Bölüm 8

612 40 5
                                    


Bartu'nun anlatımıyla..

Umay'dan ayrıldıktan sonra son sürat kabileye ilerledim. Ortalık savaş alanına dönmüştü. Alpay'ı görmemle yönümü ona çevirdim.

-Alpay tüm destekçilerimizle irtibata geçmeni istiyorum. Halk evlerini terk etmeyecek. Sadece askerlerle bağımsız topraklarda buluşacağız. Sen ve Aybike burada kalıp bize istihbarat sağlayacaksınız.

-Emredersiniz. Lakin halk tehlikede olmayacak mı?

-Yönetecek halk kalmaz ise Kabileyi ele geçirmenin bir anlamı kalmaz. Alaz onlara dokunmaz. Ben askerlerle ilgileneceğim. Sen de yerli halka haber ver. Tarafsız gözükmeleri gerek ki zarar görmesinler.

Alpay'ın uzaklaşmasıyla ileride savaşan Gökçe'ye yönümü döndüm. Iki kişiyle birden dövüşüyordu. Birini alarak yükünü hafiflettim. Bir elinde kalın kılıcı, diğer elinde hançeri olan adam ustaca savaşıyordu. Kılıcıyla yaptığı atağı savurup boynunu kılıcımla buluşturdum.

-Gökçe benimle gel. Kutay kontrollü geri çekiliyoruz. Bağımsız topraklarda buluşalım.

Gökçe'yi çekiştirerek boş bir sokağa geldik.

-Şimdi beni iyi dinle. Böri'yi alıp Umay'ın yanına gidiyorsunuz. Yanında saldırı planlarını da götürüyorsun.

-Sen ne yapacaksın? Alaz peşimizde.

-Benim son bir işim var. Hadi acele et. İlk işleri evi aramak olacak. O belgelere ihtiyacımız olacak.

-Kendine dikkat et kardeşim, dedi ve bana sıkıca sarıldı.

Gökçe'den ayrıldıktan sonra kargaşadan istifade edip kaleye sızdım. Asena'nın kılıcı daha fazla Alaz'da kalmamalıydı. Önüme çıkan eri tek kılıç darbesiyle alt ederek taht odasına yöneldim. Tahtın arkasında tüm ihtişamıyla parlayan kılıcı belime takarak hızla kaleden uzaklaştım.

Atımın sırtında bağımsız topraklara son sürat ilerlerken Umay'ı düşündüm. Annesine onu hep koruyacağıma dair söz vermiştim. Onu son gördüğümde küçücük bir bebekti. Şimdi ise kendinden emin, güçlü bir genç kız olmuş. Çok da güzelleşmişti. Bu savaş sona erdiğinde başına üşüşecek akbabaları düşündükçe sinirlerime hakim olamıyordum. O benim geç bulduğum kız kardeşimdi. Ve onu kaybetmemek için herşeyi yapardım.

UMAY'DAN..

Ebede ile eğitim yaptığımız mağaraya geldiğimde diğerlerini beklemeye başladım. Bir süre sonra duyduğum seslerle elimi kılıcıma attım. Gökçe ve Böri'yi görmemle rahatladım.

-Çok şükür kurtulmuşsunuz, diyerek Böri'yi kucakladım.

-Sen nasılsın Umay bir sorun yok değil mi?

-Ben iyiyim. Açina devriye gez. Tehlikeli bir durumda benimle iletişime geç. Biz de diğerlerini bekleyelim.

Zamanla mağaranın etrafı binlerce askerle doldu. Bartu'nun da gelmesiyle Kutay, Gökçe ve Bartu ile mağaraya geçtik.

-Bende bir emanetin var Ecem, diyerek belinden çıkardığı kılıcı bana uzattı Bartu.

-Bu kılıç Asena'nındı. Hükümdarlık alametlerindendir. Bu savaşa bununla girmen gerektiğini düşündüm.

Kılıcı elime aldım. Muhteşem bir dengesi vardı. Büyüklüğüne rağmen ağır da değildi. Fazlasıyla Keskin görünüyordu.

-Teşekkür ederim Bartu. Vereceğim mücadelede annemden bir parça taşımak bana güç verecek.

-Her zaman yanındayız Umay. Kendini asla yalnız hissetme. Ben annene bir söz verdim. Seni ömrümün sonuna kadar koruyacağım. Sen bize hem annenin, hem babamın emanetisin. Bunu unutma. Şimdi ne yapıyoruz?

