•41•

11.5K 599 44
                                    


🌇

Yeni güne gözlerimi araladığımda yanımdaki kanepede uyuyan Atlas'ı gördüm. Gece gelip o kanepede mi yatmıştı?

"Atlas..."

Ses gelmedi. Derin bir uykudaydı.

"Atlas..."

Tekrardan ses gelmeyince yavaşça kalkıp Atlas'ın yanına gittim.

"Atlas uyan."

Yavaş yavaş gözlerini açınca gülümsedim.

"Atlas dün gece burada mı uyudun?"

Atlas yavaşça başını sallayınca kaşlarımı çattım. Bu kanepede oturmuş bir şekilde uyuması onun için hiç faydalı değildi.

"Atlas kalk yatakta uyu."

Beni dinleyip ayağa kalktığında sırtından ona destek oldum ama Atlas acıyla bağırdı.

"Atlas ne oldu?"

Atlas bir şey yok dermiş gibi kafasını sallayınca tişörtünü yukarı kaldırıp baktım.

"Atlas hani bir şeyin yoktu?"

Sırtı kanla doluydu ve sargı yapılmıştı. Bembeyaz sargılardan kan akıyordu. Dışardan fark edilmesin diye siyah tişört giymişti.

"Atlas..."

Atlas tişörtünün uçlarını tutan ellerimi tutarak yavaşça aşağı indirdi.

"Bir şey yok."

Gözlerini kapatarak kapıya doğru yöneldi.

"Atlas bana bir açıklama yapmadan bu odadan çıkamazsın!"

Hızlıca bana dönüp yanıma geldi.

"Lütfen bu gün bir şey sorma lütfen...sadece bu gün."

Bir şey dememe izin vermeyip odadan ayrıldı. Ben ise az önce uyuduğum yatağımın üzerine oturdum.

"Neden? Neden bana anlatmıyorsun Atlas?"

Belki kendini hazır hissetmiyor ya da bir şeyleri bilmemi istemiyordu.

2 gün sonra İstanbul'a bir uçak biletimiz vardı. Sonrasında Atlas Amerika'ya gidecekti. Ne zaman döneceği büyük bir soru işaretiydi ama en kısa sürede dönmesi ikimiz için de daha iyiydi.

Yatağımdan kalktım ve vücuduma sarılan sargıları çıkardım. Aynadan sırtıma bakınca yaramın yavaş yavaş kabuk tuttuğunu gördüm. Yara çok derin değildi yani izi kalabilir ya da kalmayabilirdi. Açıkçası bunu pek umursamıyordum çünkü aynı yara izlerinden Atlas'ta yüzlerce vardı.

Sargıyı tekrar sarıp odadan çıktım. Dilara ablaya gidip teşekkür etmeliydim çünkü dün gece benimle ilgilenmişti.

Dilara abla, Hamza Ağa'nın yanında çalışan bir doktordu. 17 yıldır buradaydı ve Hamza Ağaya çok yararı dokunmuştu. Atlas'ta Dilara ablaya çok değer veriyordu.

Aşağı indiğimde mutfakta oturup şırınglarla tuhaf tuhaf şeyler yapan Dilara ablayı görmemle gülümseyerek yanına ilerledim.

"Dilara abla nasılsın?"

Dilara abla beni farkedip kafasını kaldırdı.

"Gel otur."

Hemen gidip yanına kıvrıldım. Gülümseyip elindeki şeyleri bir kenara itti.

"Kız Atlasla aranda ne var?"

"Evlenmeyi düşünüyoruz."

Dilara abla hemen elimi tuttu.

"Ciddi misin?"

Kafamı salladım. Neden böyle bir soru sorduğunu da anlamamıştım zaten.

"Daha önce Atlas oğlumun yanında bir kız görmemiştim. Sen ilksin."

Gerçektende görmemiş miydi? Atlas çok yakışıklı, zengin, romantik bir adamdı. Nasıl olurda yanında bir kız olmazdı?

"Nasıl anlamadım?"

"Atlas oğlumun dedesi varya hani Hamza Ağa...o pek izin vermezdi..."

Bir şey aklına gelmiş gibi sustu.

"Neye izin vermezdi?"

"Onu da sana Atlas söylesin. Ben söylersem küsebilir bana."

Konuyu daha da uzatmayıp sustum.

"Ha bu arada Dilara abla ben sana çok teşekkür ederim. Dün benimle çok ilgilendin."

"Hiç lafı olur mu kızım...Atlas sana çok değer veriyor. Eğer o değer veriyorsa bende değer veririm."

Yavaşça masadan kalkıp gülümsedim.

"Dilara abla ben kalkayım. Atlas'ı görmem lazım."

"Tamam sen git aşığının yanına."

Kahkaha atmaya başlayınca bende hızlıca mutfaktan çıktım. Telefonuma gelen bildirim sesi kendime gelmemi sağladı.

KOCA BEBEK: Mina neredesin?

KOCA BEBEK: Ya Mina bana kırılmadın değil mi?

KOCA BEBEK: Minaaa cevap verrr.

KOCA BEBEK: AHA DA BULDUM SENİİİ.

Hızlıca etrafıma bakınca bana doğru gülümseyerek gelen Atlas'ı gördüm.

🌇

Biz iki aşık kafaları karışık HSJQHJSNS.

Atlas bebem çocukluğunda ne yaşadı sizce?

Şu Minayı aradan çıkarıp kendimi Atlas'a ayarlasam nasıl olur?

Sonraki bölümlerde yeni bir karakter gelecek sizce bu karakterin amacı ne olacak?




Şemsiye (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin