Sosha'ya baktığında elinin kılıcına gittiğini gördü. Onu öldürdüğünü sanıyordu, şimdi Alessia'yı öldürmeye mi çalışacaktı? Yine.Alessia'nın bir saniyeliğine kaşları çatıldı. ''Nasıl?'' Diye fısıldadı havaya. Sanki fısıltısı cevabı bulup ona getirebilir gibi kızın gözlerinin içine bakıp bekledi. Öylesine canlıydı ki... Ona bakınca fayansa akan kanın hatırasıyla yanılgıya düşüyordu. Hayır. Dedi. Hala canını aldığıma eminim. Fısıltısı ona cevap vermemişti, Sosha'da öyle.
Bir katil olduğu için kendinden vazgeçtiği anları hatırlıyordu. Tek dostunun yasını tutmuştu. Kendine sakladığı suçlayıcı düşünceler yüzünden aklını kaçıracağını sanmıştı. Fakat Sosha, yaşıyordu. Sessizlik etini bir bıçak gibi kesmek üzereydi. ''Nasıl hayattasın?''
Sosha, Alessia'nın yüzündeki dehşeti görmezden geldi. Onun irileşmiş bakışlarının aksine Sosha yüzünü kısık gözlerle izliyordu.'' Aynı şeyi senin için düşünüyordum. Neden hayattasın?''
Muhafız kolunu dürttüğünde sinirle onu dürten eli ittirdi, aynı anda Sosha'da adama durmasını işaret etmişti. ''Tüm bunların içinde benim gibi bir kurban olabileceğini düşünmek büyük aptallıktı, değil mi?'' Sosha sözlerini anlıyormuş gibi bakmıyordu. Onun yüzünde gördüğü şey katıksız nefretti.
''Kurban mı?'' Eski dostunun dudakları sahte bir gülümsemeyle kıvrıldı ve işaret parmağını omuzuna bastırdı. ''Yüzlerce insanın hayatı senin kahrolası yaşam kanın yüzünden harcandı, bayan kurban. Sen ölmediğin için senin sahte, renkli hayatlarında katledildik!'' Tam gözlerinin içine bakıyordu. İşaret parmağını yeniden omuzuna bastırdığında Alessia sabırla gözlerini kapatıp açtı. ''Asıl kurban bizdik! Bunu yapmayı, seninle o yalan çay saatlerine katlanmayı hiç birimiz istememiştik.''
Yaşam kanı tokat yemiş gibi irkildi. ''Öldüğünü sandım.'' Dedi kısaca. Hatta buna son derece emindi. Sosha kollarını kavuşturdu. ''Yani hayatta olduğum için benden hesap mı soruyorsun?''
''Bu söylediğini yapan sensin!''
Eski dostunun gülümsemesi silindi ve bakışlarına gölge düştü. Alessia için bu ifade tanıdıktı ama bunu ona söylemedi. ''Asla iyi bir dost olmadın, Alessia.''
Gittikçe keskinleşen tavrı midesinde hoş olmayan bir karmaşa yaratmaya başlamıştı. Kalbi gümbürdüyordu. Omuzlarını havalandırıp çenesini kaldırdı. ''Beni kendinle karıştırıyorsun, Sosh.'' Yumruğunun içine kıvrılan parmak eklemleri bembeyaz olmuştu.
''Yanılıyorsun, ben senin hiçbir zaman dostun olmadım, küçük ogre.'' Alessia görmeyeli uzamış saçlarını omuzundan geriye attı. Bu söylediğinin nereden tanıdık geldiğini hatırlamaya çalışıyordu. Ogre... bunu daha önce duyduğuna emindi. Sosha neredeyse burnunun dibine girerken sinsi bir yılan kadar yavaştı. ''Burada sana ne diyoruz biliyor musun?'' Söylemek için hazırlandı, adeta ağzının içinde kelimelerin tadına varır gibi dilini şıklattı. Bu Sosha tamamen yabancıydı işte. ''Katil.''
Alessia ses tonundan bunu ilk söyleyişi olmadığını anlamıştı. İrkildi. Yutkundu. Onu öldürmek istiyordu. Yeniden. ''Öyleyse umarım çok derin uyumuyorsundur.'' Parmaklarını dudaklarına götürmemek ve bakışlarını düşürmemek için çenesini sıktı. Yüceler! Bunu sahiden söylemiş miydi?
Yutkunma sırası Sosha'daydı. ''Görevde başarılar.'' Yanından geçip gittiği sırada aynı omuzuna çarpmayı ihmal etmedi.
''Ne görevinden bahsediyorsun?'' Kimse Alessia'ya böyle bir şeyden bahsetmemişti. Muhafıza baktı. Ve sonra oldukları koridora. Bu koridor ona verdikleri odaya gidenden tamamen farklıydı. Dalgınlıktan fark etmemiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor
FantasiaYaşamı boyunca hiç kimsenin onu "tehlikeli" olarak nitelendireceğini düşünmezdi. Eh, hayat bazen hoş olmayan sürprizler yapabiliyordu. "Nefes al," dedi kendine. "Çünkü her an biri gelip onu senden alabilir." Ölüme kapadığı gözlerini bir öncekilerd...