unutulanlar

50 6 2
                                    

Günümüz

"Aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. Çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değildir"

Söylediklerini kafamda tartarken bakışlarımı masasında duran turkuaz ve beyaz karışımı dekordan alıp ona diktim.

Benimle kurduğu göz temasını kesmeden oturduğu masanın çekmecesinden bir defter çıkardı.

Masanın üzerine koyduğu defteri iki parmağıyla benim olduğum tarafa doğru iterken odağımı kendine çekmeyi başarmıştı.

Yarım saattir ne konuştuğuyla zerre ilgilenmiyordum.

Psikologlarla hiç ilgilenmiyordum.

Hayır, sadece ailemin ayarlamış olduğu tanıdık psikologlarla.

Önümde duran orta boy, kalın kapaklı, lacivert deftere anlamsız bakışlar atarken konuşmaya devam etti.

"Sigmund Freud'dan bir alıntı. Sen yazmışsın defterine" gözleriyle önümdeki defteri işaret ettiğinde şaşırmıştım. Yüzümdeki ifadeyi de gizleyememiş olacağım ki açıklamada bulundu.

"Ailen böyle yazdığın bir kaç tane defterinin olduğunu söyledi ve bir tanesinide okumam için bana vermişti geçen hafta"

İşte, istemememin sebebi bu. Ailemin gittiğim her psikologla benden önce görüşüp konuşması.

O zaman ben niye gidiyordum ki? onlar benim yerime gidip,konuşup anlatsalardı ya.

Eminim benden yana daha çok şey anlatırlardı.

Suskunluğumu bozarak kafamdaki savaşa son vermeye çalıştım ve ona cevap verdim.

"Ve sizde hiç düşünmeden alıp okudunuz. Öyle mi? Üstelik daha ilk seanstayız ve geçen hafta verdiğini söylüyorsunuz"

Yüzüne bir gülümseme yayıldı.
"Konuşabiliyor olmana sevindim."

Kurduğu cümleye hem sinirlendim hemde takmadan tekrar konuştum

"Her hastanızı ön tanımaya alıp daha hiç görmeden defterini alıp okur musunuz Deniz bey?"

Derin bir nefes aldı ve oturduğu sandalyede dikleşip kollarını yasladığı masada birbirine kavuşturdu.

"Hayır küçük hanım. Birincisi ben doktor değilim danışanlarıma hasta demezsek sevinirim." Tebessüm etti ardından tekrar konuştu.

"İkincisi umarım babalarımızın iki iyi arkadaş olduğunu biliyorsundur."

Ne alaka der gibi kaşlarımı kaldırdığımda tekrar konuştu. "Yani şöyle ki durumundan aslında bir kaç aydır haberim var. Defteri vermeye çalıştıklarında reddettim ta ki Babam geçen hafta elinde defterinle işten dönene kadar. O akşam randevu kayıtlarında ismin gözüküyodu."

Deftere ne yazmıştım hatırlamıyordum ama yinede bir zamanlar günlük olarak kullandığım defteri şimdi bir başkasının okumuş olma düşüncesi huzursuz etti.

Unutuş Nehri | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin