Chapter 3

16 2 8
                                    

"Jack?"

Elimi kapının kolunu bulabilmek için geri attım.

"Ben- yanlış mı geldim veya senin burada ne işin var?"

Oturduğu sandalyeye iyice yayılarak yüzündeki gerginliği bana belli etti.

"Ben de bir anlayabilsem..En çok gittiğim clublardan birinde klip çekimim olacaktı ve sonra tutuklandım ne hoş."

Birden ciddileştim ve öldürücü bakışlarımı üzerine saldım.

"Neden club?"

"Sen de mi Casey? Lütfen yapma."

Gülmemek için yanaklarımın içini ısırarak elimle ağzımı gizledim.

"Neyse önemi yok,hadi gel benimle."

Arkamdan geldiğini düşünerek elimi uzattım. Dışarıdaki kalabalıktan nasıl kurtulacağımızı hesaplarken elimi kavradı. Tıpkı iki kişinin sevgililik döneminde her şeyi unutup el ele tutuşarak sokak sokak koşmaları gibi,dümdüz ve tertemiz..

Çıktığımızda kalabalıkta Andrés'i aradı gözüm. Bulamadı. Yine sevmediği kalabalık ortamları kafası kaldırmadığı için kaçmıştı muhtemelen.

Sonrasında Jack'in serbest kalacağı bilgisi elime ulaştığında beni bu stresli ortamdan kurtarıp kafeye sürüklemişti.

"Ne iyi oldu geldiğimiz değil mi?"

Elimdeki kahveden bir yudum aldıktan sonra yüzüne sımsıcak gülümsememi gönderdim.

"Bu üniformalar içinde de ne güzel gözüküyorsun ya,tabi gülüşün her şeyi güzelleştiriyor o ayrı mesele de."

Karşılıklı oturduğumuz masada bana yaklaşarak önüme düşen kahküllerimden birkaç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra geri çekildi. Az önce flört aşaması gibi bir şey yaşanmıştı ama kabullenmek istemedim.

"Sen hep böyle iltifat mı edersin?"

"Rahatsız mı hissediyorsun? Ö-özür dilerim o zaman."

"Hayır yanlış anladın. 2 gündür tanışıyoruz ya,ben işim gereği her şeyi sorgularım. Elimde olan bir şey değil bu."

"Anladım."

Elimi masanın üzerindeki eline uzattım ve onu rahatlatmaya çalıştım.

"Sence rahatsız olsam seninle böyle vakit geçirmeyi kabul eder miyim?"

"Doğru yani genelde tanıştığım kızlar böyle söyler."

Dediği şey absürt geldiği için geri çekildim ve önümdeki kahveyle meşgul olmaya çalıştım.

"Sen kıskandın mı şu an?"

"Neyi kıskanayım sevgili falan mıyız?"

Ellerini dizlerinin hizasında birbirine geçirdi ve uzaklara bakarak konuştu.

"Bilmem,belki bir gün uyanırız ve bir sürü çocuğumuz olmuş olur."

"Yok artık!"

Kaşlarını kaldırıp 'kim bilir' dercesine dudaklarını büktü. İstemeden tebessüm ettim. Noluyor ya?

"Gülümsedin mi sen şu an?"

"Evet de..Abartılacak bir şey mi var ki bunda?"

"Bilmem."

Telefonumun titremesiyle bütün ilgimi telefonuma vererek Jack ile bağlantımı kestim. Mesaj Anna'dandı. Yine bensiz bir şey yapamıyordu hanımefendi.

Dilemma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin