one.

24 2 1
                                    

*



"dinle sakince, bitiremedim seni içimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"dinle sakince, bitiremedim seni içimde."

*

Yatakta dönüp durmaktan sıkılmıştım. Başım o kadar çok ağrıyordu ki artık dayanamıyordum. Saat gecenin dördüydü. Laura ile konuştuktan sonra bir süre sessizce ağlamıştım. Bu ağlayış bana yoğun baş ağrısı ve burun tıkanıklığı getirmişti. Gözlerim de epey şişmişti. Berbat bir hale sürüklendiğimden son derece emindim.

Yatağın sağ tarafında yatıyordum. Sağ taraf hep Andrés'e ait olurdu. Şimdi kokusunu duyuyordum, yokluğunda bunu hissetmek gerçekten acı vericiydi.

Gözlerimi sıkıca yumduğumda ağlamamak için zorladım kendimi. Her şey acı veriyordu, yazdığım hiçbir mesaja dönmüyordu. Gözlerim usulca aralandığında başımı büyük pencereye çevirdim, dışarıyı seyrettim. Büyük binaları, ışıkları, yıldızlı gökyüzünü. Vakit geçmek bilmiyordu, bu saatlerde su içmeye kalkan Andrés'in sesini duyuyor gibiydim. Sanki yatakta kıpırdanıyor, yorganı kaldırıp yataktan kalkıyordu. Yere değen çıplak ayakları zeminde ufak tefek sesler çıkarıyordu. Ben uyuyordum fakat duyuyordum onu, ona dair hiçbir şeyi duymamak içten bile değildi. Mutfağa gidiyordu yavaşça, sarsak adımları gözlerinin kapalı olduğunu düşündürüyordu bana. Hatta sağ eli spor atletinin bir ucunu kaldırıp açıkta kalan tenini kaşıyordu. Sonra sağa dönerken ayak serçe parmağını vuruyor bir köşeye, işte gözleri açılıyor bu defa. Küfürler ediyor, ayağını kaldırıp sıkıca tutuyor eliyle. Söylene söylene mutfağa gidiyor ve üzerinde basketbol topları olan büyük bardağından su içiyor. Yeniden yanıma gelirken çoktan açılan gözleri bu defa uykusuzlukta geziniyor etrafta. Odamıza geldiğinde ise yatağa giriyor ve sarılıyor bana. Sağ tarafta yatarken Andrés, sol tarafında kalan ona göre küçük bedene sahip olan bana sıkıca sarılıyordu. Hâlâ uykunun kollarında olsam bile bunu hissederdim, her şeye rağmen yeni ıslanmış dudaklarıyla saçlarıma bıraktığı uzun öpücüğü ne olursa olsun hissederdim.

Kalbim sızlıyordu işte. Büyük bir acının eşiğinde, boşluğun ortasındaydım. Yoğun korkularım yüzünden düşünmeden konuşmuştum, mahvetmiştim sahip olduğum her şeyi.

Yastığın altına sokuşturduğum telefonu aldığımda sosyal medyaya girdim. Andrés'in profilinde gezindim durdum, herhangi bir değişiklik aradım. Yoktu. Ofladığımda bu defa mesaj uygulamasına girdim. En son onunla birlikte uyumadan önce girmiş görünüyordu. Zaten bütün mesajlarım tek tik oluyordu, bu sinir bozucuydu. Sanırım telefonunu kapatmıştı, aradığımda ulaşılamıyordu. Onu öyle çok merak ediyordum ki kafayı yemek üzereydim.

Parmaklarımı klavyenin üzerinde hareket ettirdiğimde telefonum çalmaya başladı. Heyecanla yerimde doğrulduğumda arayanın Andrés'in yakın arkadaşı Woody olduğunu gördüm.

my head & my heart.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin