Uzuun aradan sonra ben geldim canlarım. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Bol bol yorum yapmayı, oy kullanmayı ve beni takip etmeyi unutmayın lütfen keyifli okumalar ❤️
Bu bölümü MaviKelebek150 'e ithafen yayınlıyorum :)
Gerçekten de dedikleri gibi nikahtan sonra normal nasıl yaşanıyorsa öyle yaşamaya devam etmişlerdi. Heja kendi odasında tek başına kalıyor gündüzleri Narin , Sıla ve Mızgin yenge ile kısa kısa konuşuyordu. Hala utancından tam olarak yanlarında oturamıyordu. Kendi bilmese de tüm ev onun yaptığı yemeklere ve tuttuğu işlere hayran kalıyordu. Herkes onun çok mazlum ve saf biri olduğunu görüyordu bu yüzden de hareketlerine dikkat ediyorlardı.
Bahoz ise eve uğramıyordu. Tüm gün kardeşinin ölümünü araştırıyordu. Geceleri de şirkette uyuyordu. Bazen annesi kendisini çağırdığında yemeğe katılıyordu onun harici tüm aileyi görmüyordu. Şuan herkes rölantide bir hayatın içinde acısını yaşıyordu. Hayatın onlara ne getireceğini tahmin etmeden bir şekilde devam ediyorlardı.
Genç kadın yine derin düşüncelere dalmışken elindeki sarmaları tek tek sarıyordu. Biliyordu her gece eve gelmeyen adamın kendisi yüzünden gelmediğini bu durum onu çok üzüyordu. Bu sırada, Sıla'dan gelen sözler de sabrının son damlası olacaktı ki gözyaşları akmaya başlamıştı. Sıla tamamen hüzün ve acıyla elindeki sarmayı sararken derin bir nefes çekip 'Bawer abim olsaydı bunları çiğ çiğ yer bitirdi' demişti. Heja da onun sözlerinden sonra kendini tutamamıştı işte.
Mızgin, genç gelinin ağlamasıyla Sıla'nın koluna vurup 'Sen gerçekten salaksın ha! Şu dilin bir dursun be kızım' diye bağırmıştı. Sıla kolunu tutarken hemen söylediğinin farkına vararak 'Özür dilerim yenge, yemin ederim bilmeden oldu. Ben dışımdan söyledim yanlışla' diye sıralarken genç kadın masadan kalkarak mutfakta çıkmıştı. Hızlı adımlarla odasına koşmuştu.
Bahoz ise annesinin çağırmasıyla eve gelmişti ve gelir gelmez de genç kızın ağladığını görünce ister istemez sinirlenerek mutfağa girdi. Herkes birbirine bağırırken daha fazla dayanamadan 'Susun! Biri bana Heja' nın neden ağladığını açıklasın hemen!' dedi. Eğer düşündüğü gibi ona kötü davranan varsa cezasını ağır çekecekti.
Sıla yanına gelerek 'Abi özür dilerim ben istemeden 'Bawer abim sarmayı sever' dedim ama yemin ederim yanlışlıkla çıktı ağz-' diyemeden Bahoz elini kaldırıp onu durdurmuştu. 'Tamam! Siz devam edin işinize' diyerek hemen odaya çıktı. Bu ufacık bir laftan o kadar ağlayacak ne vardı diye düşünüyordu. Kesinlikle üst üste bir şeyler olmuş olmalıydı.
Kapıyı bir kez tıklatıp içeriye girmişti. Heja, odadaki koltukta dizlerini bükmüş ve kollarını sararak ağlamaya devam ediyordu. Onu görünce toparlanarak ayağa kalktı. 'Heja ne oldu sana ?' diyerek onu kolundan tutup yerine oturtan adamla daha çok ağlamak istiyordu. Bu bir ayda içine daha beter cehennem ateşleri düşmüştü. Bu adama olana ilgisi onu yakmıştı bu çok yanlıştı ama yüreğine söz geçiremiyordu.
'Bir şey yok ağam öyle duygulandım sadece' diyerek kolunu usulca kucağına çekti. Daha fazla günaha girmemeliydi daha fazla Bawer'e ihanet etmemeliydi. Evet, Heja böyle düşünüyordu. Bawer'in ölümü tazeyken, o abisinden hoşlanmıştı bu kendisine göre bir günahtı ve asla kabullenemiyordu hem de Bahoz'un sevdiği kadını hala unutmadığını biliyordu. Çok ağırdı bunların hepsi .
Bahoz çenesini sıvazlarken 'Sıla'nın lafına ağlamadığını biliyorum. Bir şeyler tetiklemiş olmalı ne oldu bana açık açık söyle ki sana yardımcı olayım. Bu konakta ızdırap çek diye getirmedim seni ' diyerek biraz daha yaklaştı genç kadına.
'Her şey çok ağır geliyor bana. Saçmada olsa Sanki o düğün olmasıydı hiç Bawer ölmeyecekti diye düşünmeden edemiyorum . Bu konakta kimsenin yüzüne bakamıyorum sanki başlarına kalmışım , sığıntı gibi hissediyorum. Onlardan tek Bawer'i değil seni de mahrum ettim Ağam. Benim yüzümden bir aydır doğru düzgün eve gelmiyorsun zaten bir evlatlarını toprağa verdiler diğerini de benim yüzümden hasretlik çekiyorlar. Bunlar bana ağır geliyor yoksa kimsenin suçu yok hepsi bana çok iyi davranıyorlar'
Bahoz bu küçük kadının üstündeki yükleri yeni yeni kavrıyordu. Bazı yerlerde haklıydı. Bu eve gelmeyerek onu kabul etmediğini gösteriyordu. Evdekiler onun yüzüne hasret kalmışlardı. Annesi , Yadesi her gün arıyordu 'ne zaman geleceksin' diye ama o hep erteliyordu. Ailesinin ve genç karısının yanında olması gerekirken o kendi kafasına göre hareket ediyordu. Yavaşça kabullenemediği karısının elini tuttu.
'Özür dilerim tüm bu yüklerin altında kaldığın için. Ben olayların acısıyla ne yaptığımı bilmiyordum. Haklısın onlara bunu yapmaya hakkım yok özellikle de sana . Heja, bu hikayede bir suçlu yok. Bu yaşadıklarımız kaderin bizi sürüklemesi. Hiç birimiz böyle olsun istemezdik ama oldu ve elimizden hiçbir şey gelmedi. O düğünde koskoca Neçirvan Aşiretinin evladını öldürdüler. Eğer birini suçluyorsan bizi suçla çünkü biz aşiret olarak onu koruyamadık. Şimdi sil gözyaşlarını bu evde sen benim karım olarak varsın bir sığıntı olarak değil. Anlaşıldı mı Heja Neçirvan?'
Heja nefes bile almadan genç adamı dinlemişti. İçine öyle bir ferahlık yaymıştı ki sanki yükünün bir kısmını atmış gibiydi. Ona karısı olduğunu söylediğinde heyecanını dizginleyememişti. Gözlerini kaçırarak kafası salladı. 'Anlaşıldı ağam' diye mırıldandı. Bahoz ise ilk defa kardeşinin ölümünden sonra gülümsemişti. Çünkü karısını bir an için kediye benzetmişti. Sessizce ve ince sesiyle mırıldanması çok hoşuna gitmişti ama bunun farkında değildi.
Kendini toparlayarak ayağa kalktı . 'O zaman ben duşa gireyim sende git ve evin gelini olarak yemek yap çünkü akşama yemekte ben varım. Herkes elinin lezzetini beğeniyor, bende bir bakmak isterim ' diyerek banyoya ilerledi. Heja ise hemen ayağa kalkıp şalını düzeltti. Şimdi gidip en güzel yaptığı yemekleri yapacaktı. Bahoz Ağa'nın da yemeklerini beğenmesini istiyordu.
Heyecanla mutfağa koştu ama bu sırada yeni yeni aklı başına gelmişti . Bahoz Ağa ilk defa ona karısı olduğunu söylemişti hatta resmi nikahları olmamasına rağmen ona Neçirvan soyadıyla seslenmişti ve en önemlisi kendi odalarında ilk defa banyoyu kullanıyordu. İster istemez kalbi hızlı hızlı atarken saçma şekilde banyo düzenli miydi diye düşünmeden edemedi. Heja doğru yada yanlış bu adamdan gerçekten etkileniyordu .
Güzel okurlarım burayı lütfen okuyun. Çalıştığım hastanede personel eksikliğinden dolayı yoğun çalışıyoruz bu da ister istemez buraya yansıyor. Yorulduğum için buraya bakamıyorum ama elimden geldiğince devam ettirmeye çalışacağım bana destek olanlara şimdiden teşekkür ederim:)
Şimdi bölüm geçiş bölümü gibi oldu asıl olaylara girmek üzereyiz bence çok şaşıracağınız bir iki olay olacak diyeyim :) Nasıldı hemen bol bol yorum istiyorum ona göre , sizin için bu yorgunluğuma rağmen bölüm yazdım acıyın banaa 🥹 Yorum sayısı hoşuma gitmiyor bilginize :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜM (TÖRE)
ChickLitHeja, düğün günü kocasının ölmesiyle onu kayınbiraderiyle evlendirmişlerdi. Öyle ki tüm mardin ona bahtsız gelin diye çağırıyordu. Heja ise daha 18 yaşında başına gelen olayları kaldıramıyordu. Kocası yerine kendisi ölmeyi tercih ederdi. Heja'nı...