yasın ilk evresi; inkar!

135 68 259
                                    


Bu bölümün şarkısı cem adirandan kül.
Keyifli okumalar..


Elsa..

Oturduğum yerden boynumu ovarak doğruldum elimde tuttuğum kalemi dudaklarımın arasına aldım. Önümdeki sararmış mektubun sağ üst köşesine bir anka kuşu çizmişti. Bu kuş annesinin en sevdiği kus türüydü. Çocukken Elsa için sıradan bir kuş olan ankaların mitolijik hikayesi ilk okuduğumda onu çok etkilemişti. Efsaneye göre simurg kuşları dünyanın sonunun geldiğini düşündükleri için kurtarıcılarını bulmak için kaf dağına doğru yolculuğa çıkmış. ayrılık vadisini, aşk denizini, hırs ovasını geçmişler, önce bülbül gülü unutamadığı için geri dönmüş, kartal yükseklerde ki krallığını bırakamadı'ğı için dönmüş, papağan güzel tüylerini bahane etmiş. en sonunda yolculuğu 30 kuş tamamlaya bilmiş. Yolculuğu. tamamlaya bilenler anlayabilmiş ancak. Farsça da simurg 30 kuş demekmiş, simurg aslında kendileriymiş, aradıkları sultan kurtarıcı kendileriymiş, yaptıkları yolculuk kendi içlerine yaptıkları yolculukmuş.

Annem çocukken bana hep simurg ol derdi.

O zamanlar benim için anlam ifade etmezdi. Ama şimdi derinlerde biyerde canını çok yakıyor anka olmak.

"Elsaaaa!"

Birisinim bana seslenmesiyle kapıya doğru baktım. "Elsa,güzel kızım !" Diye tekrar aynı sesi duyunca oturduğum yerden kalktım.

Bu babamdı.

Onun sesinden çok uzaktı ama, bu ses. Sanki bir yabancı gibiydi. Babamın hastanede ne işi var ki? Kapıya doğru yönelerek koridora çıktım. Tüm ışıklar yanıyordu ama etrafta kimse yoktu. Etrafıma dönerek babamı aradım ama bulamadım." Baba neredesin ?" Diye boş koridora doğru bağırdım.

"Buradayım kızım ." Diye arkamdan tekrar ses duyunca hızla oraya döndüm. Ama kimse yoktu. Gözlerim dolarken tekrardan " baba." Diye seslendim.

Hızlı adımlarla koridorda yürüyerek merdüvenlenrin olduğu kısıma geldim. Tam bir adım atacaktım ki arka taraftan ayağıma kanların gelmesiyle durdum. Trabzanları tutarak yavaşça arkamı döndüğümde asansörün içinde ki babamı gördüm. Sol göğsünün üstünde birçok bıçak yarası vardı ve kanlar oradan süzülerek aşağıya doğru akıyor durduğu kısmı küçük bir kan gölcüğü haline getirmişti. Asansörden çıkan kanlar ayağıma kadar ulaşıyor basamaklardan ince bir çizgi halinde akıyorlardı. Gözlerimden bir damla yaş akarken "ba- ba " dedim bulmakta zorlandığım kısık bir sesle.

"Sana ne oldu ,kim yaptı bunu ?" Diyerek hızla asansöre yöneldim. " Yarana bakmama izin ver." Diyerek tam asonsore giricektimki elini kaldırdı durmam için. Onun verdiği komutla hızla durdum . Kapanan asansörle başımı kaldırıp asansörün üst kısmındaki yere baktım hızla. 5-4-3 aşağı iniyordu. Hızla arkamı dönerek merdivenleri ikişerli ikişerli inmeye başladım.hem çift inip hem de koşmak dengemi kaybettiği için basamağa kıt bastım ve merdivenlerin yarısında yuvarlanma ya başladım . Son basamağa gelince inleyerek başımı kaldırdım.

"Allah kahretmesin!"

Soyulmuş ellerimi yere bastırarak ayağa kalktım. Daha temkinli olmaya çalışarak inmeye devam ettim. Son basamagıda inince koşarak koridordan sola döndüm. Asansörün kapısına geldiğimde içeride kimse yoktu. Yetişemedim. Arkamı dönerek çıkış kapısına doğru koştum. Büyük bahçede etrafımda dönerek babamı aramaya başladım. Yaralı halde nereye gitmişti şimdi. Ayrıca o kadar yarası varken nasıl ayakta durabiliyor?

Sol tarafa yönelerek babama bakmaya başladım . Biraz ilerledikten sonra yerdeki kan izlerini gördüm. Hızlı adımlarla kanı takip ederek yürümeye başladım. İnce bir şerit halindeki kan biraz daha gittikten sonra bitti . Başımı hafif kaldırıp biraz ilerisine baktığımda yerde gördüğüm şeyle kaskatı kesildim. Parmakmıydı o? Koşarak yerdeki kesilmiş orta parmağı elime aldım. Bu hamama aitti. Parmağın üzerindeki alyansi evlendiklerinde annem almış ona.

ÇARPIK ZİHİNLERWhere stories live. Discover now