İstemeden gözlerim dolmuştu. Bu insanlar bana şimdiden aile olmuştu.

-Kaybedecek vaktimiz yok. Plan yapmalıyız. Bartu beni ordu ile ilgili bilgilendirir misin?

-Açina kabilesinin askerlerinin çoğu tarafımızda. Tam sayamadım ancak beş bin civarı askerimiz var. üç yüz tanesi okçu birlik ve yüzbaşı Afşin emrindeler. Ordumuz yüz askerlik birliklerden oluşur ve başında yüzbaşı bulunur. Her on yüzbaşı bir binbaşıya bağlıdır.

-Yüzbaşı Afşin, Kutay,Gökçe, sen ve binbaşılardan bir kurul kuruyoruz. Ilk toplantı için hazırlıkları yapın, neler yapacağımızı konuşalım.

-Emredersin Ulu Ecem.

Mağaranın içini kurul için hazırlamaya başladılar. Yere dokuz adet karşılıklı post serdiler. En başına da yüksek bir yere post serdiler. Bu benim ilk tahtım olmuştu. Komutanlar tek tek gelmeye başlamıştı. İlk sıraya bir kadın ve bir erkek geçti. Sanırım kıdemlerine göre sıralanıyorlardı. Hepsi geldiğinde hiçbiri oturmadı. Postuma oturmamla içeri giren Açina da sağıma geçti. ilk sıradaki adam;

-Birinci ordu komutanı Binbaşı Tuğtekin. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-İkinci ordu komutanı Binbaşı Almıla. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-Üçüncü ordu komutanı Binbaşı Kayra. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-Dördüncü ordu komutanı Binbaşı Alkan. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-Beşinci ordu komutanı Binbaşı Gökşin. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-Okçu birlik komutanı Yüzbaşı Afşin. Emrinizdeyim Ulu Ecem.

-Vereceğimiz bağımsızlık mücadelesinde yanımızda olduğunuz için teşekkürler. Lütfen oturun. Bundan sonra kararlar kurulda alınacak. Tuğtekin Khan, mevcudumuz hakkında bizi bilgilendir.

-Dört bin sekiz yüz altmış üç süvarimiz, iki yüz doksan beş okçumuz mevcut. Ne yazık ki kayıplarımız oldu. Altıncı ve yedinci ordular Alaz Han'ın tarafındadır. Ayrıca mevcudu yedi bini bulan Barak askeri karşımızdadır. Nicedir isyan hazırlığımız mevcut. Ormanda gizlediğimiz silah, çadır ve temel gereksinimlerimiz var. mühimmatın bulunduğu yerler Gökçe Khatun'da olacak.

-O halde karargahımızı kuruyoruz. Birinci ordu mühimmatı getirip çadırları kuracak. Ikinci ordu avlanacak, erzak bulacak. Üçüncü ordu karargahın güvenliğinden sorumlu. Dördüncü ordu istihbarat toplayıp Alaz Han'a akınlarda bulunacak. Beşinci ordu daha çok silah yapacaksınız. Bu görevler dönüşümlü yapılacak. Kalan vakitlerde herkes eğitimlere katılacak. Bartu Khan eğitim programını düzenle. Eğitimleri hepiniz kontrol edeceksiniz.

-Fazlaca çalışmamız gerekecek. Işimiz zor.

-Ama imkansız değil. Endişeleriniz var sanırım. Kimdir onu diyen.

-Neyi Ulu Ecem?

-Az evvelkini derim. Siz duymadınız mı?

-Biz birşey işitmedik duyduğunuza emin misiniz?

Herkes şüpheyle bana bakıyordu.

-Bir bu eksikti. Umarım akıl sağlığı yerindedir.

-Yine mi duymadınız? Akıl sağlığımı kim sorguluyor?

Alkan'ın gözleri büyüdü.

-Zihnimi duyuyor olamaz değil mi? Şüpheyle bana bakıyor, ancak dudaklarını kımıldatmıyordu.

-Alkan Khan aklından bir şey geçir.

-Ulu tanrım duyuyor!

-Evet duyuyorum.

-Sanırım Ulu Ecemin yeteneğini öğrendik. Zihnimizden geçenleri duyabiliyor..

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin