparkta değildi. Arabasını otoparka park edip çevreyi izlemeye başladı Tu. Bright'ın arabası görüş alanına girmişti en sonunda. Tam da tahmin ettiği gibi Bright'tan önce Win inmişti arabadan. Aklına gelen tek şey arkalarından onları takip etmekti. Bright ve Win arabadan inip daireye doğru yürüdüklerinde, Tu da arabadan inip arkalarından yürümeye başlamıştı. Daireye ulaştıklarında Bright ve Win çevrelerine hiç bakmadan kapıyı açıp içeri girdiler. Tu yakalanma riski bitince dairenin kapısından içeriyi dinlemeye başladı.
Bright: Senin için yarın Tu'dan ayrılıp düğünü iptal edeceğim.
Win: Bunun için çok bekledim.
Bright: Sabrettiğin ve bana güvenip bizi kimseye söylemediğin için teşekkür ederim.
Win: Ayrılacağına söz verdin. Sana güvenmekten başka yolum yoktu.
Bunları duyan Tu hayatında hiç olmadığı kadar yıkılmıştır. Buna daha fazla dayanamaz ve kapıya vurmaya başlar.
Bright: Kim geldi acaba?
Tu: Çabuk aç şu kapıyı!
Win: Ne yapacağız şimdi?
Bright: Bilmiyorum. Sen saklan bir yere.
Tu: Win'in orada olduğunu biliyorum kapıyı aç dedim!
Bright çaresiz kaldığını hissedince kapıyı açmaya karar vermişti. Bu saatten sonra ikisinin de herhangi bir kurtuluşu yoktu.
Tu: Demek benden ayrılacaktın öyle mi?
Bright: Sen bunu nereden biliyorsun?
Tu: Twitter'da yayılanları görmedin mi?
Bright ve Win ne olduğunu anlamamıştı. Twitter'ı açıp baktıklarında Bright hemen Win'e yükseldi.
Bright: Win, kimseye söylemeyeceğim demiştin!
Win: Bunları ben yaymadım zaten, benim bunlardan haberim bile yok.
Tu: Bana tercih ettiğin adama bile güvenmiyorsun değil mi Bright?
Bright: Win bana öyle bakma.
Win: Boşversene. Ben gidiyorum, siz baş başa konuşabilirsiniz.
Bright: Win beni dinle!
Win arkasına bile bakmadan eve gitmek için daireden çıkar.
Tu: İnanamıyorum sana Bright.
Tu da hemen ardından odadan çıkınca ikisi de Bright'ı terketmiş gibi olur. Üçü de gece olanları düşünmekten uyuyamaz. Ertesi gün Win işe gelmemiştir ve Tu ile Bright birbirlerinden kaçarlar. Saat 15.00'te Tu Prim'le buluşmak için karşıdaki kafeye gitmiştir.
Tu: Prim Hanım merhaba.
Prim: Merhaba.
Tu: Öncelikle sizi buraya kadar çağırdığım için üzgünüm ama yayınladıklarınızı silmenizi istiyorum.
Prim: Bunu neden yapayım ki? Benim ne çıkarım olacak?
Tu: Ne istediğinizi bana söylemeniz yeterli. Sizin için her şeyi halledebilirim.
Prim: Sadece düğününüze katılmak istiyorum. Asıl isteğimi orada söyleyeceğim.
Tu: Peki, davetiyeyi gönderirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Secretary | BrightWin
FanfictionWin: Bright, bir hafta sonra evleneceksin farkındaysan. Aylardır yaptığın gibi ikimizi birlikte yürütmeye devam etmeyi mi düşünüyorsun? Bright: Win sen hiç merak etme. Benim tek sevdiğim sensin. Zamanı geldiğinde ondan ayrılacağım. Win: Umarım dediğ...