•1•

75.7K 2.2K 1.2K
                                    

Şuraya tarih falan birşey atın sonra başlayın 💋


🌸

0545 *** ** **: Hanımefendi şemsiyeniz bende kalmış

Siz: Pardon tanıyamadım?

0545 *** ** **: Kader Ortağın

0545 *** ** **: Ruh Eşin

0545 *** ** **: Ve şu andan itibaren biricik sevgilin...

*Bu kişiyi engellediniz.*

2 gün önce:

İşe geç kalmıştım. Eğer biraz daha geç kalırsam patronum ile yüz göz olacaktım. Biraz acele ederek evden çıktım. Hava yağmurluydu ve ben şemsiyemi unutmayıp yanıma almıştım. Genelde şemsiyemi unutup çıkardım ama bu sefer unutmamıştım. Az da olsa morelim düzelmişti. Koşmaya başladım. Arabam yada otobüs param yoktu. Zaten kendimi zar zor idare ediyordum.

Bir kafede garson olarak çalışıyordum ama geçimimi karşılamama yetmiyordu. Çünkü şehir dışında bir kardeşim vardı ve ona bakmak zorundaydım. Ailemizi yakın bir zamanda kaybetmiştik. Bir kaza sonucu annem, babam ve 2 yaşındaki küçük kardeşim vefat etmişti. Geriye sadece ben ve 19 yaşındaki erkek kardeşim kalmıştık. Akrabalarımız vardı ama bize bakmak istememişlerdi.

Kardeşim tıp kazanmıştı ve şuan çok güzel bir üniversiteye gidiyordu. Onun geleceğini düşünüyordum. En azından o hayatını kurtarsın diye kendimi gece gündüz işe veriyordum. Bazenleri fazla mesai yapıyordum. Bazenleri garsonluk dışında başka yapabileceğim bir iş var mı diye araştırıyordum. Hayat beni oradan oraya sürüklüyordu ve ben sadece boyun eğiyordum. Zaten boyun eğmek dışında ne yapabilirdim ki?

İçten içe kendimle konuşurken bir ağlama sesi duydum. Sesi duyduğum yere baktım. İri cüsseli bir adam yerde oturmuş ağlıyordu. İlk başta şaşırmıştım ama yavaş yavaş yanına yaklaştım. Ona yaklaşmadan uzaktan biraz izledim. Çok şiddetli ağlıyordu. Sanki bütün ömrü boyunca çektiği bütün acıları kusarcasına ağlıyordu.

Yağmur çok şiddetli yağıyordu. Onu burada daha fazla böyle bırakırsam yüksek ihtimalle ıslanmaktan üşütecekti. Yanına biraz yaklaştım ve açık olan şemiyeyi ona yaklaştırdım. Beni farketmiş olacak ki kafasını kaldırdı.

"Yanlış anlama sadece yağmur çok şiddetli yağıyor. Benimde gönlüm el vermedi hastalanmana."

Biraz daha baktı bana. Yavaş yavaş bende ıslanıyordum. O ise hala boş boş bakıyordu. Telaş yapıp şemsiyeyi hemen yanına bıraktım.

"Şey işe geç kaldım. Lütfen şu şemsiyeyi al."

Bana biraz bakıp elimdeki şemsiyeyi aldı.

"Peki sen ne yapacaksın?"

Elimle biraz ileride olan kafeyi işaret ettim.

"Ben orada çalışıyorum. Beni merak etme."

Gülümseyip kafeye doğru koştum. Kafenin önüne geldiğimde arkamı döndüm ama o ortalıkta yoktu. Bu iyiye işaretti. En azından kıçını kaldırıdı diye kendimi avuttum.

Hızlıca kafeye girdim ve çaktırmadan mutfağa gittim. Ordan kafenin önlüklerinden birini alıp üzerime geçirdim. Patron hala gelmemişti ve bu iyi bir şeydi. Hızlıca Yasemin'in yanına gittim.

"Yasemin patrona geç kaldığımı söyleme lütfen."

Ona yalvarır gibi baktım. Yaseminle aram pek iyi değildi ama birbirimizin arkasını kollardık.

"Tamam ama bu son. Hem patron farkederse ikimiz birden işten atılırız. Bir daha geç kalmamaya dikkat et."

Kafamı hemen salladım.

"Bugün hava yağmurluydu. Uyanmakta güçlük çektim."

Kendimi açıklama gereği duymuştum çünkü ne olursa olsun bu işe muhtaçtım.

Aylık maaşı 10 bin liraydı. Bu miktar elbette azdı çünkü yarısından fazlasını kardeşime gönderiyordum. Bana sadece 4 bin lira kalıyordu. Çok şükür ki kendi evim vardı ve babamın bankada biraz birikimi vardı. Kendimce idare etmeye çalışıyordum. Bazı günler yemek yemeden uyuyordum. Çünkü 4 bin lira bu devirde bir sakız parası bile değildi.

Hızlıca düşüncelerimden uzaklaşıp içeriye gelen müşterilerin yanına gittim.


🌺

Yaw eğer tiktok hesabıniz varsa beni takip eder misiniz? Gt yapıyorum.

İsmim: @anahesapkapandi ismini değiştirecegim ve keylogoy yapacağım. İkisini de yazın hangisi geldiyse

Şemsiye (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin