Selamm canım okurlarım. Yeni bölümle karşınızdayım inşallah beğenirsiniz. Bol bol yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın lütfen ❤️
Bu bölümü YarenGlelik 'e ithafen yayınlıyorum :)
MEDYA İLE OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR :)
Aradan geçen bir haftada Heja ve ailesi Mardin'e gelmiş düğün için alışverişler yapılmış ve hazırlıklar tamamlanmıştı. Kına ve düğün Neçirvan konağında olacaktı. Alışveriş sırasında sadece bir kere Bawer'i görmüştü ama tek kelime etmemişleri. Heja buna takılmak istemedi sonuçta şu saatten sonra ikisi için yapacak bir şey yoktu.
Bawer ise aslında Heja'yı beğenmişti ve kendini evliliğe hazırlamaya çalışıyordu sonuçta müstakbel karısı olmuştu. Ne kadar dirense de karar değişmemişti o da taktik değiştirerek kendini evliliğe hazırlıyordu. Genç kızın masumluğu bu fikre alışmasını daha da kolaylaştırıyordu.
Heja kafasında ki kırmız duvakla dinlediği kına türküsüyle gözyaşları akmaya devam etmişti. Tanımadığı biriyle genç yaşta evleniyordu ve üzerine annesi yanında yoktu. Belki annesi ölmeseydi kızını herkese karşı korurdu. Onu bilmediği , tanımadığı birine bu yaşta vermezdi. Heja, evlilik nedir bilmezdi zaten onun içinde çocukluğunu yaşayamamış bir küçük kız vardı. Ne bir gün okula gitmişti ne de arkadaşlarıyla oyun oynamıştı. Hapis hayatından daha çocukluğunu yaşayamadın 'kadın' olarak çıkmıştı.
Gözyaşları akmaya devam ederken eline yakılan kınalara baktı. Annesi de küçükken hep ellerine yakardı. Saçlarını okşayarak 'Güzel kızımın beyaz ellerine çok yakıştı' diyerek kokulu kokulu öperdi. Annesi onu görüyordu değil mi? İçindeki küçük kızı çırpınışlarına rağmen bir daha çıkamamak üzere hapis ettiğini de görmüştür.
Cumartesi kınanın ardından düğün günü gelmiş çatmıştı. Heja stresle odasında hazır bir şekilde bekliyordu. Babası, kardeşi ve Viyan anası odaya girip yanına yaklaştı.
'Kızım, Allah gittiğin yuvada seni utandırmasın. Mutlu ve huzurlu yuvan olsun inşallah. Ben senden eminim asla başımı eğdirmezsin. Yine de ben diyeceklerimi diyeyim. Saygıda kusur etmeyesin burada nasılsan orda da öyle davranasın . Karşındakilerin Ağa olduğunu, büyük olduğunu unutmayasın. Çok gençsin ama bizim durum ortada. Eğer bu fırsatı değerlendirmeseydim seni bilmediğim kişilere vermek istemezdim. En azından büyük bir aşiret asla seni bırakmazlar gözüm arkada kalmaz. '
Heja gözyaşlarıyla babasına sıkıca sarıldı. Keşke onu yağlı bir kapıya vermek yerine bir kez saçlarını okşayıp neyinin eksik olduğunu sorsaydı. Keşke onu evlendirmeden önce ister misin diye sorsaydı ama bunların hiç birini yapmamıştı sadece onu zengin aileye gelin vermeye çalışmıştı.
Fazla oyalanmadan babası kuşağını bağlayarak onu dışarıya çıkarmıştı. Herkesle tek tek vedalaşarak Bawer'in yanına ilerledi. Ağlayarak arabaya binen genç kadın dönüp son kez arkasına baktı. Bundan sonra bu eve sadece Heja Neçirvan olarak gelecekti.
Bawerle geçen sessiz yolcuktan sonra konağın önüne gelince onu elinden tutup konağa girdirmişlerdi. Birazdan resmi sonra da imam nikahı kıyılacaktı. Koca avluda oturarak etrafına baktı. Her yer o kadar kalabalıktı ki sandalyeler dolmuş bazıları ayakta kalmıştı. Heja ise içindeki korkuyla etrafı süzüyordu.
Onun için zor olacaktı çünkü on yaşındayken elindeki bebek alınıp yerine süpürge verilmişti. Bebekleri ile oynamak yerine bir eve kapatılarak kadınlık öğrenmişti. Şimdi bunlar ona çok ağır geliyordu. Vakit yaklaşmıştı korkuyla ellerini gelinliğe sildi. Viyan Anası biraz bahsetmişti ve duydukları bile utanmasına yetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜM (TÖRE)
Chick-LitHeja, düğün günü kocasının ölmesiyle onu kayınbiraderiyle evlendirmişlerdi. Öyle ki tüm mardin ona bahtsız gelin diye çağırıyordu. Heja ise daha 18 yaşında başına gelen olayları kaldıramıyordu. Kocası yerine kendisi ölmeyi tercih ederdi. Heja'nı...