Hayatım boyunca hep kontrollü olmuşumdur yaptığım herşeyi önceden düşünmüş , bana getirecegi sonuçları hesaplamışımdır. Benim için doğru hep bir tane olmuştur. Hangi sebeple olursa olsun doğru bildiğim şeyden vazgeçmemiştim.
Şu son zamanlarda yaptıklarımı düşününce ne kadar da çok çelişmişim kendimle. Doğru bildiklerimin üzerine kocaman bir çizgi çekip. Verdiğim kararların sonuçlarını hesaplamıyordum artık.
Belkide artık doğru bulduğum şeyleri tekrardan gözden geçirip baştan yazmalıyım. Son zamanlarda en büyük yanlışlarım tek doğrum olmuştu. Ama bundan ben utanmıyorum. Beni bu hale getiren kader utansın. Benim için artık tek bir doğru vardı. Oda başarıya giden yolda her şey mübah..
Üçümüzde salonun ortasında durmuş telaşla kapıya bakıyorduk. Dışarıdan gelen sesler iyice kapıya yaklaştığında ilk konuşan mavi olmuştu. " harika! Şimdi ne yapacağız. Bir fikriniz varmı acaba. "
Daha ben ona cevap vermeden Emma " sizce kaç yıl yatarız?" Diyince mavi gülerek onun omuzuna vurdu. " kızım sen deli değil misin? Suça ehliyetin felan var mı? " dedi.
Sözleriyle Emma kaşlarını çatarak.
" ben deli değilim. Sadece bazı doğa üstü canlılarla iletişime geçebiliyorum. Bu beni deli değil , kahin felan yapar heralde." Diyince mavi güldü." ya da cadı yapar . "
İkisine, şoka girmiş bir şekilde baktım. Birazdan yakalanacaktık onlar hala neyin kavgası içindiler. Burada rahat olmayan bir tek benmiyim. Bunlarda ki rahatlık kimse de yok. Mavi zaten umursamaz birisiydi. Emma desen kafa gidik.
Tek başımayım resmen.
İkisininde kafasına sertçe vurarak " saçmalamayı kesinde saklanalım. Yakalanacağız yoksa. " diye konuşup elimdeki telefonla etrafa baktım. Merdivenin altındaki boşluğu görünce hızla oraya doğru gittim. Yukarıya çıkan geniş merdivenin altındaki boşluğun önüne ahşaptan kapak yapılmıştı . İçerisine baktığımda bir kaç battaniye ve kullanmadığını düşündüğüm minderler vardı. Anlaşılan burasını depo olarak kullanıyor.
Kızlara elimle, buraya gelin işareti yaptıktan sonra vakit kaybetmeden içeriye girdim. Kızlarda birbirlerini iterek içeriye girdiklerinde önümüzde duran fileli kapağı kapattım. Umarım salonun ışığı bu kısmı çok aydınlatmıyordur. Yoksa dikkatli bakarlarsa bizi görebilirler.
Kapının açılma sesi gelince nefesimi tuttum. Bu ikinci dolap maceram oluyordu. Umarım edizinde muzaffer gibi huyları yokturdur. Bir sevişme daha çekemiyeceğim.
Salonun bir anda aydınlanmasıyla kendimi iyice geriye çektim. Salondaki hataketlenme durana kadar kendimi duvara yapıştırarak bekledim. Ayak sesleri bitince kafamı hafif uzatarak salona baktım. Büyuk üçlü koltukta arkası dönük iki kişi vardı. Tam karşıdaki tekli koltukta ise Ediz oturuyordu. Elinde mavi kapaklı bir dosya vardı ve başını eğmiş bir vaziyette onu inceliyordu.
Arkası dönük olan iki kişinin yüzünü göremiyordum ama sanırım ekiptekilerdendiler. Birisi Melih ya da melikti, ona eminim. Çünkü sarı saçları olan bitek onlar vardı ekipte. Üçüde sessiz bir şekilde oturmuş ellerindeki dosyayla mesgullerdi. Stresten duduklarımı yemeye başladım. Ne zaman strese girsem bunu yapardım.
Sessizliği ilk bozan arkası dönük kişi olmuştu. " bu notla bişeyleri ima etmeye çalışmış. Ama ne ?" Diye konuşan bu sesin sahibini malesefki tanıyordum.
Sancak.
Parmaklarını sıkıntılı bir şekilde saçlarından geçiren Ediz ensesini kaşıdı.
" father of arabesque , arabeskin babası demek. Ama buradaki sayılarla ne anlatmaya çalışmış. Taşlar bir türlü yerine oturmuyor kafamda. Ayrıca neden arbeskin babası yazmış ki ölüm notuna? Ben birisini öldürsem öfkemi kusan bir cümle yazmayı tercih ederdim. " diye kuşkulu bir sesle konuştu.
YOU ARE READING
ÇARPIK ZİHİNLER
Mystery / ThrillerBir cinayet ne kadar kusursuz işlenebilir? Katil kusursuz bir cinayet işlediğini düşünsede atladığı bir nokta var. Her cinayet arkasında mutlaka bir delil bırakır. Fakat bu cinayette deliller olayı çözmek yerine daha da çıkmaza sokmaktadır. İşinde b...