meraklı gazateci

98 52 212
                                    

Keyifli bir bölüm ,
Keyifli bir şarkı ,
Keyifli okumalar arkadaşlar..

İnsanlar hep monoton bir hayatları oldukları için yaşadıkları her an şikayet etmişlerdir. Ama hayatlarında ki en küçük değişiklikler de bile isyan edende yine aynı kişiler olmuştur. Ben de bunlardan biriydim. Hayatım daha düne kadar gayet dingin ve düzenliyken, bir anda dünyam tersine dönmüştü. Hani hep derlerya hayatın altı üstünden daha güzeldir bu kadar tasalanmayın diye. Ben tam tersine denk gelmiştim.

Yaklaşık yarım saattir davayla ilgilenecek başkomserin gelmesini bekliyordum. Beni buraya bırakıp unutmuşlardı resmen. Bana verdikleri ilaçların etkisi azalmaya başladığı için başımdaki dehşet ağrıyla boş boş oturmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum. Biraz daha bekledikten sonra odanın kapısı sertçe açıldı. Başımı kaldırıp gelenlere bakmadım ama odaya giren kişinin beni göz hapsine aldığını hissediyorum. Kapıyı açan kişi biraz kapının orada durduktan sonra yavaş adımlarla yanımdan geçerek masanın karşısındaki koltuğa oturdu. Sanırım başkomiser oydu.

Peşinden içeriye birkaç kişi daha girdi ve herkes kendine odada oturacak bir yer buldu. Basım hala yere doğru eğik bir şekilde sadece önümdeki küçük masaya bakıyordum. Bu sorgu bir an önce bitsin istiyorum. Uyumaya ihtiyacım vardı.

Bir süre sessizlik devam ettikten sonra masanın karşısında ki kişi konuştu. " Olay gecesini anlat." dedi soğuk ve sert bir sesle. Bu sözlerle sertçe yutkunup gözlerimi kapattım.

"Bu durumda insanlar ilk önce başın sağolsun derler." Dedim zor bulduğum sesimle.

"Bu yakınlarının işi."

" Nasıl olduğumu da sormadınız."

"Bu da sizin işiniz doktor. " Dedi. Anlaşılan gelmeden önce dava dosyasını incelemiş ve ne iş yaptığımı biliyordu.

Sustum. Bu sözlere karşı verebilecek bir cevap bulamadım. Haklıydı. Biraz bekledikten sonra " eve saat kaçta geldin." Diye sordu. Daha fazla burda durmak istemediğim için sorularına hızlıca cevap versem iyi olucak.

" Akşam 19.30 gibi geldim. Tam saati bilmiyorum ama hastaneden 18.20 de çıktığımı net hatırlıyorum . Gelmeden markete uğradım bir şeyler aldım ve eve geldim."

"Karakolu aradığınız saat 21.16 o saate kadar haberiniz yok muydu yoksa geç mi aradınız." Diye sordu yargılayan bir ses tonuyla.

Başımı hiç kaldırmadan "eve girer girmez babamın odasına gitmedim. Fazla yorulmuştum hastanede, duş alıp üzerime değiştirdim ondan sonra babamı merak ettiğim için odasına gittim. Odaya girdiğimde babamı o halde buldum işte. Gerisede bildiginiz gibi buradayım şuan." Diye cevapladım.

Biraz düşünüyormuş gibi mırıltılar çıkardı. " Anladım."

Karşımdaki koltukta oturan kişi" otopsi raporunda maktulün ölümünün üzerinden 25 saate yakın bir zaman dilimi geçtiği saptanmış. Babanızla o kadar süre hiç iletişime geçmeye calışmadınız mı? " Diye şüphe dolu bir sesle soru yöneltti.

"Ha-yır yani bilmiyorum aklıma gelmedi babamı gün içinde aramak. Ben sabah kalktım ve işe gittim. Biz öyle beraber kahvaltı felan yapmayız sabahları. Ben onun koşuya gittiğini düşündüğüm için odasına hiç gitmedim. Uyanır uyanmaz hazırlandım ve hastaneye geçtim. Bütün günümüde orada geçirdim. " Diye yanıtladım.

Bu seferde yan tarafimda ki oturan koltuktan soru yöneldi." Olruc wizard ise gelmeyeceğine dair mesaj atmış hastane yönetmeliğine. Yani katil, babanızın telefon şifresini bilecek kadar yakın birisi belkide . Sizin bu konu hakkında bir fikriniz varmı?"

ÇARPIK ZİHİNLERWhere stories live. Discover now